Kolyecikler

400 21 6
                                    

İlk defa ağlarken gülüyordum. Bu duyguyu da Onur sayesinde yaşıyordum.

Aptal ya.

Bir gülerek bir ağlayarak eve ulaştım sonunda. Hızla üzerimi değişerek yatağıma girdim. Hava gerçekten çok soğuktu.

Ben: Eminim bundan daha iyi bir isim bulurdun.

Ben ona hastalığını unutturmaya çalışıyordum. Çünkü biliyorum ki gördüğü her şeyi kafasına takabilir ve böyle sonsuza dek gidebilir. Kolay bir hastalık değil bu ve iki üç ilaçla geçebilecek de değil. Ki Onur'un kullandığı etkili ilaçları buradayken kullandığını hiç görmedim. Onun için en iyisini istiyorum sadece. O ilaçları sevmediğini, kendini deliymiş gibi hissettiğini, ilaç kutusunun üzerinde yazan büyük T harfinin şeklini görmek istemediğini biliyordum.

Ama içmek zorundaydı işte.

Onur: Seni çok seviyorum Zehram.

Attığı bu mesajı okurken kalbim çarptı. Bunu yüzüme söylediği ilk an aklıma geldi. Sonra sarılarak yattığımız gece...

Onur: Sen benim Whatsapp kullanma sebebimsin, biliyorsun yoksa takıntılarım yüzünden kullanamadığımı.

İkinci mesajı okurken gülümsedim.

Ben: İnat edip ilaçlarını içmemeye devam edersen, yer yüzündeki hiçbir sosyal ağı kullanamaz hale geleceksin.
Bazen merak ediyordum hiç bana karşı takıntısı yok muydu? Perçemimin sola yatık olması, sol gözümün sağ gözümden küçük olması veya herhangi bir şey...

Onur: Benim en büyük ilacım sensin ama neyse.

Bu mesajını okurken ekrana düşen birkaç damla yaşla ağladığımı fark ettim. Bacaklarımı kendime çektim ve yatağımda beraber uyuduğumuz günü düşündüm. Uzun ve güçlü kolları belimi sıkıca sarıyordu, kafam göğsünde yok olmuş bir vaziyette buluyordum kendimi. Üşümemem için her şeyi yapıyordu.

Şimdi de yanımda olsa ne olurdu? Arkamdan sarılırdı, başımın arkasını öperdi huylandığımı bile bile. Kızıyor gibi görünsem de o da aslında hoşlandığımı biliyordu. Benim hakkımda çok fazla şey biliyordu, hafızası sandığımdan daha iyiydi her zaman ayrıntıları hatırlayıp beni şaşırtıyordu. Telefon göbeğime batmaya başladığı an yine mesaj geldiğini fark ettim. Ne aptalım, cevap vermeyi unutmuşum.

Onur: Özür dilerim aşkım yersiz iltifatlarım seni sıkıyorsa söylemen yeterli

Böyle düşüneceğini bilmeliydim.

Ben: Seninle ilgili hiçbişeyin beni sıkmayacağından emin olalım ilk olarak. Ve ironik ama seni düşünmekten mesajına cevap vermeyi unuttum. Evet bunun için seni suçlayabiliriz.

Gülümseyerek gönderdim.

Onur: Düşün düşün YGS' de beni soracaklar zaten.

Ben: ANNE ONUR'UN TELEFONUNU ELE Mİ GEÇİRDİN? Göz yaşlarımı silerken gönderdim.

Onur: Çok komik. :P Hadi yapacak bir işin yoksa kalk ders çalış, sonra güzelce yemeğini ye, kendine ve bana zaman ayır. Sonra yatarsın tamam mı güzel sevgilim? Mesajı okurken istemsiz olarak gülümsedim. Gerçekten annem gibiydi.

Ben: Her şey iyi tamam da, sen ne yapacaksın? Kız mı keseceksin?

Onur: Of zaten bi mesaj atmayı kesmiyorsun ki öndeki sarışınla konuşayım. Ne? NEE? NeeeEEEEEEEEEEEEEE?

Beni İyileştirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin