Ne kadar süredir kendi düşüncelerimle meşgul olduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama otoriter bir ses kulaklarımda yankılandığı an düşüncelerimi bir kenara bırakıp tekrar sahneye odaklanmaya çalıştım.İkisini yan yana görmek ne kadar canımı acıtsa da, artık buraya kadar gelmişken geri dönemezdim. Tören bitene kadar kimseye yakalanmadan burada duracak, sonra da yine aynı şekilde bu lanet yerden kaçacaktım.
Yani en azından şimdilik planım bu yöndeydi.
"Donovan, Elira'ya tacını tak ve herkese onun gerçek kraliçen olduğunu ilan et." Donovan, Elira'ya o kadar güzel ve içten baktı ki, onun, en yakın arkadaşıma olan bakışlarını izlerken sanki biri kalbimden bir şeyleri söküp alıyormuş gibi hissediyordum.
Bana hiç böyle bakmamıştı...
Elira, "Donovan," dedi ve onun yanaklarını elleri arasına aldı. "Seni seviyorum, prensim." Donovan bunu bekliyormuş gibi gülümsedi ve Elira'nın dudaklarını kendi dudaklarına bastırarak onu öptü. Bu öpücükle beraber herkes onları alkışlayarak övgüler yağdırmaya başlamıştı.
"Bu tacı sana emanet ederken, kalbimi de aynı şekilde sana mühürlüyorum, kraliçem." Kristal üzerinde zambak çiçekleri olan ışıltılı tacı Elira'nın saçlarının arasına yerleştirdi ve alnına minik bir öpücük kondurdu. "Sonsuza kadar," dedi aşkla Elira'nın güzel yüzünü incelerken.
Elira kızaran yanakları, mavi gözleri ile Donovan'a baktı ve ellerini Donovan'ın ellerinin arasına bırakırken konuştu. "Sonsuza kadar."
Daha fazla bu manzaraya katlanmak istemiyordum. Onların mutluluğunu izlemek bana yalnızca acı veriyordu. Yeni tanıştığım kocam ve en yakın arkadaşım bir aradalardı ve kimse benim adımı bile hatırlamıyordu. Sanki hiç olmamışım, Donovan hiç benimle evlenmemiş gibi davranıyorlardı.
O an zihnimde bir ses yankılandı, nişanlanmış mı? diyen bir ses. Mutfakta iki silüet, birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı. Biri intikamına adım adım yaklaşıyor, biri ise her şeyden habersiz arkadaşını eski haline döndürmenin bir yolunu arıyor...
Donovan'ın o gece yanına gittiği nişanlısı Elira'ydı. Elira, "beni kız kardeşi gibi seviyor," demişti ama bu da hepsi gibi yalnızca bir kandırmacaydı. Kusursuz bir yalanın ihanetle seçilmiş en can alıcı parçasıydı.
Benim gözlerimin içine baka baka sürekli yalan söylemişlerdi. Her zaman kandırılan taraf ben olmuştum ama bunu hiçbir zaman fark etmemiştim çünkü ikisine de güveniyordum. İkisini de çok sevmeme rağmen onlar hiçbir zaman beni sevmemişti.
Bomboş bakışlarımla karşımdaki kalbimin kırıklarını oluşturan parçalara baktım. Kalbimi tam ortasından bölen iki kişi ve kalbimin iki kırık yanı, yan yana duruyorlardı.
Onlar kalbimi ikiye ayıran taraftı, bense kalbim bana ait olmasına rağmen onların nasıl kalbimin iki yanına yerleşip ortasına asla kapanmayacak bir yara açtıklarını izleyen taraftım.
Kendi kalbine bile sahip çıkamayan biri...
Bir an için omuzlarım yenilmişlikle düşerken gözlerimi yere sabitlemiştim ve o an ayaklarımın altında minik bir şeyin hareket ettiğini gördüm. Önce onu fare sanmıştım ama sonra onun kütüphaneye gittiğim gün beni hipnotize eden cüce olduğunu fark ettim. Cüce bana bir şeyler anlatmak ister gibi elbisemin eteğini çekiştiriyordu.
Burada daha fazla kalmak istemediğim için şu kurnaz cüceyi takip etmeye başladım. Onun bana yardım edebileceğini biliyordum çünkü ikimiz de kitabın peşindeydik. Gerçi ben kitabı bulmuştum ama bundan sonra ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. Bu yüzden de cüceye ihtiyacım vardı. Zaten bana geçmişimi tüm saydamlığıyla anlatacak tek kişi de bu minik yaratıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ YANSIMASI
Tajemnica / ThrillerOnlar karanlığın yeryüzündeki yansımasıydı. Bir tabutun açılması en fazla ne gibi bir sorun getirebilirdi ki? O gece olayların bu noktaya geleceğini bilmiyordum. Özgürlüğün kafesini açtığımı ve karanlığı yeryüzüne davet ettiğimden haberim yoktu. Gec...