Geometri, ha?

378 24 10
                                    

"Bir saniye annem geldi sanırım." telefonu kulağım ile omzum arasındaki yere sıkıştırdım Onur hattın ucundayken. "Anne?" diye seslendim salona doğru. Kimse yoktu. Arkamı döndüğüm an Atılay'la burun buruna geldim. Çocuk hiçbir yerde rahat bırakmıyordu. Git dendiğinde bile.

Çok sinirlenmiştim, gerçekten çok. Ne kadar onu kendimden ve arkadaşlarımdan uzak tutmaya çalıştıysam yine de baktığım her yerde onu görüyordum. Zeynep'in yanında, Migros'ta, dershanede, havuzda ve şimdi de nasıl girdiğini bilmediğim evimde. Sahiden nasıl girmişti?! Atılay'ın arkasında gördüğüm annem beni biraz olsun rahatlatmıştı. Ama hala öfkeliydim. Atılay'a bağırıp çağırmak, hesap sormak istiyordum. Ama canım annem tüm düşüncelerimi bastırıp sahte bir gülümseme takınmamı sağlamıştı.

"Ben seni sonra arayayım, öptüm." diyerek alelacele kapadım telefonu. "Merhaba hoş geldiniz?" dedim. Aslında soru cümlesi kurmamıştım ama ağzımdan öyle çıkmıştı işte.

"Merhaba." dedi annem ve ikisi de ellerindeki poşetleri mutfağa bıraktılar. Sonra annem Atılay'a teşekkür etti.

"Yolda karşılaştık, anahtarı yokmuş eve girememiş de." diye açıklama yaptı annem soluk soluğa. "Ben de bize çağırayım dedim. Bu yağmurda çocuk dışarıda kalmasın." diye tamamladı cümlesini kendini kanepeye atarken.

"İyi yapmışsın..." diye geveledim. Bir an önce bir bahane bulup Atılay'la baş başa kalmak istiyordum. Madem buraya geldi, onunla her şeyi açık ve net şekilde konuşmama ihtiyacım vardı.

Gözleri üzerimdeydi. Biraz da benden korkar bir hali vardı. Son telefon görüşmelerimiz üzerinde istediğim etkiyi bırakmış olsa gerek diye düşünerek kendi kendime sırıttım.

"Atılay otursana ayakta kaldın." dedi annem televizyonu açarken.

"Yok!" dedim hızla. İki kafa da aniden bana döndü. "Ona soracağım şeyler vardı, odama gelse daha iyi olur." annem kafası karışmış bir şekilde bakmaya devam etti. "Geometriyle alakalı..." dedim gülümseyerek.

"Yemin ederim Zeyn--" kapıyı kapatır kapatmaz Atılay kendini savunmaya geçti ve bir adım yakınıma geldi.

"Bana onu suçlama." dedim kesin bir dille. Kafamda düşünceler deli gibi gelip geçiyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum, bu sinirle ona köpek diye bağırabilirdim bile! "Bu kadar zor mu gerçekten? Sana uzak dur dediğim halde gelip gözümün içine girmek?" sesimi minimum seviyede tutmaya çalışıyordum.

"Yaptığımın affedilemez olduğunu biliyorum." dedi bir iki adım daha atarak. "Sarhoştum evet ama bu bile yeterli bir bahane değil kabul ediyorum. Senden hoşlanıyordum ama hakkında duyduğum o tüm şeyler, seni gözümde ulaşılmaz kız yaptı."

"Hadi ama Atılay..." şimdi de bunu mu konuşacaktık? O rezil anlardan bahsedip durmak sorunumuza çözüm mü olacaktı? Yaşandığı günden beri köşe bucak kaçtığım gerçek böyle yüzüme mi vurulacaktı?

"Ağır kızı oynuyordun, her zaman bunu yaptın." dedi bu sefer de beni suçlar gibi. İsterik bir kahkaha attım. "Tecavüz edilme nedeni: Önüne gelene yüz vermedi!" dedim gazete manşeti okur gibi. "Dinle, lütfen dinle. Sana onu yapmak istememiştim. Hiçbir kıza yapmazdım. Sadece hataydı, senin de benim de üstesinden gelemediğimiz bir hata." dedi tepkimi ölçmeye çalışırken. "Kendimde değildim lütfen, affet." dedi yüzünden yapmacıklık akarken. Ona inanmıyordum, inanmayacaktım da. Kafamı iki yana salladım. Göğsünden ittirip konuşmaya başladım.

"Sana inanmıyorum! Sen sadece kendi vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun! Öyle iğrenç bir insansın ki!" göğsünü yumrukladığımın farkında değildim. "Zeynep'i ne için yanında tutuyorsun, iki üç gün sonra tenha bir yerde tecavüz etmek için mi, ha?!" tepkim karşısında afallamıştı ve ellerimi yakalamaya çalışıyordu. Adımı söylese de sözünü kesip konuşmaya devam ettim. "Bana en kötü günlerimi yaşattın. Sen, sen Atılay; sevgilimle, arkadaşlarımla kavga etmeme sebep oldun. Aileme yalan söylememe sebep oldun. Senden o kadar nefret ediyorum ki sana yapmak istediklerimi açıklamak için henüz yeterli kelimeler keşfedilmedi!" sonunda geri çekildiğimde içeri annem girdi ve kıpkırmızı olduğumu gördüm. Bağırmış mıydım? Fazlasıyla. Yeni fark ediyordum. İşte şimdi sıçtım.

Beni İyileştirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin