Bölüme başlamadan önce yıldıza tıklayıp onu parlatırsanız beni çok mutlu edersiniz yıldız tozlarım. Sizlerin yıldız tozları sayesinde o yıldız hiç olmadığı kadar güzel parlayacak. ♡Aradan kaç saat geçmişti, bilmiyordum. Tek bildiğim sırtımdaki yaraların kabuk bağlamadığıydı.
Hep zamanla geçer diyorlardı ama kimse yaranın geçecek zamanı var mı? Diye sormuyordu. Yaraların üzerine her gün bir yara daha eklenirken eski yaraların kabuk bağlamak için zamanları yoktu ki...
Yaraların üzerini kabuk, yara bandı değil yeni bir yara örtüyordu.
Acıyı, acı geçirir miydi hiç? Benim acımın ilacı yine bir acıydı. İnsanlar acılarına çare bulmaya çalışırdı. Bense, yerine yeni bir acının gelmesini beklerdim.
İlk yarayı yıllar önce hiç haberim olmadan almıştım.
Sonra o yarayı sarmaya çalıştıkça gördüğüm her ruhta bir kez daha yara almıştım. Bazen ruhların söyledikleri, bazense öylece masaya atıp bıraktığım vicdanımın bana söyledikleri yüzünden o yaranın üzerine defalarca bir çizik daha atmıştım.
Şimdi ise o yara hiçbir zaman kapanmamak üzere tenime izini bırakmıştı. Donovan'ın bana bakan öfke karası gözlerinde her gün biraz daha yara alıyordum.
Donovan yarama yalnızca bir çizik atmıyordu. Tenimdeki ve kalbimdeki yarayı daha da dibe gömüyordu. Bir gün o yara öyle bir hâl alacaktı ki, kalbimin tam ortasına saplanarak kalbimi delecekti. Kalbimin ortasındaki deliğin içine kendini koyacaktı ve ben onu nefesimi benden alan bir yara olarak daima kalbimde taşımak zorunda kalacaktım.
Duvara yasladığım sırtımı yavaşça duvardan ayırdım. Tenimden ayrılan cam parçaları yüzünden canım hiç olmadığı kadar çok yanmıştı ama ben tepki versem bile bu acının geçmeyeceğini biliyordum. Bu yüzden tepkisiz kaldım.
Çığlık atman bir şey değiştirmeyecek.
Kimse seni duymuyor.
Sağır bir insana kimse sesini duyuramazdı.
Etrafımdaki herkes benim içimde biriktirdiğim sözlerin enkazına sağır olduğu için artık sessiz kalmak benim için çığlık atmak demekti.
Ben hep sessiz kalarak duygularımı yaşardım. İçimde kopan fırtınaları, taşan okyanusları sessizliğimde haykırırdım.
Zihnimin en izbe köşelerinde saklanan o kadar çok şey vardı ki, bende anlatamayacağımı bildiğim için susmayı seçmiştim.
Yavaşça yerimden doğruldum ve hissettiğim acıyı umursamamaya çalıştım. Güçlü olmak zorundaydım. Eğer ben kendimi toparlamazsam, kimsenin yıkılan ruhumun döküntülerini toplamayacağını biliyordum. Kimse benim için endişelenmeyecekti.
Ölen ruhum için bir kibrit bile yakmayacaklardı. Acı çeken ruhumu yakmaya değer bile bulmayacaklardı. Acıma kimse son vermeyecekti.
Kendimi iyileştirecek olan yalnızca bendim. Kendi yara bandım benden başka kimse olamazdı.
Tenimdeki yaralardan çok Donovan'ın bakışları acıtmıştı canımı.
İkimizin arasında olanlar kırık bir kalbin daha ne kadar parçalanabileceğini izlemekten öteye gitmeyecekti.
Normal bir zeminde yürümeme rağmen buzun üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyordum. Bacaklarım gitmemek için yalvarıyordu. Açık yaralarım ise sıcak tene çarpan buzlar misali yanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ YANSIMASI
Mistério / SuspenseOnlar karanlığın yeryüzündeki yansımasıydı. Bir tabutun açılması en fazla ne gibi bir sorun getirebilirdi ki? O gece olayların bu noktaya geleceğini bilmiyordum. Özgürlüğün kafesini açtığımı ve karanlığı yeryüzüne davet ettiğimden haberim yoktu. Gec...