Kayıp Büyücü'nün Gizemli Mührü {TAEKOOK} B×B

✧8.BÖLÜM✧

Olaydan sonra yaklaşık bir hafta geçmişti kimseden ses seda çıkmıyordu her şey karmakarışık olmuştu . Irklar birbirleriyle kavga ediyorlardı bugün iki babam da toplantı için saraya gideceklerdi. Ne yapacağımı bilmiyordum onlar destek olmak istiyordum ama hiçbir şey yapamıyordum .

Öylece boş boş koltukta uzanmış etrafa bakıyordum. Birden kapı çaldı bıkkınca bir nefes verip ayağa kalktım sürüne sürüne kapıya doğru gidip açtım.

A-rin bilerek yanıma gelip beni teselli etmeye çalışıyordu onu anlamıyorum o kadar da kötü değilim ya . Kendime baktım gördüğüm manzara ile yüzümü buruşturdum tam ağzımı açıp birşey söyleyecekken . Ne olduğunu anlamadan birden kolumdan tutarak beni içeriye sürükledi .

" Aklıma muazzam bir fikir geldi bir şey öğrendim ve inanamayacağın bir şey hazır mısın ?"

Kaşlarımı çattım anlamayarak ona baktım zaten başım ağrıyordu üstüne üstlük böyle bilmece gibi konuşması beni sinir ediyordu düz bir şekilde söylesin ve geri gitsin ille bir gizem katacaktı .

Devam etmesini söyledim .
" Bak şimdi kızacağını biliyorum ama annemden bir bilgi öğrendim . " Derin bir nefes aldı ellerimi tuttu ve anlatmaya başladı.

" Bak geçmişte hatırlıyorsan Sam diye bir yapay zeka yapmıştın hatta benim yüzümden projeyi Julia'ya vermiştin . İşte bugün öğrendiğime göre Kraliyet Kütüphanesi sarayın içinde değilmiş farklı bir yerde işin komik tarafı koruması tamamıyla Sam'e aitmiş . Dediklerine göre oradaki teknoloji ile Julia ilgileniyormuş. Sam'i biraz geliştirmiş ama bu seni durdurmaya yetmez ikimizde biliyoruz . "

Sustu nefes nefese kalmıştı hem heyecandan hem de hızlı konuşmaktan .

" Ya işte kısaca eğer Sam'i hacleyebilirsen kütüphanenin nerede olduğunu bulabiliriz ve oraya gidebiliriz ama şöyle bir sorun var Sam'in ne kadar geliştiğini kimse bilmiyorum . O yüzden onu hackleyebilecek kadar güçlü teknolojiye sahip değilsin o biraz sıkıntı ama ben senin zekana güveniyorum . "

Ellerimi sıktım zaten başım ağrıyordu bir de üstüne sinirlenmeye başladım hayat gerçekten benimle dalga geçiyordu her şey üst üste gelemezdi . Yani bu kadar olamazdı anlam veremiyorum neden her şey sonu bana bağlanır .

Geçmişte yaptığım yapay zeka neden şu an karşımda bir düşmanım evet onu hackleyebilirdim ki bunu kolaylıkla yapabilirdim ama geçmişte onu yaparken ufak bir şey eklemiştim .

En ufak bir şekilde sisteme biri girmeye çalışırsa otomatik olarak bağlı olduğu ana bilgisayara mesaj gidiyor . Yani eğer ben Sam'i hacklemeye çalışırsam otomatik olarak Kim Enstitüsünün ana bilgisayarına mesaj gidecekti bu da çok büyük sorun yaratırdı .

Onu kısaca her şeyi anlattım bayağı sinirlenmişe benziyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu .
Ben o projeyi yapmak için yıllarımı vermiştim yani onun programına yıkılmaz bir duvar ördüm .

Artı onun geliştirilebilecek bir tarafı yok zaten kendisi yenilmez bir yapay zeka . Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok ama Sam'i hackleyemezdim .

Ama eğer Kim enstitüsünün sistemini hacklersem Sam beni fark  edebilirdi . Sırıttım kimsenin bilmediği bir şey vardı Sam'in bir kapatma programı var ve ben hala o programı saklıyorum sırıtarak ona baktım .

" Min Ji' ye haber ver size atacağım konuma gelin aklımda muazzam bir fikir var . " Bana anlamayarak baktı güldüğümü görünce o da gülümsedi ayağa kalktı başını olumluca salladı .