1 AY SONRA
İşte o gün gelmişti. Sanki heyecanlanıp nikah kıyılırken küt diye bayılacak mışım gibi hissediyordum. Bazı anlarda durup dururken, ortada bir şey yokken, kendi kendime gülüyordum. Beni biri bu halde yakalasa deli zannedebilirdi. Bazi aralıklarda odama geçip yastığa yüzümü görmüyordum ve bağırıyordum. Heyecanımı biryere akıtmam gerekiyordu ve bunu tek yapabildiğim odamdan başka bir yer değildi. İçimdeki bu kıpır kıpır neşeyi dışa vurmamak için kırk takla atıyordum. Bazen bu sevincimi Fatih görecek diye korkuyorum ve evet nikah günü gelmişti.Evde herkeste ayrı bir kıpırdanma varken Fatih odasında yine bildiğiniz gibi gitar çalıyordu ve bu sefer ne hissettiğini melodilerinden anlayamıyordum. Bu sefer hiç tanımadığım bir melodi çalıyordu. Hangi duygu içindeydi çözemiyordum. Korkuyordum da. Neden diye sormayın ama içimde Fatih'e ait bir sıkıntı vardı ve bu sıkıntı nikaha son 5 saat kala oluşmaya başlamıştı. Gerçekten ne hissedecegimi bilmiyorum. Sevinmeli miydim? Mutluluktan havaya uçmak mi gerekiyirdu şu durumda? Yoksa sevdiğim adamı bu istemediği evliliğe sürüklediğim için üzgün, mutsuz mu olmalıydım? Şaka mıydı bu? Gerçekten bir insan ne hissettiğini bilmeden durabilir mi? Böyle birşey mümkün mü?
Kapımın çalması ile aklımı karıştıran düşüncelerim durdurdum "Girin." Dedim ve içeri giren kişiye baktım. Odama gelen Fatih di. Yatağımda uzanır pozisyonumdan oturur pozisyonuna geçtim ve "Bir şey mi oldu?" Diye sordum çünkü yüz hatları anlayamadığım şekilde garip geliyordu. Fatih sıkkın bir tavır ile "Sence olmuyor mu?" Dedi isyankar bir tavırla. Haklıydı. Oluyordu. İkimizin de hayatı birbirine bağlanıyordu. Hiçbirsey diyemedim. Öylece baktım suratına.
Yanıma doğru yaklaştı ve yatağımın boş bir kısmına oturarak derin bir iç çekti ve konuşmaya başladı "Nikah masasında "hayır" diyebilir misin?" Diye sordu bana umutla bakan gözleriyle. "Üzgünüm ama diyemem. Benimde kendimce bir sebebim var." Dedim. Fatih kafasıyla beni onayladı bana hak verircesine "Benim hayır diyemediğim gibi sen de diyemiyorsun. Haklısın." Dedi ve uzun bir müddet boyunca sessizce öylece durduk. Daha sonra bu sessizliği bozan Fatih olmuştu "Annem neyle tehtit edip seni bu evliliğe zorlamış olabilir ki?" Dedi aklıl almaz bir tavırla. Derin bir iç çektim. Evet tehtit edilmiştim ama asla bu evliliğe zorlanmamıştım. "Evdekilere söyleyebileceğim bir şey olsa beni tehtit edemezdi herhalde. Benim de bir özelim var. " Dedim sinirlenerek o da bunu fark etmiş olacak ki "Kusura bakma ben ne yapacağımızı bilmiyorum yani nasıl bu evlilikten kurtulabiliriz. Nasıl o nikah masasında hayır diyebiliriz bilmiyorum. Ney yapacağımı da bilmiyorum, ne hissettiğimi de..." Dedi ve sustu. O da benim gibiydi sanırım ne hissedeceğini bilmiyordu. İyi mi hissediyordu ki bu mümkün değil. Yoksa kötü mü? Kafası mi karışık? Hiç bilmiyorduk o da ben de ney hissettiğimizi anlayamıyorduk ve ben korkuyordum da. Ya Fatih nikah masasında hayır derse? Ya beni nikah masasında terk ederse? Ne olurdu o zaman? Nasıl hissederim?
"Fatih?" Dedim bu olasılığı düşünerek.
Fatih"hı?" Dedi derin düşüncelerinden sıyrılıp gözlerini bana odaklandı.
"Bu servetin neden bu kadar önemli? Servet herşey değildir biliyosun dimi? Bir gün bu servetinden vazgeçmek zorunda kalsan vazgeçebilir miydin?" Diye sordum hiç düşünmeden bu dediklerime gülerek cevap verdi.
Fatih "Ne demeye getiriyorsun? Servetinden vazgeç evlilikten kurtulalım demeye mi? Asla öyle birşey olmaz küçük hanım. Servetim benim hayatım. Asla öyle bir aptallık yapmam. Öyle bir aptallık için de beni sakın zorlama. " Dedi sonlara doğru uyarırcasına bir tavır almıştı.
Ve evet yine ne hissedeceğimi bilmiyordum. Fatih nikah masasında hayır demeyecekti buna sevinebilir miydim bilmiyorum? Servetine bu kadar düşkün olması benim canımı sıkıyor muydu evet, ama bu servet düşkünlüğünün yüzünden bizim evliliğimiz gerçekleşecekti. Kafam resmen karman karışık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
RomanceYataktan kalkıp "Ben de gideyim o zaman. " Dedim. Odadan tam çıkarken Fatih "Görüşürüz müstakbel karıcım." Demesi ile arkama şaşkınlıkla dönüp ona baktım, bana güldü ve "Şakası bile korkutucu geliyor değil mi?" Demesi ile sevincim kursağımda kalmış...