"Seni sessizken, sadece önemseyenler duyabilir."
~Bernard Shaw~*
Pazartesi günlerini severdim eskiden, yıldızın gökyüzünden düşüp de bir dolaba konduğu, bana da eğlence çıkardığı gündü benim için. Çoğu öğrenci okulun ilk günü olduğu için sevmezdi pazartesileri, çoğu öğrenci de yıldızlanırım korkusu yüzünden, bir çoğu da benim oyuncağım olmak istemediği için.
Değiştiğimi düşünüyordum, bir ay önceki halim tamamen yabancıydı artık bana. Bir ay önceki halimi sevmezdim, sevmediğim her şeyin buluştuğu bir ruhtum ki sevmezdim kendimi. Artık daha farklı hissediyorum, aynaya baktığımda gördüğüm yanılsama miğdemi bulandırmıyor, hatta şapşal şapşal gülerken buluyordum kendimi. Gerek arkadaş çevrem olsun gerek muhattap olduğun insanlar, kökünden değişen yaşam kalitem arınmış hissetmeme neden oluyordu.
Babam ve herkese muhalefet müdür ne düşündü bilmiyorum, ancak sadece pazartesileri değil salı günlerini de benim için eğlenceli hale getirdikleri bir gerçekti. Şanslı olduğumu düşünürdüm hep, katil olduğumun varsayıldığı veya şeytan dörtlüsünün beni kışkırttığı dönemleri hiç olmamış gibi hesaplarsak hala şanslı olduğumu diyebilirim.
Sadece benim işaretlenmemi, zorbalıkların ve ölümlerin bütün suçlarının omuzlarıma yüklenmesini haksızlık olarak görmüştüm. Benden daha beteri, şeytan dörtlüsü gibi zorbalığı geçim kaynağına çevirip sistemini kuran insanlar varken ben işaretlenmiştim, üstelik Ömür ile Ekim suç ortaklarım olmasına rağmen aklanmış durumuna getirilmişlerdi.
İlahi adalete inanmam gerekirdi, sürekli isyan etmemem. Zira artık herkes içindeki kötülüklerin hesabını verecekti ve bu sefer izleyen taraf ben olacaktım.
Okulumuz, gerek yıldız sistemiyle, gerek zorbalığın normal karşılanmasıyla zaten farklı, ilklerin mekanı denilebilirdi. Bu okulun bir ilke daha kalıbına basmasına şahit olmanın onuru ve gururu içindeydim.
Bu sefer sadece bir değil, altı kişi birden yıldız almanın şerefine erişmişti. Babamdan mı çıktı bu fikir yoksa herkese muhalefet müdürden mi bilmiyorum, sadece ikisine de uğrayıp ellerinden öperek hürmetlerimi sergilemek istiyordum. Yaptıklarının mantıklı bir yanı da yok değildi, altı suçlu için her birine birer hafta vermek diğer suçlulara tatil demekti. Topluca işin içinden çıkmayı planlamışlardı.
Ömer ile Ekim bir yandan, şeytan dörtlüsü bireyleri diğer yandan dolaplarındaki yıldız çıkartmasına, bir zamanlar benim transa girmiş gibi izleyişim misali izliyorlardı. İlk defa altı kişi birden yıldızlandığı için okulun neredeyse tamamı dolapların olduğu kata doluşmuş vaziyetteydi. Öğrenci kalabalığından resmen ağız ağıza olmamız dahi moralimi bozmaya yetmiyordu, hiç bir şey şuan moralimi bozmama yetmezdi.
Ben işaretlendiğimde intikam almak için toplanan aynı kalabalık vardı yine, bu sefer hedefleri Ömür ile Ekim'di. Aralarında, ilk defa kendimi kaybedip şiddete başvurduğum, tokat attığım sürekli sakız çiğneyen kızda vardı ve resmen gözlerinden ateş atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMA •Düzenlemede•
Teen FictionGitmek için hazırlanırken, Yine kaldın kendi başına. Yükselmek için çabalarken, Dipte ve yalnızca