•Şans•

3.3K 153 33
                                    

Nabersiniz

Ben iyiyim, sınavlar falan uğraşıyorum

Bölüme geçelim mi, bence geçelim

Satır aralarında görüşelim ^^

Nil'den

Normal odaya alındım. Nasıl göründüğümü merak ediyordum. Şaka yaptığımda tim gülmüştü ama Pamir odadan, yüzüme bile bakmadan, çıkmıştı. Fazla ileri gittin sanki...

Ben düşüncelerimle uğraşırken Ateş içeriye girdi. Timi bir şekilde gitmeye ikna etmiştim. Ateş'ten öğrendiğime göre yoldayken kalbim durmuştu ama daha olayın üzerinden üç saat geçmesine rağmen nasıl uyandığımı bilmiyordum. Normal olmayan bir şeyler vardı. Belki benim paranoyam ama bir insan o kadar işkenceden sonra, yolda kalbi durmasına rağmen nasıl olur da üç saat sonra uyanabilirdi? Bir şeyler ters gidiyordu. Acı eşiğim yüksek olsa bile o kadarına dayanmış olmam mucize gibi bir şeydi. Ben düşüncelerimle boğuşurken sessizliği Ateş'in sesi böldü.

"Ölmek için çok erkendi." dedi, bu onun nadiren ciddi olduğu anlardan biriydi. Her şeyi dalgaya vurur eğlenirdi ama çok az da olsa ciddi olduğu zamanlar oluyordu.

"Yaşamak için de çok geçti." dedim. Her zaman şen şakrak dolanırdım ama bazen ölmek istediğim zamanlar olurdu. Her insan bir kere ölmeyi dilemiştir Nil. Acılar o kadar fazlaydı ki bu mesleği seçmemde bir etken de o'ydu. Kendi canıma kıyacağıma vatanım için ölürdüm. Hiç değilse bir işe yaramış olurdum.

"Ölmek mi isterdin?"

"Yaşamayı tercih etmezdim." dedim, ben bir tek Ateş'e anlatabilirdim dertlerimi. İnsan insanı yarasından tanırdı, bizim yaramız aynı yerdendi. O yüzdendi ona bu kadar yakın davranışlarım, kardeşim yerine koyuşum.

"Ben varken ölmeyi aklından bile geçirme, vallaha atarım kendimi şurdan aşağı öteki tarafta da rahat bırakmam seni." dedi, eliyle camı gösteriyordu. Nedense gözüme küçük bir çocuk gibi gözükmüştü, bazen çok tatlı oluyordu. Adam 1.90 farkında mısın, bundan en az on tane çocuk çıkar.

"Sırf peşimden gelme diye yaşamak istiyorum." dedim gülerek.

"O kadar mı kötü ya?" dedi düşünceli bir halde.

"Gel, başımın belası." Kollarımı açıp bana sarılmasını bekledim. Gelip boynuma kollarını dolayınca rahat bir nefes aldı.

"Beni bırakmayı düşünme tamam mı, benim senden başka kimsem yok." dedi. Sesi titremişti, üç yıl olmuştu onu tanıyalı. Üç yıldır kaybettiğim abim yerine koymuştum, onun için herkesi yakabilirdim. Kendim de dahil.

"Tamam." dedim, bu çocuk benim herşeyimdi.

Benden ayrıldı ve yatağın kenarına oturdu. Aklımdaki soruyu ona sormakla sormamak arasında kalmıştım ama sormak, kendi kendime düşünüp kurmaktan daha iyi gözükmüştü.

"Ateş, Pamir nerede? Kızdı mı bana?" diye sordum pat diye. Yerde olan bakışlarını gözlerime çıkardı. Bir şeyi anlamaya çalışıyor gibi baktı, sonra birden güldü.

"Dışarıda bekliyor, çağırayım mı?" dedi. Gözlerimi kaçırdım, anlamış gibi ayaklandı.

"Nereye?" diye seslendim arkasından.

"Eve gideceğim be seni mi bekleyeceğim? Yavuklun beklesin seni, bana ne!" dedi gülerek çıkarken.
Yavuklun. Utanmıştım. Ateş kapıdan çıkarken kapının aralığından onu gördüm ama Ateş kapıyı kapatınca o beni göremedi.

Bir beş dakika sonra odanın kapısı açıldı. Elinde iki bardakla içeri gelmişti. Gözlerimi üzerinden ayırmıyordum, o ise inatla bana bakmıyordu. Elindeki karton bardakta meyve suyu vardı, diğerinde ise kahve. Meyve suyunu bana uzattı, bir eline bir de yüzüne baktım.

"Bana neden meyve suyu getirdin?" dedim anlam veremeyerek.

"Daha yeni ayıldın, sana kahve yasak. Ben içerken biri bakınca rahatsız oluyorum." dedi hâlâ yüzüme bakmıyordu. Acaba bilerek mi yapıyordu? Eline uzanıp bardağı aldım.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
Kafasını salladı, geçip sol tarafımda olan koltuğa oturdu. Bakışları ben haricinde her yerde duruyordu; kapının kolu, kahve bardağı, yer...

Dayanamayarak ona doğru hafifçe dönüp sordum. "Neden bana bakmıyorsun? Şakadan dolayıysa özür dilerim, fazla ileri gittim farkındayım." dedim, yerde olan gözleri yavaşça bana doğru çıktı. Gözlerime baktı, cevap vermedi. Sadece baktı ve birden başka tarafa baktı. Ve ben o an anladım, bakmaması sinirinden değil, utancındandı. Hadi be...

"Ha sen o mevzu yüzünden bana bakmıyorsun." dedim kahkaha atarak. Cidden bunun için mi utanıyordu?

"Gülme ya, hep o Ateş'in başının altından çıktı. Yoksa ben uğraşır mıyım gizli numarayla falan?" dedi ama ben hâlâ gülüyordum.

"Anlıyorum ben seni, benimde karşımda benim kadar güzel,anlayışlı, mükemmel biri çıksa ben de ona karşı bir şeyler hissederdim." dedim gülerek. Öyle mi, der gibi kaşları havalanmıştı.

"Ne? Bakma öyle,tamam biraz abartmış olabilirim ama yalan mı?" dedim, küçük bir çocuk gibi.

"Değil." dedi sadece. Şimdi gelelim zurnanın zort dediği yere.

"Hislerine karşılık vermek isterdim ama olmaz, yapamam. Ben birini sevemem, seni de bir dost olarak seviyorum. Sen ve ben ayrıyız, biz olamayız. Bunu anlıyorsun değil mi?" dedim. Yüzündeki ifade donmuştu, yüzünden ne hissettiğine dair bir şey anlayamadım. O ve ben ayrıydık, biz olamazdık. Ben birini sevemezdim, beni biri sevemezdi. Biri beni severse sonu ölüm olurdu.

"Biliyorum oradan nasıl göründüğünü ama ben seni seviyorum. İstersen bana hiç karşılık verme, alınmam ama aramıza duvar örme bu yüzden. İzin ver çabalayayım. Sen ve beni, biz yapalım." dedi, yüzünde umudun aydınlığı vardı. Ben umut etmeyi bırakalı çok olmuştu...

"Boşa kürek çekmiş olursun, ben kendimi biliyorum. Ben birini seversem sonu ölüm olur. Ben seni sevemem, sadece seni değil kimseyi sevemem ama diyorsan ki ben ille de denicem. Buyur dene ama bu işin sonunda haklı çıkan ben olursam, dostumu kaybetmek istemiyorum. Sen benim için dosttan fazlasısın, silah arkadaşımsın, komutanımsın." dedim, dudaklarında bir tebessüm oluştu. Şansı o istemişti ben de vermiştim ama bu işin sonunda ya o pes edecekti, ya da ben ona yenilecektim.

"Sen ve ben, biz olacağız. Ve korkma bu şansın sonunda hâlâ fikrin aynıysa dost kalacağız. Söz!" dedi.

Zaman, her şeyi gösterecek olandı. İlerde bizi ne bekliyor bilmiyorum ama pişman değilim ona bir şans verdiğim için. Umarım o, bu şansı istediği için pişman olmaz Nil. Umarım...

Ve bittiii

Normalde yarın atacaktım ama dayanamadım :)

Bölüm benden oy ve yorum sizden he gençlik ^^

Sizce Pamir pişman olacak mı?

ASKER| ASKER SERİSİ 1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin