1. Bölüm

4.6K 132 30
                                    

❗Bu kitap ilk yazdığım kitap olduğu için biraz acemice olabilir. Yazım yanlışı, anlatım bozukluğu betimleme gibi sorunlar olabilir. Düzeltmeye erindiğim için buraya böyle bir açıklama bırakayım dedim.




Yukarıdaki açıklamayı okudun mu balım? Okumadıysan oku lütfen :)

Hava karanlık ve ben camdan kafamı dışarı uzatmış yıldızlara bakıyordum. Hafif soğuk esen rüzgar önümdeki saçları geri atarken kulağıma gelen gitar sesi gülümsememe sebep olmuştu. Bu onun gitarı idi. Gözlerimi kapattım ve melodiyi dinlemeye başladım. Hemen yan odadan gelen bu gitar sesi hoşuma gitmişti. Peki hoşuma giden gitarın sesi mi yoksa gitarın sahibi mi? Sanırım ikisi de ama gitarın sahibi daha çok ağır basıyordu. Fatih'in gitar çalışını dinlemeye devam ederken bir yandan da çaldığı melodiye ben de ayak uydurmaya çalışarak mırıldanıyordum. Nerdeyse her akşam onunla birlikte şarkı çalardık. Aslında o bunu bilmiyor ama bilmesine de gerek yok öyle değil mi? Onun orda olmasını bilmek bile beni mutlu ediyordu. Evet doğru platonik biriyim ben. İlk görüşte aşık olmuştum ona 5 senedir hoşlanıyor dum  ondan. O bunu bilmiyordu açıkçası bilmesini de pek istemiyordum. Çünkü... Sanırım korkuyorum. Aslında yakın da değiliz. Koca 5 senedir arada bir görüyordum onu. Öyle sadece yemek masasında arada koridorlarda falan. Ha bazen birlikte bir yerlere gidiyoruz yani aslında Asiye teyzenin isteği üzerine birlikte gidiyoruz bir nevi ona ayak bağı oluyorum. O da bu durumdan az da olsa rahatsızlık duyuyordu. Ama annesine de bir yerden sonra dayanamıyor ve kabul ediyordu. Onla olan duygularımı sürekli not defterime yazıyordum onunla geçirdiğim zamanları unutmak istemiyordum. Bu aşkı sadece ben ve sanaldan bir kız arkadaşım var Erva o biliyor başka da kimse bilmiyor. Erva sürekli ' Ya ona açıl ya da unut gitsin.' diyor ama yapamıyorum ne itiraf edebiliyordum ne de unutabilirdim. Halimden memnun musun diye sorarsanız evet sanırım alıştım böyle hissetmeye.

Gitar sesi durması ile gözlerimi geri açtım. Sanırım uykuya dalmak için yatağına geçmişti. Saate baktığımda saat 1 e geliyordu gerçekten de uyumalıydık. Ben de tam yatacak iken karnımın kazındığını hissettim ve mutfağa gitmek için odadan çıktım. Mutfağa gidip buzdolabından atıştırmalık birşeyler alıp yemeğe başladım. Bu benim nerdeyse her gün uyguladığım rutinim. Haftada 2-3 kez karnım kazınır ve mutfağa gider yemek yerim. Bu gün de o akşamlardan biri. Sessizce atıştırmalıklar dan yerken bahçeden bir sesin yükselmesi ile dudaklarımdan küçük bir çığlık çıkması bir oldu. Korkarak mutfaktan çıkıp ışığı söndürdüm ve koşarak odama doğru ilerledim birine çarpmam ile bir çığlık daha çıktı dudaklarımdan. Biri beni belimden kavrayarak çığlıklarımı eli ile dudaklarıma bastırarak susturmaya çalışıyordu. Korkudan bedenim titrerken bana sımsıkı sarılmış ve beni susturmaya çalışan adamdan kurtulmaya çalışıyordum. "İmdat! İmdat! Yardım edin! Asiye teyze! Uyanın!" Dudaklarımdan çıkan kelimeler bunlardı fakat sesim net çıkmıyordu çünkü net çıkmasını engelleyen bir el vardı dudaklarımda. Beni susturmaya çalışan adam bir anda kulağına fısıldaması ile  sakinleşmiştim. "Sakin ol! Benim Fatih!" Bir anda onun kollarında cırpınmayı bırakıp korkunun yerine huzur almıştı. Kollarını benden çekip saolonun ışığını açıp bana uykulu gözlerle baktı ve "Şu an daha sakin misin?" Diye sordu saçları darmadağin bir şekilde. O kadar tatlı duruyordu ki bazen sadece onu izlemek istiyorudm. Her halini bilmek ezberlemek istiyordum.
Bir anda parmağını şıklatması ile kendime gelerek "hı?" Diye mırıldandım. Sinir ile ellerini yüzüne geçirdi ve aşağı yukarı birkaç kez yaparak ellerini geri çekti ve "Neden bu kadar korktun?" Dedi. Benim için endişe mi etmişti yoksa ona çarptığım için sinirli miydi? "Ben mutfaktaydım dışarıdan bir ses geldi! Dışarıda bir var. Hırsız olabilir." Dedim bir anlık geri gelen korkuyla. Fatih " Kedi falandır." Dedi ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Kedi olabilir düşüncesi ile ben de yatağıma geri giderken mutfağı öylece bıraktığım aklıma geldi ve hızlı adımlarla geri döndüm. Fatih beni görmesi ile "Noldu yine?" Diye sordu su bardağını tezgaha bırakarak. "Buraları toplamayı unutmuşum." Dedim ve atıştırmalıkları toplayarak dolaba yerleştirdim. Fatih de bardağından bir yudum alıp gideceği sırada dışarıda büyük bir ses yükseldi. Birşey devrilmisti sanki. Korkuyla Fatihe baktım o da bır anda bana baktı. "O ses neydi?" Dedim korkuyla. Dışarıya olduğu yerden göz atıp "Kedidir." Dedi ama o da süphelenmişti belliydi  halinden. " Ya değilse?" Dedim ve bir tıkırtı daha çıktı. Korkuyla koluna sarıldım. "Kedi değil biri var kesin." Dedim. Beni kolundan ittirip napıyorsun? der gibi baktı ve " Bakarım şimdi dışarıya." Dedi ve yanımdan ayrıldı. Mutfakta tek başıma kalmaktan korktuğum için ben de peşinden gittim. Eline bir sopa almış öyle etrafa bakınıyordu. 1 dakikaya yakın bahçede gezindikten sonra bana hızla döndü ve "hiçbir şey yok işte. Git uyu. " Dedi elindeki sophayı bırakarak. Tam o sırada kenardan iki kedinin çıkması ile seslerin geldiği yer anlaşılmıştı. İkimizde kedilere bakarak "kediymiş" dedik. Kediye doğru eğilip sevmeye başladım. "Sen bu saatte burada ne yapıyorsun bakım? Gece gece bizi korkuttu küçük şey seni. " Diyerek severken Fatih ayağıyla beni dürterek "kalk git yatağına. " Dedi. Beni mi düşünüyordu gerçekten. Fatih" sesin kaynağını da bulduk rahat rahat uyursun." Dedi. "Peki sen? Sen odana gitmicek misin?"  Diye sordum. Fatih "Bı arkadaş çağırdı ona gi- sanane! Sana niye hesap veriyorsam." Dedi ve gözümden uzaklaştı. Beni arkasında kediyle bırakıp gitti. Derin bir nefes alıp kediyi yere bıraktım ve odama geri döndüm.

PLATONİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin