❄️15.BÖLÜM❄️

250 31 11
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar, yepyeni bölüm ile karşınızdayım. Çok hoşuma giden bir bölüm oldu, umarım size de aynı duyguları hissettir.

Lütfen oy verip, yorum yapmayı unutmayın,

Keyifli okumalar...

----------------------------------------

Savurgan düşüncelerimin, gittiği güzergah hep kayıptır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Savurgan düşüncelerimin, gittiği güzergah hep kayıptır. Sahibi belli, veryansını azdır. Acıyla yoğrulmuş geçmişim, gelir tutunur vagonlarına, çekip atar beni gitmek istemediğim zamanlara.

Küçük bir kız çocuğunun yüzleşemedikleri vardır, kirli kulvarlarda. Zaman sürgününe uğramış gibi hissettirir arada, sanki küçük kız çocuğu hep orada ama genç bir kız var aynada.

Sizin hiç çorabınız yırtık diye, arkadaşınızın evine girmek istemediğiniz oldu mu?. Ya da soğuk okul koridorlarında istismara uğrayarak annenizi beklediğiniz. Benim oldu, olmaya devam etmese de hep zihnimde durdu.

Annemden görmediğim şiddeti, orta öğretim hocalarımdan görmüştüm. Ders arasında arkadaşımdan silgiyi istediğimde dahi adım 'konuşanlar' listesine yazılıyordu. Belki de matematik dersinde bugün halen daha bu yüzden başarısızım.

Basit nedenler için yüzümde patlayan tokat ile hocanın elinden gelen limon kolonyasının ağır kokusu halen daha burnumdaydı. Saçlarım daima topluydu hatta öyle ki at kuyruğumun ucu bile örülü olurdu.

Günler geçip, o kasvetli ve bağnaz insanlardan koptuğumda lise için umutluydum. Ta ki orta öğrenimimden tanıdığım bazı kişilerle karşılaşana kadar. Ancak bunu sorun etmeyerek, ergenliğin vermiş olduğu hevesle de saçlarımı her gün başka bir model yapıyordum.

On beş yaşımın ilk demlerini yaşadığım güneşli bir günde koşar adım bahçede ki servise ilerledim. Bulduğum ilk boş yere oturduktan sonra, çoğunlukla sessiz kalarak arkadaşların söylediklerini dinlemeye başladım.

" Sen o Esin'sin değil mi?" diye sorduğunda üst sınıflardan bir kız kaşlarım çatıldı, "İlknur'un tarifine en çok uyan ve bizim okulda okuyan tek Esin sensin."

Gerginleşerek, annemin sökülen kulplarını diktiği düğümü tırnağımla dürttüm. Sancılı günlerin tekrardan önüme sürülmesi, yıpranmış çocukluğumu daha beter yaralıyordu.

" İlknur, sürekli seni nasıl dövdüğünü anlatıyor. Söylediğine göre bir gün az daha elinde kalıyormuşsun," diyen genç kızın sahte hüzünlü bakışları boynuma değdi, "Armanın ipi boynunu o kadar sıkmış ki, birkaç gün o morarmayla dolaşmışsın."

Sanki bir filmin fragmanını anlatıyormuş gibi yüzünde ki heyecan kızdan tiksinmeme sebep oldu. İpin düğümünden kayan tırnağım, diğer parmağımın etini sıyırdığında kanamaya başladı.

Beyaz Şehirde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin