•Geçmişin Parçaları•

2.1K 110 10
                                    

Bu gün geleneği bozup Nil'den devam ediyoruz.

Bir günde iki bölüm

Üç gün sonra...

Görevden döneli üç gün olmuştu. Albay bir hafta izin vermişti. Şu an da evimde ayaklarımı sehpaya uzatmış, karşımda olan televizyonda saçma sapan bir gündüz kuşağı programı izliyordum. 'Saçmaysa neden izliyorsun?' diyebilirsiniz. Haklısınız, ben de bilmiyorum neden izlediğimi. Telefonuma gelen mesajla sehpanın üzerinde olan telefonu elime aldım.

0534*: Naber?

Kimsin?

0534*: Aşk olsun deli, abini tanımadın mı?

Yanlış numara, benim abim yok.

0534*: Boş yapma da dinle. Biyolojik aileni buldum. Adresi atıyorum.

Senden böyle bir şey istediğimi hatırlamıyorum.

Biyolojik ailemi bulmuşmuş. Sanki ondan böyle bir şey isteyen oldu. Gelen adrese baktım. Urfa. Gitmek istiyordum ama kendime kabullendiremiyordum. Onca acı, gözyaşı boşa mıydı? Ya beni bilerek bıraktıysalar.

0534*: Seni bilerek bırakmadılar. Aksine bir yanlış anlaşılma vardı. Şimdi kaldır o mabadını kalk git ailenin yanına. Ben ulaştım onlara, DNA testi yapılacak. Ve mutlu ol kardeşim. Sen bunu çoktan hak ettin. Senden çaldıkları ne varsa geri al.

Ekrana bakakaldım. İçimden ne geçtiğini nerden tahmin etmişti? Daha üç gün önce gitmeyeceğim demiştim. Şimdi neden deli gibi gitmek istiyordum. Duşa girdim. Çıktığımda odanın sağ köşesinde duran valizlere baktım. Siyah dar paça bir pantolon, üzerine siyah askılı crop ve siyah deri ceket giydim. Saçlarımı at kuyruğu yapmıştım. Ayağıma spor ayakkabılarımı giyip valizimi hazırladım. Bir insan ömründe bu kadar kararlı olmalıydı (!) Gidip DNA testi yaptıracaktım ama onlarla anlaşabileceğimi sanmıyordum. Sadece eğer gerçekten ailem onlarsa bana acı çektiren adamdan sonsuza kadar kurtulabilecektim. Babam olarak üzerimde hak iddia etmesi imkansız olacaktı. Çıkmadan Albay'ı arayıp durumu haber verdim. Yıllık iznimi de kullanmama izin verdi. İzinde olabilirdim ama her an görev çıkabilirdi.

Valizi arabamın bagajına atıp sürücü koltuğuna geçtim. Tam o sırada Pamir aradı.

"Neredesin, sana geliyoruz." dedi. Arkadan timin sesi geliyordu.

"Urfa'ya gidiyorum, işim var." dedim, detayları gelince anlatacaktım.

"Nasıl, tamam bende geliyorum." dedi hemen.

"Tek gideceğim, arkamdan gelme. Gelince detaylı konuşuruz." dedim, sesim sertti. Neden böyle konuşuyordum?

"Tamam, bak bir şey olursa hemen haber ver gelelim."

"Peki."

"Kendine dikkat et." dedi ve sıkıntılı bir nefes verdiğini duydum.

"Sende." diyip telefonu kapattım.

İçime sinmiyordu ama bu olayların içine onları sürükleyemezdim. Her ne olursa olsun.

Uzun bir yolculuğun ardından Urfa karşımdaydı. Bir görev nedeniyle iki ay burada kalmıştım. Az çok adetlerini, törelerini biliyordum. Asker olmam onları nasıl etkilerdi bilmiyordum ama bu benim asla umrumda değildi çünkü asla onlarla bağ kurmayacaktım. Sen büyük konuşma başımıza geliyor sonra! Adresi navigasyona yazdım, uzun zaman olmuştu buraya gelmeyeli. Pencerem açıktı, burası neden bu kadar sıcak? Çığlık sesine benzer bir ses duydum. Arabayı durdurdum ve dinlemeye başladım. Aynı sesi yine duyunca hızlıca arabadan indim.

ASKER| ASKER SERİSİ 1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin