•Mert•

1.6K 88 24
                                    

Ben geldiiim

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım

Hayat ana karnına düştüğün andan öldüğün ana kadar geçen süredir kimileri için, kimileri içinse acısından başlayan bir yolculuktur... Benim hayatım acılarımdan başlamıştı. Daha küçüktüm, çocuktum bihaberdim hayattan ama o yaşımda tanıştığım acılar beni var etmişti.

Hayatta iki şey sizinle beraber sonsuza kadar gelebilir; acılar ve umutlar. Acılar sizden yeni birini yaratırken umutlar benliğinizi diri tutar.

Camın ardında dikilmiş karşımda ki küçük şeye bakıyordum. O kadar minikti ki, o kadar masumdu ki bakmaya kıyamıyordum. Doğuma daha iki ay varken, bu küçük annesinin ona ihtiyacı olduğunu biliyormuş gibi erkenden dünyaya gelmişti. Ama annesi dayanamamıştı, bebeği kucağına verdiklerinde son bir kez koklayıp hayata gözlerini yummuştu. Doğum günü babasının ve annesinin ölüm günüydü.

Elimi kaldırıp cama koydum, küvezde olan minik şey ayaklarını oynatıyordu. Gülümsedim, acı bir gülümsemeydi bu. Aynı gün hem annesini hem de babasını kaybetmişti. Yengem, daha tanımadan canımı dahi verebileceğim kadın, doğumda ölmüştü. Zaten tehlikeli bir gebelikmiş, stres yapmaması gerekiyormuş. Derin bir iç çektim.

"Kaderin bana benzemeseydi keşke, hem annesiz hem babasız... Ben dayanamadım sen bu küçük bedeninle nasıl dayanacaksın?" dedim gözümden bir damla yaş düşerken. Zordu, annesiz babasız yaşamak zordu. Diğer çocuklardan farklı olduğun için seni dışlarlardı, başkasının anne babasını görünce gözlerini kapatıp görmemiş olmayı dilerdin ya da neden olmadıklarını sorguladın bir cevap bulamayınca kafayı yiyecek duruma gelirdin...

Ona bir söz verdim, nasıl olacaktı bilmiyorum ama ona ne babasının ne de annesinin yokluğunu hissettirmeyecektim. Elimden geldiğince yanında duracaktım,

"Sana söz Mert, dünyayı yak desen bir an bile düşünmeden yakacağım. Bundan sonra tüm varlığım senin için." diye fısıldadım elimi camdan indirirken. Adım sesleri bu tarafa geliyordu, Pamir değildi daha yeni yanımdan ayrılmıştı.

"Senin hatan değildi." dedi tam yanımda duran Halis Karasu.

"Benim hatamdı, koskoca Anka ne abisini ne emanetini kurtarabildi." dedim gözlerim bebekteyken.

"Haklısın, ben de bu yüzden ilk seni suçladım ama senin hatan değildi. Mert kardeşini korudu, Anka da olsan buna engel olamazdın." dedi elini omzuma koyarken. Destek olurcasına sıktı omzumu, kim derdi ki bu adamın karşısında kendimi bu kadar suçlu hissedeceğimi. Ona tek bir kelime etmeye bile hakkım yoktu, o benden çocukluğumu almıştı ben ise ondan evladını...

"İsmini koydun mu?" dedi benden aldığı acı bakışlarını torununa çevirirken. Şaşkınlıkla ona baktım, cidden benim koymamı mı istiyordu?

"Ben mi koyacaktım?" diye sordum sesimdeki şaşkınlığı gizleyemeden.

"Mert böyle isterdi." dedi hüzünle.

"Mert." dedim sadece.

"Evet, Mert." dedi beni onaylarcasına. Anlamamıştı demek istediğimi.

"İsmi Mert olsun." dediğimde bakışlarını bana çevirdi.

Gülümsedi bir şey demedi. Urfa'da ki ailem geldi aklıma, gelmek istemişlerdi ama istememiştim. Agir abim beni dinlemeyip buraya geliyordu. Ona nasıl abi diyecektim bilmiyorum.

İnsan söyleyemediği bir kelimenin altında ezilebiliyormuş, bunu da öğrendim. Öğrenmemiş olmayı dilerdim.

Camın ardında durmuş dört bebek arasında küvezde hafif hafif ayaklarını oynatan Mert'e bakıyorduk. İkimizin aklında farklı düşünceler kalbinde ise aynı acı vardı.

ASKER| ASKER SERİSİ 1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin