Bölüm-28-"Misilleme "
❈Yağmurun bir örtü misali şehrin tepesine çöktüğü günlerden biriydi, damlalar öyle hızlı düşüyordu ki gökyüzünden görüş açısının daralmasına ve bulanıklaşmasına neden oluyordu. Her adımında ayakları altına aldığı, yağmur damlaları yüzünden oluşan ince su tabakası onu çocukluğuna götürüyordu. Her şu birikintisi gördüğünde beş yaşına inip de üzerinde zıplamadan geçip gitmek onun için oldukça zordu.
Tatilin ne kadar iyi geldiğini düşündüğü günlerden birindeydi. Her anlamda zorlu geçen iki haftanın ardından kendine verdiği bir kaç günlük izin, tekrar toparlanmasında oldukça yardımcı olmuştu. Yeni doğan bir bebek gibi, hafif ve tüm problemlerden yoksun hissediyordu, zaten yeniden doğduğunu düşünüyordu.
Siyah büyük şemsiyesi, yağmurla arasında koruyucu kalkan görevi görürken, aynı zamanda da tıpkı sakındığı yağmur gibi onun görüş açısını daraltıyordu. Şemsiye, kara bulutların kapladığı iç karartıcı gökyüzünü görmesine de engel oluyordu. İç karartıcı gökyüzüne bakmak yerine, her adımında çocuk gibi yanlara su sıçratan ayaklarına odaklandığı için moral motivasyonu da düşmüyordu.
Bütün kötülüklerden arınmış gibi içine sığdıramadığı bir sevinçle gidiyordu okula. Uzun kaldırımda ve okula varmasına az kalmışken, günün yağmurlu olmasına rağmen okul servisine binmek yerine yürümeyi seçtiği için pişman değildi. Uzun, geçmek bilmeyen, psikolojik ve bedensel olarak oldukça zorlayan iki koca haftanın ardından okulda geçireceği ilk normal gününe yürüyerek gitmek istemişti. Yağmurun temizlediği şehrin, havası da temizlenmiş gibi aldığı her nefes vücudunu sabah yorgunluğundan ayırıyordu. Uzaktan görünen okulun bulanık görüntüsü dahi heyecanına heyecan katıyordu.
Soğuk hava onu etkilemiyordu, başkası olsa soğuktan şikayetlenir veya bu soğuk, yağmurlu havada okul servisiyle gelmek varken yürümeyi delilik olarak görebilirdi. Ancak, özellikle son haftasında yaşadıklarına bir göz atacak olursa, soğuk hava veya yağmur ona göre devede kulak kalıyordu.
Uzun kaldırımın, Okulun bahçe kapısına kadar uzanan kısmında gördüğü bulanık beden duraklamasına neden oldu. Yağmur yüzünden net göremiyordu, bu yüzden yürümeye devam etti. Yaklaştıkça tanıdıklaşan, görüşü netleştikçe bu sabah görmeyi istemediği ilk yüzlerden birine benziyordu.
Elinde şemsiyesiyle, okulun bahçe kapısının önünde bekleyen bu kişi aklına bir sorunun takılmasına neden oldu. Eski dostlarından birine rastlarsa nasıl hissederdi? Nasıl davranmalıydı?
Yağmurun, iç karartıcı havanın veya soğuğun yapamadığını yaptı bu sorular, onun moralini diplere çektiler. İşaret lanetinden sonra, ne bu lanetin başına sardığı o üç kızı, ne de bu lanetin başına sarılmasına neden olan eski dostlarını görmeye dayanamazdı. Henüz tazeydi yaşadıkları ve atlattığını sansa da, anlaşılam sanılsamaları yanılmıştı. Onları görmek, o günlere tekrar dönmesine ve o yaşadıklarının tekrar yaşamasına neden olabilirdi. Aynı korkular, aynı hisler hala bedeninin içinde yaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMA •Düzenlemede•
Подростковая литератураGitmek için hazırlanırken, Yine kaldın kendi başına. Yükselmek için çabalarken, Dipte ve yalnızca