Tepinerek uyandığım bir sabaha daha merhaba. Dün o kadar yorulmuşum ki kitap okurken uyuyakalmışım. Saate baktığımda neredeyse geç kaldığım kahvaltı aklıma geldi.
Götüme füze girmiş gibi yataktan fırladım.
Tuvaletteki işlerimi hallettikten sonra elime ilk gelen kot ve tişörtü giyerken hırkamı da üzerime aldım. Ayakkabılarımı zıplaya zıplaya giydikten sonra kendimi asansöre attım. Telefonum çalmaya başlayınca ekrana bakmadan açtım ve kulağıma götürdüm. Eliflerin evine koşuyordum.
"Geliyom Elif bak şuan koşuyom." dedim nefes nefese.
"Ne ara adım Elif oldu?" dedi Onur gülerek. Sesini duyar duymaz içimde bir mutluluk oluştu ve kahkaha attım.
"Aaaşkııııım!" diye cırladım.
"Prensesiiiiim!" diye bağırdı o da.
"Seni özledim." dedim sonra.
"Ben de. Ee nereye koşuyorsun?"
"Eliflere ya. Kahvaltı edeceğiz de hep birlikte. Bir sen eksiksin." dedim dudaklarımı bükerek. O sırada sağa mı yoksa sola mı gideceğimi hatırlamaya çalışıyordum. Solda gördüğüm köpek, sağa gitmem konusunda yardımcı oldu sağolsun.
"Of aynen. Ben de yarın kahvaltıya gidiyorum tesadüfe bak."
"Hmm kimlere gidiyorsun?" Eliflerin apartmanı görünce geride bıraktığım köpeğe minnetlerimi sundum.
"Alp malp işte."
"Söylesene kızmayacağım." dedim sesimin sert çıkmasına engel olamayarak. Biliyorum yine o orospu Ebru da orada.
Bir keresinde Onur'u aramıştım telefonu açan ve yavşak yavşak konuşan Ebruydu. :)))))
"İlk olarak Ebru yok." dedi zihnimi okurcasına.
"İnanayım mı?" dedim apartmana girerken.
"İnan bebeğim. Alp, Ömer, Neslihan, Başak var sadece."
"Şu bukalemuna benzeyen Başak mı?"
"Ne bukalemunu aşkım?" Onur kahkaha attı.
"Ne biliyim bana gözlerim renk değiştiriyo falan demişti."
"Yuh be tanıştın mı kızla?"
"Nee o yazdı bana ilk. Neyse ben geldim. Kendine iyi bak tamam mı?"
"Öptüm."
Gülümseyerek telefonu kapattım ve zili çaldım. Kapıyı İrem ve elinde tava, kolunda yumurta sarısı olan Barış açtı.
"Barış senin yapacağın yumurtaya..." diyerek içeri girdim. "İnanamıyorum Göktuğ neden uyuyor yoksa yumurtadan mı yedirdiniz?!"
"Yok ölmedi merak etme." diye seslendi Elif mutfaktan. Hırkamı çıkararak mutfağa girdim.
"Hoşgeldiin." diyen Zeyneple sarıldık.
"Hadi başlayalım." dedim "Ama önce Barışı mutfaktan alalım."
"Ya ama..." diyecek oldu ki İrem onu iterek mutfaktan çıkardı. Hmm garip şeyler oluyor. Omzumu silkerek arkamı döndüm ve malzemeleri çıkarmaya başladım.
Yaklaşık yarım saat sonra her şey hazırdı. Barışın başarısız krebi tavada döndürme çabaları yüzünden iki krepi atmak zorunda kalsak da, her şey iyiydi. Sofrada oturmuş Sude ve Deniz'in gelmesini bekliyorduk. Elif'in gergin olduğunu görebiliyordum. Kapı çalınca koşarak açtı.
"Hoşgeldiniz." dedik neredeyse hep birlikte.
Herkes selamlaşarak masaya oturduğunda Barış konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni İyileştir
Teen FictionKişilik bozukluğu ve zihinsel takıntılı olan Onur, kilometrelerce ötede yaşayan bir kızda hiçkimsede bulmadığı bir şeyi bulabilir mi? Veya her lise son öğrencisi gibi normal bir kız olan Zehra'nın, hayatı rayında giderken tüm dengesi bir çocuk yüzün...