10. Bölüm

1.6K 90 4
                                    

Neden bu şekilde tahrik edici konuşuyordu?

"Bu kadarını kestetmemiştim." Dedim sadece. Hafiften gülümsedi ve gözlerini gözlerime odakladı. Yutkundum. Neden böyle davranıyordu? Bir gariplik var gibiydi sanki. "Üzerine birşeyler alsam iyi olur." Dedi ve kollarını benden çekti. Kaşlarımı çattım "O kadar soğuk değil. Gerke yok. " Dedim o sırada gözlerini gözlerimden çekip vücudumda gezdirdi. Rahatsizca yerimde kıpırdandım. Fatih "Beyaz elbise giyimişsin ve için gözüküyor." Demesi ile kollarımı hızlıca vücudumu gizlemek istercesine üzerime koydum. "Bakma öyleyse o zaman!" Dedim utanarak. Fatih "Benden değil de diğer insanlardan utan. Kocanım sonuçta. Burda bekle ben hemen geliyorum " Dedi ve yanımdan uzakalştı. Denizden çıkıp kumun üzerine oturdum ve Fatih'in gelmesini beklemeye başladım. Gerçekten de içim aşırı belli oluyordu. Off çok utanç verici!

1-2 dakika sonra arkamdan gelen bazı genç çocukların sesini duydum ve sanırım benden bahsediyorlardı.

"Şu kız nasıl peki?"

"Ooo iyi bak bu. Fizik güzel."

"Hangimiz gidiyo yanına?"

"Ben giderim. Benim kalemine benziyor."

Neyden bahsediyor bunlar be! Fatih nerde kalmıştı Allah aşkına!

"Karıcım! Çok beklettim mi?" Ve işte beyaz atlı prens hikayeye giriş yapmıştı.

Yanıma oturup siyah bir swettişörtu bana doğru uzattı "hemen giyi." Dedi. Elindekini alıp kafamdan geçirdim. Kapüşonunu da kafama örtmüştüm. "Kendine niye almadın?" Diye sordum kafamı ona çevirip. "Gerek yok ben çok ıslanmadım zaten." Dedi ve benle alay edercesine güldü. Ona göz devirip "Birdahaki rövanşa beklerim." Dedim ve kumun üzerine yattım. Yüzümde oluşan gülümsemeyle yıldızları izlemeye başladım. Fatih'in da yanıma yatması ile yüzümü ona dönüp "Bu gün çok güzeldi. Teşekkür ederim." Dedim. O da yüzünü bana çevirdi ve "Benim için de güzel bir gündü. Ben de teşekkür ederim." Dedi gülümseyerek. Gözleri bir anda dudaklarıma kaydığında nefes alışverişlerim daha da hızlanmasından dolayı göğüsüm hızlı hızlı kalkıp inerken herşeyi akışına bırakmak istedim o an.

Gözlerini dudaklarımdan hiç ayırmadan konuşmaya başladı yavaşça "dudaklarının kenarına... Kum bulaşmış..." Dedi ve vücudunu komple bana çevirdi. Sol eliyle başına destek yaptı ve sağ elini yüzüme yaklaştırıp dudağımın kenarındaki kumları baş parmağıyla yavaşça temizlemeye başladı "rujunu dağıtmadan temizlim." Dedi fısıldayarak. Heyecandan patlayan kalbim ve rahat durmayan Fatih, hızlı olan nefes alışlarım ile kendimi yeterince belli ederken Fatih'in bu yaklaşımı beni köşeye sıkıştırmış gibi hissettiriyirdu. Gözlerini dudaklarımdan çekip gözlerime odakladı ve "onu da başka zaman artık." Dedi. Eli hala dudağımın yanını okşarken dediklerinden birşey anlamayarak ona baktım. "Ne?" Dedim sadece. Fatih'in gözleri tekrar dudaklarıma indi ve "başka zaman dağıtırım." Dedi. Ben hala dediklerinden birşey anlayamamıştım. Kendini bir anda geri çekip az önceki halini aldı ve gülümseyerek yıldızları izlameye başladı.

"Anlamadım?" Dedim tekrar.

Fatih "Boşver ben de anlamadım. " Dedi ve yine gülumsedi.

Birden Berkin sesini duymamız ile kafamız dağılmıştı.

Berk"Gençler nerdesiniz siz parti bitti sizi arıyorum!... Ooo yanlış bir zamanda mı geldim?" Dediğinde ikimiz de bir anda yattığımz yerden doğrulduk. Fatih "Ne saçmalıyorsun Berk." Dedi ve ayağa kalktı. Benim kalkmam için de elini bana doğru uzattı. Berk bizi sırılsıklam görünce şaşkınca "Siz denize mi girdiniz ?" Diye sorudu.

"Öyle bi saçmaladık işte. " Dedim ve gülümsedim.

Berk "Her neyse Fatih Melis sizi bekliyor hadi." Dedi ve Fatih hızlı adımlarıyla Parti'nin olduğu yere doğru yürümeye başladı. Berk hızlıca yanıma gelip "Sen niye kızardın?" Diye sordu.

PLATONİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin