15. Bölüm

1.6K 83 11
                                    

Saatte 1 olmuştu zaten, yatıp uyusam iyi olurdu. Yatağıma uzanıp yorganı da üzerime çektim ve gözlerimi kapattım. Bir an önce uyumalıydım yoksa bütün gece Fatih’i düşünüp dururdum. Kısa zaman içerisinde uykuya dalmıştım fakat kaç saat uyuduğumu bilmeden gözlerimi tekrar açtım. Hava hala karanlıktı. Saate bakmak için yastığımın altından telefonumu alıp ekranını açtım. Saat 4 e çeyrek vardı ve benim karnım kazınmaya başlamıştı. Bir şeyler yesem iyi olurdu.

Yatağımdan kalkıp odamdan çıktım. Sessizce merdivenlerden inerken terliklerimi gereksiz ses yapmasından dolayı merdivenin yarısında terliklerimi çıkarttım ve öyle devam ettim. Şu terlikler yüzünden bir kere Fatih’e yakalanmıştır zaten ikincisine gerek yoktu. Mutfağa girdiğimde ışıkları açıp buzdolabına baktım. “ne yesem ki?” diye fısıldadım kendi kendime. Dolapta göz gezdirirken en sonunda bir sandviç yapmaya karar verdim ve sandviç için gerekli malzemeleri dolaptan alıp tezgâha koydum hemen ardından da sandviçimi hazırlamaya başladım. 5 dakikada hazırladığım sandviçimi alıp masaya geçecektim ki vaz geçtim ve ayakta durup sandviçimden bir ısırık aldım.

Bu gece yemek yemelerim ne zaman başladı bilmiyorum ama bana aşırı zevk veriyordu. Yemek yemek bana başlı başına zevk veriyordu zaten ama gece uyanıp yemek yemek ayrı güzeldi. Sandviçimden bir ısırık daha aldım ve gözlerimi kapattım. “Allah im bu nasıl güzel bir lezzet! Dedim ağızımdaki lokmayı çiğnerken. Daha sonra lokmanın boğazımdan aşağıya yavaş inmesinden dolayı sandviç ekmeğimi tezgâha birikip bir bardak su içmek için bardaklıktan bardak alıp su doldurdum ve kafama dikledim. Tam o anda Fatih’in mutfağa girip uykulu sesiyle “Afiyet olsun.” Demesi ile içtiğim su bende öksürük yaparken Fatih hemen yanıma gelip sırtıma hafif hafif vurup “helal helal.” Dedi. Öksürüklerim dindikten sonra kısık sesim ile “Sağ ol.” Dedim sadece. Allah’ım nerden çıkmıştı şimdi bu! Fatih “iyi misin?” diye sordu uykudan dolayı kalınlaşmış sesiyle bana bakarak. Onu kafamla onaylayıp “iyiyim.” Dedim sadece ve elimdeki su bardağını tezgâha bıraktım. Buradan hemen uzaklaşmalıydım. Hemen!
Mutfaktan çıkmak için yeltendiğim sırada Fatih bileğimden tutup beni durdurdu ve “Nereye?” diye sordu. Telaş ile kolumu ondan çekip “Odama. Uyuyacağım.” Dedim ve tekrar arkamı dönüp gidecektim ki bu sefer de beni omzundan tuttu ve kendine çevirdi. Fatih “Sandviçini bitirmeden mi?” diye sordu. Gözlerim sandviç ekmeğine kaydı ve tekrar Fatih’e bakarak “doydum.” Dedim sadece. Bu söylediğime hafiften bir tebessüm etti ve “2-3 ısırıkla mı doydun?” dedi. O bana gülümserken ben ciddi bir tavır ile “Evet.” Dedim ve sandviçimi streçleyip dolaba attım. Daha sonra da mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim. Ben odama doğru giderken Fatih arkamdan “İyi geceler.” Dedi. Ona cevap vermeden daha hızlı yürümeye çalışarak odama girdim.

Odama girer girmez kızarmış olan yanaklarımı tuttum. Kalbim deli gibi çarparken derin bir of çektim ve yatağıma koşarak gidip yüz üstü yattım. Yüzüm yatağıma gömülü bir şekilde dururken konuşmaya çalıştım “Neden o anda oradaydım ki nedeenn! “ deyip sol elimi yumruk yapıp yatağa birkaç kez vurdum. Karnım tam da kazınacağı saati bulmuştu cidden! Okadar utandım ki onun karşısında ne yapacağımı bilemedim resmen. Bu durum ne zaman normale dönecekti artık!
Sabah olmuştu. Gözlerimi tuvaletimin aniden gelmesi ile açtım ve yatakta durup öylece tavana baktım. Tuvalete gitmem gerekiyordu fakat dün geceki olay aklıma gelmesi ile yatakta öylece kala kalmıştım.  “Hayri yeni neden aynı saatte mutfaktaydık neden? Benden yarım saat sonra gelseydi ya da ben ondan yarım saat sonra gitseydim ne olurdu ki? Şimdi ben odadan çıksam tekrar karşılaşırsınız ki? ” yatakta kendi kendime söylenirken olduğum yerde doğrulup yastığımın altındaki saati aldım ve saate baktım. Saat 11.10 di. “fatih gitmişimdir ki? “ diye söylendikten sonra yataktan kalkıp penceremin önüne geçtim ve perdeyi açıp arabasına baktım. Arabası görünmüyordu sanırım gitmişti. Perdeyi geri kapatıp rahat bir nefes aldım ve tuvalete gitmek için odadan çıktım. Ses soluk yoktu sanırım gerçekten gitmişti. Odasının kapısı da açıktı.” Evde olsaydı buralarda bir yerlerde oluru. “ diyerek kendime cesaret verirken banyoya doğru yürüyüp banyonun kapısını açmam ile kal gelmişti. Fatih lavaboda yüzünü yıkıyordu ve kapı sesini duymasıyla yüzünü bana çevirdi. Yüzünden akan duru sular ile bana bakarken kalbimde oluşan ağrı ve hızlı atması ile orada öylece kala kalmıştım.

Neden hala ise gitmemişti ki şimdi bu? Bilerek mi yapıyordu Allah aşkına? 2 gündür işe sürekli geç gidiyor kesinlikle bilerek yapıyordu! Ayrıca neden bir şampuan reklamı çekiyormuş gibi görünüyordu? Fazla yakışıklıydı bu sabah üstelik yüzünden akan damlalar onu daha çekici yapıyordu. Rüya falan mıydı bu adam? Ay dur bir dakika! Şu an bunları düşündüğüne inanamıyorum cidden!

Kafamı toparlayıp kendime geldikten sonra açtığım banyo kapısını geri kapatacaktım ki Fatih’in mükemmel dişleri ile gülümseyip “günaydın.” Demesi ile kapatmak için yarıya kadar çektiğim kapıyı geri açıp ona karşı gülümsemeye çalıştım ve “G-Günaydın.” Deyip banyonun kapısını kapattım.  Aaah! Neden kekeledim ki şimdi. Of Allah’ım yardım et bana.

PLATONİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin