Çok garipsin, neden böylesin?

1.6K 61 7
                                    

"Irem kızım senin enerjin hiç mi eksilmez ya?" uykulu sesimle konuştum. Sabahın köründe telefonda yeni planları olduğunu ve çok eğleneceğimizi söyleyen Irem'i anlamak zordu.

"Bu yaz da geçenki yaz gibi mi olsun istiyorsun salak? 10 dakika içinde ya kalk, ya da ben kaldırayım." Iremin uyandırma çabalarını- PARDON UYANDIRMA İŞKENCELERİNİ hatırlayınca yüzümü buruşturdum.

"Tamam. Tamam yeter ki sus. Geliyorum." gülüşüp telefonu kapattık. Her zamanki hareketim olan bacakları yataktan sarkıtma, ellerimi yüzümün arasına alma ve lanet olası sineklerin ısırdığı yerleri kaşımayı da tamamlayınca yataktan kalkabilmiştim. Banyoya doğru paytak adımlarla yürüyüp işlerimi hallettim. Annem ve babam işteydi. Alttan doğru kulaklarıma dolan volkan patlamasıyla irkildim. Karnım gurulduyordu! Yemek yemeden asla evden çıkmazdım!

Sonuç; "T-tamam Irem. Bağırma Irem. Geliyorum Irem!"

Iremin de söz verdiği gibi pastaneye gidip poğaça, simit ve meyve suyu aldık. Içimdeki yiyeceklerin resmini çekip "Bugün de böyle fakirisss." yazarak Instagram'a koyma dürtüsünü zorlukla bastırdım. Sude de gelince hayvanlaşarak kahvaltı etmeye başladık. Düzeltiyorum, sadece ben hayvanlaştım.

"Eee bugün ne yapıyoruz?" kendine has uyuşuk konuşmasıyla Sudeye bayılıyordum, bana garip bir şekilde koalayı hatırlatıyordu.

"Tabiki alışveriş! Çok eğleneceğiz!" o heyecanla ellerini çırparken biz ise gözlerimizi devirdik.

"Irem. Eğleneceğimizi. Söylemiştin." piç smile atarak ona baktım.

"Tamam be. En azından ben alışveriş yaparım, siz de Teknosa'da hayran hayran Maclere bakarsınız." bu sefer Sude yelkenleri suya indirmiş ve memnun bir şekilde gülümsemişti.

"Bu benim için yeterli değil." Irem bana ters ters battıktan sonra konuştu.

"KFC var Burger var McDonalds var Popeyes var yani, sana ne lazım?" üçümüzüm de aklına direk hap var cigara var ex var roj var toz var hepsi var yani, sana ne lazım? geldiği için kahkahalarla gülüyorduk.

"Tamam. Hadi gidelim."

xxx

"Koy onları yerine kızım daha kaç paket taşıyacağız ya?"

"Huysuzlanmasana sen. Efeyle yemeğe gidicez işte nolmuş yani biraz alışveriş yaptıysam?"

"Şirret karı 5 poşetle yürüyoruz sayende." Sudenin bu dediğine karşı kahkaha attım.

"Evet Irem sana dünya ahiret yetecek elbise aldın zaten. Hadi hadi çıkıyoruz buradan." itiraz istemeyen gözlerle Ireme baktım. Pes edip peşimizden geldiğini görünce sevindim. Tüm alışveriş bittiğinde Sude gönüllü olarak annesini arayıp bizi almasını rica etti. Arabaya bindiğimde yorgunluktan ölüyordum.

"Vay be kızlar." gülümsedi. "4 yıldır berabersiniz ve seneye üniversite sınavına gireceksiniz... Ah zaman ne hızlı geçiyor!"

"Bunu 4 yıl önce söyleseler ben de inanmazdım Şule Teyze." azıcık da olsa hüzünlü havayı dağıtmak adına gülümsemiştim. Bir süre sessizlik hakimdi ortama.

"Çok çalışacaksınız ama. Mesleğinizi elinIe alıp kimseye muhtaç olmadığınızı göstereceksiniz." klasik anne repliklerinden sadece bir tanesiydi. Sude gözlerini devirdi ve parmaklarını alnına koydu.

"Işte yine başlıyoruz." mırıldandı.

"Haklısınız Şule Teyzecim! Hele bu Sude yok mu Sude! Hep bizi yoldan çıkarıyor. Dershaneden dönüyoruz, eve gidip istekli istekli test çözeceğiz, gelmiş alışverişe gidelim diyor. Hayır yani demekle kalsa neyse, bizi resmen sürüklüyor peşinden." Şule Teyze arabayı sağa çekti. Üçümüzde fal taşı olmuş gözlerle Ireme bakıyorduk. Kahkahalara boğulduk. Ebeveynlerimiz de dahil Iremin alışveriş delisi olduğunu biliyorduk. Sude gülmekten ağrıyan karnını tutarak konuştu. "Sen az önce kendini mi anlattın yoksa!?" ve biraz daha güldük. Sanırım en yakın arkadaşsanız en anlamsız şeylere bile birlikte güldüğünüz sürece saatlerce gülebilirdiniz.

Beni İyileştirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin