6.bölüm

66 50 0
                                    

Sabah her zamankinden daha geç kalkmıştım, perdeleri çekik gördüm. Havada tek bulut görünmüyordu. Güneş doğrudan yüzüme vuruyordu.

Kalkıp çocuk odasının karşısındaki banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
Şimdiden burnuma mis gibi yemek kokuları gelmeye başlamıştı. Mutfağa doğru ilerlediğimde Sena ablanın kahvaltı yaptığını gördüm.

"Günaydın Şeyma gel kahvaltı yap. Çay mı istersin meyvesuyu mu?"

"Meyvesuyu."

Sena abla buz dolabını açtığında koca bir kavanoz çilek reçeli gözüme çarptı.

"Şey.. Bana az çilek reçeli koyabilirmisin? Ben çok severim de."

"Tabiki koyarım benim tatlı kızım."

Kahvaltımı yapıp meyvesuyumuda bitirdikten sonra masadan kalktım. Nede olsa bu evden bu gün çıkmam gerekiyordu. Her ne kadar istemesemde.

"Taylan amca nerde?"

"Işe gitti o akşama anca gelir."

"Taylan amcada mı emlakçı?"

Sena abla bir şey anlamamış gibi baktı.

"Hayır. Neden öyle olduğunu düşündün?"

"Benim babam emlakçı ve eve hep akşamları gelir yani gelirdi o yüzden sordum."

"Hmm peki öyleyse."

"Ben ne zaman burdan gideceğim hep sizle kalmayacağım nede olsa demi?"

"Ne o? Yoksa sıkıldın mı küçük kız?"

"Hayır sadece.. Burda kalamam o yüzden.."

"Bu konuyu sonra konuşalım istersen Şeyma."

"Tamam."

"Bu evden hemen çık" diyen iç sesime hak veriyordum. Nasıl olsa beni polise vericekler beni polise vermeden onlardan kurtulmalıydım.

Çocuk odasına gidip çekmeceden bir defter ve kalem buldum. Yazı yazmayı düşünüyordum ama yazmayı bilmediğim için resim yapmaya karar verdim.

Birtane küçük bir kız çizdim bu bendim ama gülen yüz değil üzgün yaptım. Gittiğim için üzgünüm anlamında. Sena ablayı çizdim sacları uzun uzun Taylan amcayı çizdim Sena ablanın yanına onları mutlu çizdim beni istemiyorlardı çünkü sonra bir güneş çizdim iki tane bulut sonra aklıma başka bir şey gelmediği için çizmeyi bıraktım. Kâğıdı yırtıp katladım ve oturma odasında yastığın altına koydum.

Sonra Sena ablanın yanına gidip konuşmaya başladım.

"Sena abla lütfen gidiyim gerçekten o evde çok kötü davranıyorlar bana dövüyorlar."

Kolumdaki yaraları gösterdim.

"Bak inanmıyorsan bak."

Dönüp bakmadı bile belki içi acıdı belkide umursamadı bile.

"Ama sokakta ne yapıcaksın ki gidecek bir yerin var mı?"

Yok dersem salamayacağını biliyordum.

"E evet benim teyzem var ona gidicem evinin yolunu biliyorum."

"Neredeymiş evi anlat bakalım bende biliyim.

Bir şeyler uydurmalıydım. Gerçekten artık canımı sıkıyordu bu sorular.

"Ya Sena abla sana neden anlatayım ki? Ya polisleri oraya gönderirseniz?"

"Kız sen ne bilmiş bilmiş konuşuyorsun ne yapayım ben senin teyzenin evini daha küçücük çocuksun koca Gaziantep'te ne yapacaksın?"

Senin GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin