Bana borçlusun güzelim / Kedi

934 41 3
                                    

"Sakin ol." sigarayı tekrar dudaklarıma götürdüm ve nefesimi yukarıya doğru üfledim. "Bitince atacağım zaten."

"Zehra. Ben. Şimdi. Atmanı. Istiyorum." sözleri kurşun kadar sertti. "Lütfen..." mırıldandı. Sigarayı yere atarak ayağımla söndürdüm.

"Tamam, tamam attım."

"Sana güveniyorum." dedi iğneleyici bir ses tonuyla. "Herneyse gitmem gerek."

Kendimi tutamayarak "Nereye?" diye sordum.

"Annemi sinemaya götüreceğim." gülümser gibi bir ses çıkardı.

"Hey buna sevindim! Iyi eğlenceler."

"Kendine iyi bak..." mırıldandı. Telefonu kapattığımda karşımda bir adet gözlerini deviren Uğur vardı.

"Sırf sevgilin istedi diye sigarayı yere mi attın? Bana versen içerdim."

"O sevgilim değil!" yine istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

"O zaman daha kötü! Herneyse bana bir sigara borçlusun." ona inanmayarak baktım.

"Bir sigara için bir paket sigara alacağımı düşünme sakın." bunu yapmazdım. Ne olmuş yani harçlıklarımı daha önemli şeyler için saklıyorsam?

"Belki annenin sigarasından bir tane çalarsın?" sırıtarak bana baktı.

"Ha-hayatta olmaz! Annem anlar ve beni doğrar."

"Nasıl yapacaksın bilmiyorum ama bana borçlusun güzelim." koluma girdi.

"Yoksa?" tek kaşımı meydan okuma amaçlı kaldırdım.

"Yoksa annene burada sigara içtiğini söylerim annesinin kuzusu." dirseğimi karnına geçirdim.

"Hala çok piçsin!" keyifle kahkaha attı. Ne yapacaktım ben bu pislikle? "Off!" önden yürüyüp amaçladığım gibi bir an önce eve geldim. Annem soran gözlerle bakıyordu.

"Sadece Uğur'a etrafı gösterdim, o da gelir birazdan."

"Geldi bile!" anahtarı yerine bırakırken yanımıza geldi.

"Zamanlaman müthiş, yemekler hazır. Hadi sofraya."

xxx

"Ne mi yapıyorum? Sevgili kuzenime sigara arıyorum, ne olacak!" balkona çıkmış Onurla konuşuyordum. Son olaylardan sonra iki gün geçmişti.

Karşı binanın balkonunda oturmuş çocuk yine beni izliyordu. Onu en son 2-3 hafta önce görmüştüm. Seslendi.

"Sigara mı lazım?" çocuğa elimle bir dakika işareti yaptıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.

"Şey Onur ben seni sonradan ararım." bir şeyler demesine bırakmadan telefonu kapadım. Işte bu! Sonunda sigarayı bulmuştum. Çocuğa baktığımda gülüyordu.

"Evet, sigaraya ihtiyacım var." dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı sağa yatırdım. Içeri girdi ve bir dakika sonra yeniden göründü. Bana sigarayı uzattı, almak için uzanırken tekrar spora başlamanın iyi olacağına karar verdim.

"Sana minnettarım."

"Sorun değil." ben gülümseyip içeri girerken mırıldandı. "Ne de olsa bir gün karşılığını alırım." içeri girip kapıyı kapattım. Korkmuştum. Ne karşılığından bahsediyordu? Bunu düşünmeyi şimdilik erteledim. Evin boş olmasından yararlanarak hızla Uğur'un kaldığı odaya daldım. Elinde okşadığı şeyi görünce donup kaldım. (not: fesatlaşmayın ahbakskajdkajdk)

"Uğur!" heyecanla bağırdım. "Bu ne tatlı bir şey!" yüz ifadesi hırsızlık yapmış bir suçlunun yakalanmış olduğu zamanı andırıyordu.

"Harika. Sırlarımıza bir yenisi daha eklendi." ve kediyi usulca, yaptığı gizli yatağına bıraktı.

"Annem bu kediyi görürse bir şey demez. Ama yaptığı pislikleri görürse bizi yaşatmaz." dudaklarımı sarkıttım.

"Tamam..." düşündü. "Bu kedi artık ortak mirasımız!" bir yerden kendi çıkarını söylemesini bekliyordum. "Ve yaptığı pislikleri bir sen, bir ben temizleyeceğiz." göz kırptı.

"Yok yaaa, başka isteğin?"

"Istek demişken, sigaramı buldun mu?" sırıttı.

"Al be al. Al da zıkkımlan." keyifle gözleri parlarken yanağımdan öptü.

"Kuzenlerin bi tanesi!" onu kendimden uzaklaştırırken güldüm.

"Neyse kediyi konuşuyorduk." dedim ciddiyetle. "Buna şimdi mama lazım, kedi kumu lazım, pire tasması lazım, aşı lazım!"

"Ya kuzen... Zaten bir hafta sonra Izmir'e dönüyorum. Aşı, pire tasması falan lazım değil. Giderken götürürüm kediyi ben."

"Peki, öyle olsun." iç çektim. "Kalk o zaman alışverişe gidelim." ilk defa bu cümleye karşı heyecanlanan erkek görüyordum.

"Tamam! O zaman kediyi bu odaya kilitleyelim." kedinin kaldığı odayı kilitleyip evden çıktık ve Uğur'un arabasına bindik.

"Nereye gidiyoruz?"

"Hmm... Petshop olan bir yer... Profilo AVM'ye gidelim!"

"Sen şimdi beni sürükleyeceksin değil mi Bershka'ydı, Pull&Bear'dı, H&M'di, Stradivarius'du, LTB'ydi-" kahkaha atarak sözünü kestim.

"Hayır! Tamam belki iki tanesine."

"Benden sana teklif." işte başlıyoruz. "Gidelim. Kedi için alışveriş yapalım, sonra yemek yiyelim. Ikimize kıyafet bakalım. Sonra sinemaya gidelim. Ve bugün bendensin." Bugün bendensin. BUGÜN BENDENSIN! Bu cümle yetişkin bir Uğurius'tan duyabileceğiniz en nadir ve duyulduğu zaman göz ardı edilmemesi gereken bir cümledir. Bugün bendensin demek nerede beleş oraya yerleş demektir. Ve yerleşeceğiniz yer Uğur'un yanından başka bir yer değildir. Gözlerim fal taşı gibi, ona bakarken konuşmayı akıl ettim.

"Tamam! Hadi gidelim!" radyoyu sonuna kadar açtı ve deli gibi söylemeye başladı.

"CAUSE BABY YOU'RE A FIIIIREEEWOOOORKKK!!!"

"Sus sus! Ay kulağıma bişey oldu!"

"COME ON SHOW'EM WHAAAAAT YOU'RE WOOORRTHHH!!!"

"Uğur cam kırıldı amk."

"MAKE'EM GO 'OHH OH OOOOH' "

"Uğur kargalar saldıracak amk." işte en kötü kısmı geliyordu.

"AS YOU SHOOT ACROSS THE SKY SKY SKYYYYYYYY" daha fazla dayanamayarak radyoyu kapattım ve bir oh çektim.

"Napıyosun lan?"

"Acı çekmemeye çalışıyorum. Ayrıca Katy'den soğumamaya." göz kırptım. "Hadi çalıştır arabayı ya sonsuza dek burada mı bekleyeceğiz?"

"Tamam huysuz." ve alışveriş merkezinin yolunu tuttuk.

Beni İyileştirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin