Bana bir daha dokunursa ne yaparım?

861 41 7
                                    

"Lütfen bana anlayış göster..." mırıldandı. Ben ise sesinin büyüsünden kurtulmaya çalışıyordum.

"Anladım... Tamam, sorun yok..." dedim uykulu sesimle. "Sana, kimseye göstermediğim anlayışı gösteriyorum be Onur." esnedim.

"Çünkü hastalıklı bir gerizekalıyım. Anlıyorum."

"Ben öyle demek istemedim."

"Gerçeği söyle."

"En azından gerizekalı değilsin." dedim ürkekçe. "Bak, ben sana değer veriyorum. Aramızın açılmasını ben de istemem ki. Bu yüzden ne sen, ne de ben üzüleyim diye alttan almaya çalışıyorum. Bu konuda sorunumuz kaldı mı?" iç çekti.

"Sen görebileceğim en harika insanlardansın. Şu da bir gerçek, sen olmasan ben bu hastalıkta hiçbir ilerleme kaydedemezdim. Sen olmazsan, bu Onur da olmaz."

"Sevindim Onur...Gerçekten bu çok iyi bir şey. Şimdi yatmam gerekiyor. Iyi geceler."

"Seni seviyorum." dedi varla yok arası olan sesiyle ve kapattı. Onur beni seviyor muydu? Önemli olan ben onu gerçekten seviyor muydum yoksa sadece her gün konuştuğum için ondan hoşlandığımı düşünüyordum? Bilmiyorum, belki bunu yaşayanınız vardır. Bir hafta bile birisiyle düzenli olarak konuşsanız, ufak ufak onu düşünmeye başlardınız. Hele sesini duyunca, kahkahasını duyunca...

&&&

"Ne var Irem yaa? Alarm gibisin mal." diye bağırdım pikeyi üstümden atarken.

"Değerli poponu kaldırmazsan geç kalırız, eheheh. 9.20 unutma sakın!"

"Hass... Tamam tamam." koşturarak üstümü giydim, kahvaltı ettim ve işlerimi hallettim. Kısacası yirmi dakikada hazırdım. Yine koşarak durağa gittim. Otobüse binince Irem ve Elifin yanına oturdum.

"Uykusuzluktan bayılacak gibisin." dedi Elif. Aynen uyuyamadım çünkü Onurun bana seni seviyorum demesini düşündüm durdum.

"Ah evet biraz öyle oldu. Hem kim öyle değil ki?" kıkırdadım.

"Ay dur bakayım ne giydin?" diyen alış veriş manyağı Iremimize gömleğimin düğmesini açarak t-shirtü gösterdim.

"Oha nereden aldın?"

"Uğurun t-shirtü." dedim ve onu ne kadar özlediğimi anımsadım.

Seni özledim mal hayvan

-Ben

Gönderdim. Biraz kestirsem iyi olacaktı.

&&&

"Önüne baksana ya mal mısın nesin?" kafamı kaldırdığımda sinirle bağıran çocuğu gördüm. Bir şeyler demek için ağzımı açtığım an sinirle yanımdan ayrıldı. Buradaki herkes ne kadar kabaydı!

Ay sığırcım ben de seni özledim be doğru söyle karışan önünü kesen yok dimi bak tek biletime bakar ağızlarını kırarım

-Uğur

Bugün beni gülümseten tek şey kuzenimden gelen bu mesajdı. Geri kalan zamanlarda ise ölü gibiydim. Sadece dersleri dinleyip notlarımı tuttum. Tarihe baktığımda bir şey anımsadım, bugün Onurla tanışmamızın birinci ayıydı. Bugün önemli bir gündü. Onurun hatırlayamama ihtimalini düşünmek bile istemiyordum. Dershane çıkışı durağa giderek Iremi ve Elifi beklemeye başladım.

"Ay ama çok tatlı değil mi ya?" dedi tanımadığım bir kız Ireme.

"Tatlı şimdi yani Allah var. Ama Efe duysa yaşatmaz beni." gülümseyerek yanımızda durdular. "Meliha, bu Zehra. Zehra, bu da Meliha." el sıkışarak tanışmış olduk.

"Ee kimden bahsediyordunuz?" dedim gülerek.

"Kim olacak, Alp!"

"Alp? Üzgünüm ama dershanede sadece senin adını biliyorum, Meliha." ona buruk bir gülümseme gönderdim. Kolumu tutarak fısıldadı.

"Ayy! Ayy bak şurada. Merdivenleri çıkıyor." gördüğüm manzaraya dayanamayıp bağırdım.

"IYY!" hepsi bana onaylamaz bakışlar yolladı. "Bu çocuktan nefret ediyorum! Tek kelimeyle." bana baktığını görünce yürümeye başladım.

"Hey, ne kaçırdım?" dedi Elif elini omzuma atarken.

"Hiç, biz de diğer durağa yürüyorduk." diye yanıtladı Irem.

&&&

Uyandığımda saat yediye geliyordu. Hızla ayağa fırladım. Ne ara yattığımı, eve geldiğimi bile hatırlamıyordum. Içeriden gelen sesle daha fazla yatamayacağımı anlayarak ayağa kalktım. Telefonuma baktığımda annemden de mesaj vardı. Zamane anneleri...

Içeride misafir var düzgün bir şeyler giyip gel kızım ne uyudun ya kış uykusu mu bu?

-Beni Doğuran (Cidden böyle kayıtlı ve biz hep böyle mesajlarşrız ajsjajdjs)

Altıma siyah, dar kotumu üstüme de yarım mor kazak giyerek içeri gittim. Gelenlerin hepsiyle selamlaştım ve yemek yedim. Izin isteyip odama gittiğimde mutluluktan ölüyordum çünkü bugün ilk defa Onurla konuşabilme fırsatı yakalamıştım. Önceki mesajlarını önemsemeyerek yazdım.

Sonunda buradayım!!!

-Ben

Oh be kızım sonunda gelebildin ya. Haber vermeden gitme aklım sende kalıyor.

-Onur

Yarım saat alakasız konulardan konuştuktan sonra Onur bana Skype açmayı teklif etti. Hiç düşünmeden evet dedim. Sonunda onu göreceğim için çok şanslıydım. Içim içime sığmayarak Skype'a tıkladım. Görüntüsü yoktu ama sesi vardı. O, muhteşem, boğuk sesi...

"Inanamıyorum bugün ayrı güzelsin..." güldü.

"Yapma..." dedim kahkaha atarak. Beni görüyordu! Bir saniye beni görüyordu hareketlerimi görüyordu ve ben şimdilik bunu unutmuş gibiydim. Ancak bozuntuya vermedim, beni doğal halimle merak ediyorsa doğal halimle görmeliydi.

"Şimdi..." dedi 'i' harfini uzatarak."Senden bir şey istiyorum ama bunu yaparken yüzünün her mimiğini göreceğim. Söz mü?"

"Pekala?" dedim kaşlarımı merakla çatarak.

"Aşağı in ve posta kutusunu aç. Orada senin için bir şeyim va-"

Kapının aniden açılmasıyla irkildim. Şuan Onura kulak verecek halde değildim. Şuan hiçbir şeye kulak veremiyordum çünkü gözümün kararmasını durduramıyordum. Burada ne işi vardı? Bana bir daha dokunursa ne yaparım?

Beni İyileştirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin