12

44 7 4
                                    

Bölüm-12-"Güzel şeyler ve güzel Umut"

"Nasıl bir his biliyor musun?
Oda çok geniş ama sığamıyorsun
Bak kapı orada ama çıkamıyorsun
Pencere açık ama nefes alamıyorsun."
-Cemal Süreya

"-Cemal Süreya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Cuma günü yaptıklarımız yüzünden işaretlendiğimi sanmıyorum. Ne yaptıysak beraber yaptık, neden sadece ben işaretleneyim?"

"Belki, bu onların bir oyunudur," dedi Umut sessizce.

"Sanmam," diye mırıldandım.

Neden işaretlendiğimi bulmaya çalışıyorduk. İşaretlenmenin, ufak tefek suç işlenince olan bir olay olduğunu biliyordum ama kendimi bu işareti hak edecek bir suç işlerken hayal edemiyordum. Uyuşturucu satacak kadar veya her öğün insanlara şiddet uygulayacak kadar kötü biri değildim.

İşaretli insanlara zorbalık yaptığım için işaretlenmiş olma olasılığı geliyordu aklıma ancak bu ihtimal de pek akla yatkın değildi, işaretlenenler zaten zorbalık görsün de akılları başlarına gelsin, işlediği suçların biraz olsun cezasını çeksin diye işaretleniyordu. Benden önce de bir çok zorba gelip geçmişti ancak kimse sırf bu yüzden işaret kazanmamıştı.

Utku, Can ve Oğuz'a yaptıklarımız için olduğunu da düşünmüyordum, bu işte tek değildim ve benimle beraber kızların da işaretlenmiş olması gerekirdi. Ya da bu işareti koyan kişinin bana özel garezi vardı.

"Belki iftiraya uğramışsındır?"

Kafamı kaldırdım ve böyle bir ihtimalin olma olasılığını düşündüm. İftiraya uğrasam, bundan haberim olurdu diye düşünüyordu ve bu ihtimal de mantıksız geliyordu.

"Sonuçta, Ekim seni hırsız yerine koydu," diye devam etti uzun bir duraklamanın ardından.

"Sanmıyorum," diye mırıldandım tekrar.

Çatı katındaydık hala, güneşin her bir karışını aydınlattığı zeminde, karşı karşıya oturmuştuk. Umut, dizlerini karnına kadar çekmiş, kollarını bacaklarının etrafına dolamış ve çenesini dizine yaslamıştı. Bende onunla aynı pozisyondaydım, dizlerimi karnıma kadar çekip kollarımı etrafına sarmıştım ve çenemi dizime yaslamıştım.

Birbirimize bakıyor, güneşin yarattığı bunaltıcı sıcağı umursamadan çıkarımlarda bulunmaya çalışıyorduk. Benim sarı renkli konverslerimin ucu, onun siyah spor ayakkabılarının ucuyla temas ediyordu. Ne zamandır burada böyle durduğumuzu bilmiyordum ama bir kaç dersi kaçırdığımıza emindim.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Gözlerinden, düştüğüm duruma üzüldüğünü anlayabiliyordum. "Ekim ve Ömür'den bunu beklemezdim.'

Ben de beklemezdim. Lise hayatım boyunca onları kollamıştım, lise hayatım boyunca onları kollamıştım. Can, Oğuz, Erim ve Utku dörtlüsüne sataşacağımızı söylediğimde dibe vurma olasılığımızı düşünerek desteklemişlerdi beni. Böyle tehlikeli bir konuda dahi yanımda benimle birlikte olan insanları, şimdi basit bir işaret yüzünden kaybediyordum

DRAMA   •Düzenlemede•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin