17. Bölüm 》İHANET VE KEHANET.

57 5 0
                                    


Yazar Notu: Dikkat! Bu bölüm artı on dokuz kategorisindedir. Gerçekten yapabileceğinize inanıyorsanız okuyun lütfen. Sizleri seviyorum. <3

Çıplak ayaklarım yakutların üzerinde geziyordu.

Kalbimde tuhaf bir huzur vardı. İçimdeyse hiçbir korku yoktu.

Şu an üzerine basıp geçtiğim yakutlar her ne kadar değerli de olsa, kalbimde onları kırmaktan ya da incitmekten çekinmiyordum.

Yalnızca aşağı bakmaya korkuyordum çünkü bir kez aşağı bakarsam, bir daha asla yukarısını göremeyeceğimi bilecek kadar fazla kez dibe batmıştım.

Aşağıda yakutlara yansıyan geçmişim yalnızca ruhuma değil, zihnime de yansıyordu. Bakmamaya çalışıyor olsam bile zihnimden saklanamıyordum. Zihnim bir şekilde beni saklandığım kıyılardan çekip alıyordu.

İnsan her zaman zihnine güvenmeli, derlerdi ama ben diğer insanların aksine en çok zihnimden kaçmaya çalışırdım.

Zihnimin içine gizlenen anılardan, belki biraz geçmişten, belki de biraz her şeyden...

Kaçtığıma koştuğumu her seferinde bilmeme rağmen, zihnimden kaçmak gibi gereksiz bir çaba gösteriyordum.

Bu çaresizlikti. Bu acizlikti. Bu kendine bile güvenememenin verdiği sonsuz bir sızıydı. Biraz da, asla ağrımayı bırakmayacak ruhumda saklanan kusurlarımdı.

Her yakutun yansımasında Lilith'in yaptığı kötülükler vardı ama zihnim sanki hepsini ben yapmışım gibi bu anıları kalbimin kıyılarına art arda fırlatmaktan bir an olsun yorulmuyordu.

Neden işlemediğim bir günahın acısı ruhuma dikiliyordu? İşleyeni ben değildim ki, ruhumda izi kalsın...

Zihnim bile beni suçlarken nasıl masum olduğuma dair kendimi inandırabilirdim? 

Zaten öyle değilse de, artık öyleydi.

Herkes için.

En çok da benim için.

Belime dökülen kabarık bukleli sarı saçlarım esen rüzgarla dalgalanırken bunun bir rüya olduğunu tam o saniye idrak ettim çünkü saçlarım artık siyah ve cansız görünüyordu.

Üzerimdeki beyaz gecelik bileklerime kadar geliyordu ve etekleri kumaşlarla süslüydü. Aynı zamanda geceliğin omuz kısımları kabarık ve vatkalıydı.

Mavi gözlerimin soluk yansımasını yakutlar arasından görebiliyordum.

Evet, aşağı bakmıştım.

Ayaklarımdaki sayısız yaraya pek bir anlam verememiş olsam da, kalbim ve ruhumun aldığı yaraların yanında bunların çöldeki bir kum tanesi kadar anlamsız olduklarını biliyordum.

Gözlerime yansıyan denizin görüntüsünü gördüğüm an, deniz kenarında olduğumu fakat yalnızca kumsalın yakutlardan oluştuğunu anlayabilmiştim.

Burada kimse yoktu ama geriye dönsem geriye kalanlar arasında da, hiç kimsenin bir ruhunun kalmadığını biliyordum.

Donovan annesini kaybetmişti ve herkesin odağı onun asıl karısı Lilith'in üzerindeydi. Ben yalnızca bir fazlalıktım. Lilith'in yokluğunda kullanıp bir köşeye attığı yakut kolyesi gibiydim. Kendi zihnini bile yönetmeyi beceremeyen beceriksizin tekiydim ama hala tüm bu kötü benzetmelere rağmen içimde bir yerlerde kendimi biraz da olsa seviyordum.

KARANLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ YANSIMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin