Vaka Dosyası 8

41 6 21
                                    

"Yazı gelirse ambulansı arıyacam tura gelirse defolup gidicem." elimdeki parayı havaya attım hızlıca. Yere düşerken hızla eğilip paranın durmasını bekledim.

Ulan bide sözde polisim!

"Ya bu nasıl şans! Ne kadar Bahtsız bir Bedeviyim ben ya!" siz ne geldiğini anlamışsınızdır...

Elim telefona gitti hemen. Şarjın %1 olduğunu görünce o anki beynimdeki son hücre can verdi. Gece takmamıştım.

"Ulan Karhan! ULAN KARHAN!"

İçeride telefon bulma umuduyla ev kapısını hafifçe ittim. Açılan kapı zifiri karanlık bir odayla karşıladı beni. İçerideki toz dumanı hoşgeldin dercesine yüzüme vururken midemde oluşan garip ağrılar beni dışarı geri itiyordu. İçeri ilk adımımı attığımda kapıdan gelen gıcırtılı ses kulaklarımı doldururken içimde olan gereksiz korkuyla başa çıkmaya çalıştım.

"Merhaba?" belki birini bulurum umudu ses gelmeyince suya düşmüştü.

Bulduğum büyük bir masayı karıştırmaya başladım. Giriş kapısının hemen yanında duruyordu. Bulamadığım telefon dışında herşey vardı ama en çok dikkatimi çeken bir resimdi.

Bir kadın. Genç, güzel ve upuzun yanında sarhe nene ve diğer tarafında uzun bir adam. Önde bulunan küçük çocuklar hoplaya zıplaya oynarken çekilmiş olacak ki çocukların suratları yarı bulanık yarı netti.

İçerden gelen gıcırtılı ses ile korkuyla elimdeki resimi masanın üstüne düşürdüm. Nefesimi tutmuş içerden gelecek yeni bir sesi beklerken ıssız ve sessiz bir ev karşıladı kulaklarımı.

"M-merhaba?"

Yine ses yoktu. Yanlış duyma umuduyla içeri yürüdüm. Kafamı sağa çevirdiğimde gördüğüm şeyle sessizce bir iki adım geriledim.

Bir kadın, küçük bir beşiğin yanında oturmuş sallıyordu. Simsiyah giyinimli bu kadın boş beşiğe bakarken kafasını hafifçe kaldırıp gözlerini gözlerime dikti. Yutkundum. Elimi belime, silahıma götürdüm ama gözü elimi buldu aniden.

Bu ani bakışı tekrar yutkunmamı sağlarken daha hızlı sallamaya başladı küçük ve boş olan beşiği. Öyle bir sallamaya başladı ki ne yaptığını anlamaya çalıştı gözlerim bir onda bir beşikte.

Beşikten bebek ağlaması yükseldiğinde hızlanan kalbim ve istemsizce ağzımdan çıkan küfür ulaştı o kadına ya da o şeye.

Küfürümle kıkırdamaya başlayan kadın dahada hızlı salladı beşiği. Kıkırdaması evi dolduruyordu ama yüzünde bir gülümseme dışında birşey yoktu. O gülümseme sırıtmaya dönüşürken evi kaplayan kocaman kahkahaya daha çok küfür ettim içimden. Bebeğin ağlamaları evde yankılanıyordu. Başım dönmeye, midem bulamaya başladı. Ellerim kulaklarıma gitti ve olduğum yere çöktüm.

Noluyor bana? Karşı koyamıyorum, kaçamıyorum, konuşamıyorum. Sadece sessizlik istiyorum. Sussunlar istiyorum. O kahkaha ve bebek ağlama sesi gitsin istiyorum.

Ve birden kesildi... Ellerim yavaşça kulaklarımdan sıyrılırken gözlerim kadını aradı ama yoktu. Onun tam olduğu yerde bir telefon. Ev telefonu...

Koşarak telefona ulaştım. Numarayı çevirip açmasını beklerken baş ağrım hala durmamış ve içimdeki korku hala gitmemişti. Etrafı izleyerek bir cevap beklerken korkmamı sağlayacak ses konuştu.

"İyi günler, probleminiz nedir?" irkilmemin ardından dedince bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Bir kadın var. B-bayıldı. İçerde. Şey yaşlı nene mi ne diyorlar."

"Sakin olun beyefendi. Adresinizi alabilir miyim?"

Adresi vermeden hemen sonra kendimi bahçeye atmıştım. Bahçede yaklaşık bir 10 dakika daha oturduktan sonra ambulans ve görevliler gelmişti içeri.

Kadını ambulansa bindirmiş benide ifade için yanlarında götürmüşlerdi. İfademi vermiş çıkışa ilerleyecektim ki bir ses beni durdurdu.

" Karhan bey? "dedi yanıma gelen doktor

" Evet. "

" Siz ne oldu demiştiniz? "dedi kaşları çatılı

" Anlamadım? " dedim suratımı buruşturarak

" Hanımefendi öldü."

"Nasıl?" ne demek öldü be?

"Siz bayıldığını söylemişsiniz sanırım."

"Evet, öyle düşünmüştüm. Biz konuştuktan sonra birden düşünce-"

"Beyefendi bu kadın öleli neredeyse 1 hafta olmuş." dedi adam beni baştan aşağı süzerek. Deliymişim gibi bakıyordu.

"Ne?"

VAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin