Yorumlarinizi eksik etmeyin! :)
Çaresizce bir bahane bularak hızla evden çıktım. Aynaya baktığımda yüzüm kireç gibi olmuştu. Bu soğuk havaya rağmen terlemiştim. Aklım düşüncelerle doluyken soğuk hava bende etki yaratmıyordu. Zeynep'i uyarmalıydım. Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Olan utanç verici şeyi anlatmak istemiyordum. Ama onun gerçek yüzünü görmek zorundaydı. Elim benden izinsiz telefonuma gitmiş, Atılay'ın numarasını tuşlamıştı.
"Ne yapmaya çalışıyorsun?!" yolun ortasında çatlayan sesimle telefona doğru bağırıyordum.
"E-efendim?"
"Beni duydun!" gözlerimi silmeye çalıştım beceriksizce. Ne ara ağlamaya başlamıştım ki? "Sen ağlıyor musun?"
"Benden de arkadaşlarımdan da uzak dur! Birinin hayatından çıkmak bu kadar zor mu senin için?!"
"Nerdesin?"
"SEN BENİ ANLAMIYOR MUSUN?"
"Sakin ol tamam mı Zeynep benimle konuşmak istedi."
"Atılay ondan uzak dur." bir kaldırıma oturdum. "Sadece ondan uzak dur."
"Zehra senden yüz defa özür diledim..."
"Ama geçmedi, anlıyor musun? Geç-me-di!"
"Lütfen beni de anlamaya çalış." isterik bir kahkaha attım.
"Bana verebileceğin zararı çoktan verdin, anlıyor musun? Ama Zeynep başta olmak üzere sevdiklerimin canını yakarsan--"
"Beni tehdit etme, bir şey yapamayacağını biliyoruz."
"Bir kızı bu kadar hafife alma. Bakarsın bu işin sonu poliste biter?" dedim sesimin en acımasız tonunda. Şakam yoktu, ondan korkmuyordum da. Sadece yakamdan düşsün istiyordum.
"Ah, sakin ol. Tamam mı? Kapatıyorum so-sonra görüşürüz." dedi afallamış bir halde.
İçimden inşallah görüşmeyiz diyerek telefonu kapadım ve tekrar eve gitmek üzere yola koyuldum.
Eve geldiğimde saat sekiz olmuştu. Annemlerle selamlaşıp akşam yemeği yiyorduk.
"Ee çalışmalar nasıl gidiyor kızım?" babam sordu.
"İyi..." diye geveledim sözü.
"Nereyi istiyorsun ne olacaksın?" diye devam etti senenin başından bu yana sorduğu gibi.
"Bunu zaten ortaokul yıllarımdan biliyorsunuz. Tıp okumak istiyorum. Doktor olacağım."
"Cidden hala kararın değişmedi mi bu mesleği seçmekte kararlı mısın?" dedi annem bıkkınlıkla. Bir türlü doktor olmamı istemiyordu.
"Hayır değişmedi. Nerede doktor görsem kendilerine faydaları yok ki insanlara olsun. İşini iyi yapan doktor çok azdır eminim ki."
"Bu mesleği kaldırabileceğini düşünüyor musun?"
"Evet anne." dedim oflayarak.
"İyi düşün ve elinden gelenin en iyisini yap. Bunları tercih zamanı görüşürüz." dedi babam.
"Onur ne olmak istiyormuş?" dedi annem pat diye. Birkaç kez öksürmek zorunda kalsam da cevap verdim.
"Bilgisayar mühendisliği." ve sonra da su içtim. Annem resmem gülmemek için zor duruyordu.
Onur diyince aklıma geldi, biz bugün resmen hiç konuşmadık.
"Oo hangi üniversitede?"
"Yıldız Teknik." gülümsedim. Hayali bile beni heyecanlandırıyordu. Sevgilimle, aynı şehirde okumak... Daha fazla beklememek... Harika olurdu, sadece harika.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni İyileştir
Genç KurguKişilik bozukluğu ve zihinsel takıntılı olan Onur, kilometrelerce ötede yaşayan bir kızda hiçkimsede bulmadığı bir şeyi bulabilir mi? Veya her lise son öğrencisi gibi normal bir kız olan Zehra'nın, hayatı rayında giderken tüm dengesi bir çocuk yüzün...