41. Bölüm

198 13 27
                                    

               • BAYAN AYKIRI •
                      Mahi Nehar




Keyifli okumalar!




BÖLÜM 41: SOĞUK HAVA DALGASI İLE GELEN ALDATMA KRİZİ VAKASI








İnsanların %80'i kendine şu soruyu sorar; "Acaba dünya sadece bana karşı kurulmuş bir oyun mu?" En güncel tahminlere göre Dünya nüfusu şu an 7.924.007.000 milyar insana yaklaşmışken, yüzdelik dilimin kendine sorduğu soruya bakar mısınız yahu? Ağlanacak halimize güleceğiz bu gidişle resmen. İçlerinde bir Viking Leylanız eksikti, o da tam oldu arkadaşlar! Zira artık ben de şu şekilde düşünmeye başladım bu çatlakların arasında. Ardımdan beni ihtişamla takip etmek isteyen var mı? İzleri takip edin lütfen izleri. Hadi inat etmeyin, siz de bu soruyu kendi kendinize düşünüp duruyorsunuzdur kesinlikle millet. Yemeyin şimdi beni! Göz devirme...

Soğuyan hava koşulları nedeniyle kriz masasına çağrıda bulunarak oturan ev halkı, benle kafa bulmaya başlamıştı çoktan. Ah anacım, ne vardı eve giderken beni de yanında götürseydin? Ne vardı, beni de o koca valizinin içine tıkıp götürseydin? Ağğğ... Kızın cidden bunları mı hak ediyordu be kadın! BUNLARI MI HAK EDİYORDU? Gençliğimin en güzel yıllarında kullanmadığım tek şey, dilaltı hapıydı, onu da almama ramak kaldı millet! En alasından bir göz devirme...

Pelin'in burnu akmaya müsait bir şekilde köşede yakınmak için beklerken, onu kurtaracağını sanan Selvi de mutfakta nane limon yapıyordu. Bilge küpüm Selin ise, elindeki not defterleri ile son kez sınav için hummalı bir hazırlık sürecine girişmişti. İpek deseniz, henüz ortalıkta yoktu. Hayret ettim vallahi. Her kurul toplantısına iştirak eden kız, bugün ortalıkta yoktu öyle mi? Sebebi neydi acaba? Bir fikri olan?

"Nereden çıktı bu hasta olma seansı ya?" dedi peçete ile akan burnunu silen Baytar. "Bıktım yeminle!"

Burun kemerine doğru kayan gözlüğünü itekleyen Selin, yakınan Baytar'a hiç bakmamıştı. "Sınav haftası kapımıza alacaklı gibi dayanmışken, hiç olacak şey değildi doğrusu hastalığın Pelincim." Yeminle krizlere, yandım anam denmelere oynuyordu bizim Bombacı millet.

Selvi salondan içeri elleri yanarken, hızla giriş yapmıştı. "Parmaklarım yandı!" dedi sehpanın üzerine bıraktığı nane limonu tutmaktan kurtulup. "Biraz ılısın da öyle iç Pelin. Bak gör, sana çok iyi gelecek. Hemencecik kendini toparlayacaksın." Bizim Yasal soyguncu başımıza olmuş, Good Doctor komşular...

"Bize yok mu?" diye çemkirme, kıskançlık, çirkeflik modumu aktif etmiştim böylelikle. Ne be? Biz insan değil miyiz? İbrahim Tatlıses is coming!

"Olmaz olur mu?" dedi pelerin şeklindeki siyah yeleğinin iki yakasını Profesör Severus Snape gibi kollarına dolayan Selvi. Aaoovvv bu hiç hayra alamet bir şey değil! "Diyorum ki, azıcık kombiyi mi açsak? Ev falan ısınır en azından!" Ne dedi lan o? Küfür mü etti? NE DEDİ?

Pelin kızaran burnunu çekip, "Çok iyi bir fikir." dedi onaylarken. "Titremeye ve donmaya artık son!" Kamu spotçularının gözleri yaşlı...

Selin dikkatini hiç çekmemiş gibi, "Bana ne derseniz ona uymak düşer." diyerek aradan sıyrılmıştı. Para lazım bize lan para! Ne demek okeyim her şeye? Kendine gel!

Selvi, "Valla ben dünden hazırım." diyerek söze atlamıştı.

Selin hariç iki ev kedisi birdenbire bana doğru baktığında, "Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?" diyerek en iyi yaptığım şeyi yapmıştım. İTİRAZ! "Kombiyi falan açmak yok! Daha Sibirya soğuklarına çok var bir kere. Niye erkenden davranıyorsunuz ocağımızı ateşe vermeye?"

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin