20. Bölüm

1.9K 83 2
                                    

Osman dedenin geldiğini duymam ile şaşırmıştım. Yarın gelecek diye biliyordum ama 1 gün önceden gelmişti. "Ne demek gelmiş? Ben yarın gelecek diye biliyordum. " Dedim. Fatih benim ile aynı şaşkınlık ve endişe ile "Ben de öyle biliyordum ama gelmiş işte. Bir an önce gitsek iyi olur çünkü Berk ve Erva bizim evde dedemi idare etmeye çalışıyorlar. " Dedi ve yerdeki siyah ceketini alıp üzerine giyidi.

Ben de eşyalarımı alıp otel odasından çıkmıştık. Otelin valelerinden arabasını istedi Fatih ve araba gelir gelmez de arabaya binip yola koyulduk. Eve geldiğimizde hızlıca arabadan inip evin kapısına doğru yürüdük. Fatih bana döndü ve omuzlarımdan tutarak bana baktı "Sakın telaş yapma. He şeyi bana bırak. Sen sadece beni onaylasan yeter, tamam mı?" dediğinde onu kafamla onaylayıp "Tamam." Dedim ve evin anahtarıyla kapıyı açıp eve girdik.

Evin içine girmemiz ile Berk ve Osman dedeyi görmemiz bir oldu. Berk endişeli ve stresli görünürken Osman dede oldukça korkutucu görünüyordu. Fatih dedesini görmesi ile gülümseyip mutlu ses tonuyla "Oooo dedem gelmiş yaa! Hoş geldin dede ver elini öpeyim." Dedi ve dedesine doğru yürüyüp dedesinin sol elini öpüp başucuna koydu. Nezaketen ben de Fatih gibi yaparak Osman dedenin elini öpüp anlıma koydum. "Hoşgeldiniz Osman dede. " dedim ve geri çekildim. Osman dede tüm ciddiyetiyle "Hoş bulduğum söylenemez! Nerden dönüyorsunuz bu saatte siz?" diye sordu bana bakarak. Osman dedenin, bir kurşun etkisi yaratan bakışlarının altında tüylerim diken diken olurken cevap verememiştim adama. Ne diyebilirim ki 'Dün gece parti yaptık sonra da otel odasında kaldı' mı diyecektim. Diyemezdim ki.

Fatih hızla söze atlayarak beni bu sorudan kurtarmıştı "Ben dün gece sabahladım şirkette fazladan mesai yapmam gerekiyordu. Karım da beni düşünerek yalnız kalmayim diye yanımda oldu. Sabah olunca da eve geçelim dedim."

Osman dede kendi kendine bir şeyler söyleyip bastonunu hafif hafif yere vurarak koltukların yanına doğru ilerledi ve oturdu. Fatih "Dede aç isen bir şeyler hazırlayalım. " dedi. Osman dede kafasını olumsuz anlamda sallayıp "Sağ olsun Berk oğlum ile kahvaltı yaptık." Dedi. Fatih ile ben de koltuğa oturup Berke bakarken benim gözlerim Ervayı aradı.

"NERDEYİM LAN BENNN!" Diye bağıran Ervanın sesini duymam ile bu durumu nasıl açıklayacağımızı düşündüm.

Erva üst kattaki odamın kapısını hızlıca açıp endişeyle yukardan aşağıya baktığında bizi görmesi ile endişeli bakışlarının yerini soru işaretleri alırken Osman dede de şaşkınlık ile Ervaya bakıyordu. Osman dede önüne dönüp "Bu kız kim Fatih?" demesi ile Erva yavaşça aşağıya inip yanımıza gelirken Berk "Benim karım." Demesi ile Berk bile kendi dediklerine şaşırırken Erva donup kalmıştı.

Osman dede "Karın mı?" diye sordu şüpheci çıkan sesiyle.

Berk "Karım evet." Dedi inandırmaya çalışmak için Ervanın elini tuttu. Berk eğer karım demeseydi Osman dede
' bu iki bekar gencin kimsenin olmadığı bu evde ne işi var!' diye söylenir, bağırır, kızardı bize. Buna emindim.

Fatih "2 günlüğüne bize geldiler. Misafirliğine." Dedi.

Osman dede "Siz evde bile değilken nasıl misafirliğe gelebilirler Fatih?" dedi şüphesi daha da artarken saf Ervam ise olayları anlamaya çalışıyordu.

Fatih "Aslında doğrusunu söylemek gerekirse Berklerin evi ilaçlandı. Bu yüzden de bize kalmaya geldiler. Bu gün de sondu zaten gideceklerdi onlarda şimdi. Berk. " demesi ile Berk kafasını onaylayıp "Evet kesinlikle. Hadi hayatım eşyalarını al evimize gidelim. " demesi ile Erva oyunu bozmayacak "T-tamam." Dedi ve benim odama geri çıkarak eşyalarını aldı ve geri aşağıya inip bir bana bir de Osman dedeye baktı daha sonra da "Rahatsızlık verdiysek özür dileriz." Dedi çaktırmadan göz kırparak. Sanırım tüm oyunu anlamıştı. Osman dede "Estağfurullah kızım." Dedi ve Berk ile Erva evden ayrıldılar.

PLATONİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin