•Son Şans•

2K 118 10
                                    

Nil'den

Bombanın pimini çekmek için elimi attım. Şu an elimi geri çekip esir düşmeyi seçebilirdim, esir düştükten sonra kurtulabilirdim ama yapmadım.
Bu şerefsizlerin bir kez daha Türk askerini esir ettik, diye övünmemesi için yapmadım. Esir düşersem kendimi kurtarırdım ama bombayı patlatırsam onlardan da yanımda götürdüm, belki de binlerce masumun hayatı kurtulurdu bu yüzden yapmadım. Bir tek ben öleceksem hiç bir sakıncası yoktu seve seve şehit olurdum, bu pisliklerden birini bile yanımda götürürsem kârdır.

Kolumun acısı ve akan kan beni çok zorluyordu. Pimi çekip bu işi bitirmek istiyordum, bayılabilirdim. Gözlerim gidiyordu. Düşündüm, bu zamana kadar olan anlarımı düşündüm. Doğumumla ölümüm arasında geçen o kısacık zamanı...

Şu kısacık ana bütün hayatım sığmıştı, bütün yaşanmışlıklarım, pişmanlıklarım...

Keşke izni iptal ettirmeyip onlarla biraz daha vakit geçirseydim, keşke son anımda değil de daha önce anne, baba diyebilseydim. Keşke Pamir'i daha önce fark etseydim. Keşke bir kerecik 'seni seviyorum' diyebilseydim. Kısacık hayatımdaki keşkelerim bu kadar mıydı?

Gözlerimi kapattım, pimi tam çekerken silah sesleri duydum. Geldiler, bir kez daha beni yarı yolda bırakmadılar.

"Geldik Nil! Dayan!" diye bağırıyordu Pamir.

Gülümsedim, bir şansım daha vardı. Son bir şans, keşkelerimin yerini iyikilere bırakmam için.

"Çok şükür Allah'ım, çok şükür." diye mırıldandım. Bir şansım daha vardı, ona 'seni seviyorum' diyebilmem için son bir şans...

Güvende olmanın hissiyle kendimi bıraktım, dayanamıyordum. Çok fazla kan kaybetmiştim. Çatışma bitmişti, bana doğru geliyordular, puslu görüyordum ama görüyordum. Kendimi zorlayarak ayağa kalktım, kurşun daha beter zorladı beni. İçeride olmasa işim daha kolay olacaktı. İyi bile dayanmıştım. Pamir tam düşecekken tuttu beni.

"Çabuk aracı getirin, çabuk!" diye bağırdı timdekilere. Bir yandan da yüzüme gelen saçlarımı geri itiyordu.

"Her düştüğümde beni tutacak mısın?" diye konuştum zorla.

"Her düştüğünde seni tutamasam bile her düştüğünde seni ben kaldıracağım. Gerekirse seninle düşeceğim ama yine beraber kalkacağız oradan." dedi gözleri gözlerimdeyken.

" Seni seviyorum." elimi kaldırıp yüzüne dokundum. Sakallarını yeni kesmişti, keşke daha önce yapsaydım bunu.

"Seni seviyorum." dedi o da aynı benim gibi. Gözlerim kapanıyordu, zorluyordum kendimi ama dayanamıyordum. İki yerden vurulmuştum ve biri ciddiydi.

"Nergis, gel bak yaraya çabuk!" diye bağırdı. Nergis koşarak geldi, yaramı inceledi.

"Kötü, burada bir şey yapamayız. Hemen hastahaneye gitmemiz lazım." dedi sıkıntılı bir sesle. Gözlerimi açık tutamıyordum, sanki göz kapaklarıma yük bağlamışlar da ben taşıyamıyormuşum gibiydi.

"Kapatma gözlerini ceylan gözlüm. Dayan, lütfen." Kaybetme korkusu, bir kez daha bunu ona yaşatıyordum. Buna hakkım yoktu ama yine de yanımda olsun istiyordum. Bencillikti bu.

Tekrardan gözlerimi açmayı denedim, ama olmuyordu. Açamıyordum, onun sesini duyup çektiği acıyı hissedip bir şey yapamamak canımı yakıyordu. Daha dikkatli olup vurulmasaydım böyle endişelenmeyecekti. Kendimi daha da zorlayıp gözlerimi açtım, yarım yamalak görüyordum.

"Güzelim, bak bana. Bir şey olmayacak tamam mı? Sakın gözlerini kapatma." dedi, kafamı sallamakla yetindim.

Bir araç sesi duydum, sonra yattığım yerden havalandığımı hissettim, Pamir benimle beraber arka koltuğa geçmişti. Daha fazla kendimi zorlayamazdım, bilincimi yavaş yavaş kaybettim. Son duyduğum ses yine ona aitti. 'Güzelim' diyordu. 'Uyan!' diyordu ama ben gözlerimi açıp ona 'Buradayım, gitmedim.' diyemiyordum.

ASKER| ASKER SERİSİ 1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin