"Cidden bana nasıl kıydın anlamıyorum." dedi Ersin elindeki bebeği kendinden uzak tutarak. Sırıtmamı saklamaya çalışırken taş kağıt makasla ona kakaladığım kanıt olarak aldığımız oyuncak bebeğe göz ucuyla baktım. İşimize fazlasıyla yarayabilirdi evet ama bana onu hiçbir kuvvet taşıtamazdı.
" Eve girince bir kenara koyarsın." dedim etrafı incelerken
"Buraya gelirken kaç kişi deliymişim gibi baktı haberin var mı?" dedi Ersin alaycı bir sesle
"Bende de öyleydi takma kafana."
"Buradaki olaylara inanmıyorlar."
Söylediği şeyle duraksadım. Arkamı dönüp Ersin'e baktığımda oda durmuş, kaşlarını çatıp bana bakıyordu.
Ne kadar gerizekalı insanlar vardı. Koskocaman insanlar oturup onlara yalan mı söyliyecekti? Neden beyin adlı organı kullanmak bu kadar zor.
" Milyonlarca canlıyı bulunduran bir gezegen içindeyiz Ersin. Milyonlarca... Sayısız güzellik ve çeşit canlı. Bizim aklımızın yetemiyeceği kadar yıldız ve gezegen bulunduran bir samanyolundayız. Bu samanyolu galaksisi gibi yine sayısız galaksi bulunduran bir evrenin içindeyiz. Ve tabii ki bu evrenden milyonlarca tanesi... Gerçekten bu kadar şeyin arasında sadece insanlar olduğunu düşünecek kadar aptal, böyle bir şeyi araştırmayacak kadar cahil olmak isteyen insanları anlamıyorum. Bizi anlattıklarımız ya da düşüncelerimiz yüzünden deli olarak görüyorlar,görebilirler. Onlar kadar aptal olmaktansa deli olarak görünmeyi tercih ederim. İşimize bakalım biz. "
Önüme dönüp yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde aklımdaki şeyleri silip kapı kolunu indirdim.
Gıcırtılı şekilde açılan kapı tekrardan içeri vuran güneş ışığıyla yüzüme çarpan toz tanelerini gösterdi. İlk girdiğimde karıştırdığım çekmeceyr yöneldim. Bu sırada elindeki oyuncak bebeği kenara fırlatıp yanıma kaçan Ersin baktığım çekmeceyi karıştırmaya başladı.
Bir süre daha karıştırdıktan sonra duvardaki resimleri incelemeye başladım. Hala çekmeceyi karıştıran bedene bakmazken sesi kulaklarımı dolduruyordu.
"Bak resim buldum!"
"Görmüştüm onu ben. Al inceleriz."
"Bak kurdele!"
"Gördüm."
"Bak kırık vazo!"
"Ersin!"
"Bak-"
"Ersin yeter!" dedim bir hışımla arkamı dönerek. Diğer odadan koşarak yanıma gelen ersin kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Noldu?"
"Ne demek noldu gerizekalı? Biraz sus delirtme adamı!" dedim burnumdan soluyarak. Zaten gerginken onun konuşması beynimi götürüyordu.
"Karhan."
"Ne var?!"
"Ben hiç konuşmadım ki."
Hafiye toplanması ;
Aklınıza takılan soruları buraya bırakın bende soru işaretlerini bitirmeye çalışayım bölümlerde <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKA
HorrorKan kırmızısı gökyüzü acımamıştı kalbi yorulmuş insanlara. Ağlayan insanları susturmak kolay olur muydu? Belkide... Ölü insanların ağlamaları nolacak peki? Yakıp yıkmak bazen iyidir. Hele ki ölmemek için tek çareniz ise. İki dosyamız bulunmakta. Bir...