•Bilinmeyen•

4.5K 187 17
                                    

Yeni bölüm huzurlarınızda efeniim

Oy verip yorum yapmayı unutmayın canolaar

Albay postası albayın beni çağırdığını söyeldiğinde hemen bilinmeyene kısa bir mesaj atıp albayın odasına doğru gittim. Kapıyı çalıp içeriye girdim.

Selam durarak " Yüzbaşı Nil Karasu, emret komutanım." dedim yüksek sesle.

"Rahat, otur yüzbaşım" dedi önündeki siyah deri koltukları göstererek. İlk dediğinde saygıdan dolayı oturmadım.

"Bu bir emirdir yüzbaşım." diyince hemen oturdum.

Ben oturunca elindeki dosyayı bana uzattı ve şöyle devam etti, "Görev var, kabul etmek zorunda değilsin. Tehlikeli bir görev, sonunda şehit olabilirsin. Süresi belli değil, tek olacaksın."dedi bana bakarak. Babamın arkadaşıydı, gözlerinde ufak da olsa bir endişe vardı. O adamın arkadaşı olması sinirlerimi bozsa da seviyordum Mehmet Albay'ı.

"Kabul ediyorum komutanım." dedim, ben olmasam başkası olacaktı.

"Peki, çıkabilirsin. Bu akşam başlıyor görevin." dedi. Kalkıp tekrar selam verdikten sonra çıktım odasından.

Elimde dosya ile timin olduğu odaya geldim. İçeri girdim, albayın odasındayken bakmıştım içeriğine. Bir kampa sızacaktım, tehlikeli olan kısmı ele başlarının bu kampta kalmasıydı. Bu da demek oluyordu ki ekstra önlem, ekstra dikkat...

Odaya girmemle herkes bana baktı. Pamir bir bana bir de elimdeki dosyaya baktı.

"O ne?" dedi cevabını bildiği soruyu sorarken, gözlerinde anlamlandıramadığım bir ifade vardı; endişe, korku, hüzün... Hangisiydi?

"Göreve gidiyorum konutanım, bu akşam." dedim ona bakarak. Bakışlarını çekti benden, ne oldu buna şimdi?

"Biz gelmiyor muyuz komutanım?" dedi Ateş. Benden bir yaş küçüktü ama çok seviyordum kendisini, timin neşe kaynağıydı.

"Tek gidiyorum Karabatak." dedim yanına oturup kolumu omzuna atarak.

"Ne zaman döneceksin?" dedi Hafız abi.

"Belli değil abi, belki bir ay belki bir hafta belki de bir sene. Ben olmasam başkası gidecek, benim gitmem en doğrusu arkamdan ağlayacak da yok ne de olsa." dedim sona doğru yüzümde buruk bir tebessüm oluşmuştu.

Sadi "Ne demek arkamdan ağlayacak yok, biz neciyiz?" dedi.

"Sizi ne katıyorsun araya abi? Ailem mi var arkamdan ağlasın, onu kastettim." dedim. Pamir bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Benle çok konuşmazdı ama bakışlarını da çekmezdi üstümden. İlk zamanlar garipsesem de artık alışmıştım bu hallerine. Zira onu sorgulamak beni daha da çıkmaza sokuyordu.

"Ben gidiyorum, hazırlık yapayım." dedim ve kalkıp çıktım odadan. Arkamdan hepsi buruk bir şekilde bakıyordular.

Telefonumu çıkarıp Bilinmeyen'e mesaj attım.

Naber, benden iyi. Göreve gidiyorum, bir süre yokum. Kendine iyi bak Bilinmeyen.

Cevap beklemeden telefonumu cebime attım. Odama gidip dosyayı incelemeye başladım. Akşama kadar bütün detayları ezberlemiştim. Akşam olunca üniformamı çıkarıp üstüme kendi kıyafetlerimi geçirdim. Çıkıp helikopter pistine doğru yürüdüm. Bizimkilerle vedalaşmayacaktım, eğer onları görürsem duygusala bağladım.

Alana geldiğimde hepsinin beni beklediğini gördüm. Yanlarına doğru yürüdüm. Ateş koşarak bana sarıldı.

"Komutanım çabuk dönün, buralar sizsiz çekilmez hele ki Pamir Komutanım." dedi gülerek.

"Duydum seni, yarın Mert Ali'nin nöbetini sen tutuyorsun!" diye bağıran Pamirle güldüm.

"Ah be Ateş, sen hiç akıllanmayacak mısın?" dedim gülüşümü bastırmaya çalışarak. Kafasını sağa sola sallayarak bana baktı ve güldü.

Timin karşısına geçip hepsiyle tek tek sarıldım. En sona Pamir kalmıştı, karşısına geçtim o bana baktı ben ona, daha fazla bakışmanın garip olacağını düşündüğüm için hemen sarıldım. Ellerini kaldırdığını hissettim ama tekrar ellerini yere doğru indirince kendimi geri çektim.

"Hadi fotoğraf çekilelim." dedi Sadi abi.

Hep beraber yan yana dizildik, ben ve Pamir yan yana duruyorduk. Fotoğrafı çeken asker sığmadığımızı söyleyerek ikimizi dip dibe sokmuştu.

Fotoğraf işinden sonra tekrar time baktım.
Kapıyı kapatmadan önce "BİLİNMEYEN KENDİNE İYİ BAK, GERİ DÖNEMEZSEM ÜZÜLME!" diye bağırdım. Hepsinin yüzünde bir şaşırma ifadesi vardı ama Pamir'in yüzü daha farklı bir ifadeye bürünmüştü. Biraz rahatlama, biraz endişe... Kapıyı kapattım, artık koca bir denklemde tek başıma kalmıştım.

Nasıldı?

Sizce nasıl öğrendi?

ASKER| ASKER SERİSİ 1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin