Merhaba ben Sehun. Şaşırdınız ve neden burada olduğumu merak ediyorsunuz değil mi? Bunu ilerleyen zamanlarda anlayacaksınız. Nasıl dahil olduğumu size anlatmak için geldim. Uzun zamandır Seoul'de yaşıyorum. Ailem Busan'daydı ve çıkış yapacağımı öğrendiklerinde yanıma gelmeye karar verdiler. Çalışmalar yoğunlaşmıştı ve gerçekten hasta hissediyordum. Bir bakıma gelmeleri benim için de iyi olacaktı. Bize ne bundan sadede gel diyorsunuz değil mi? Tamam tamam hemen geliyorum.
Ablamla çok yakınız. Uzak yaşasak da birbirimizi sık sık arar konuşurduk. Ama sanırım kendine yeni bir kardeş buldu ve pabucum dama atıldı. Tek düşüncem şu lanet kardeş bozuntusu oldu. O kadar kıskandım ki anlatamam. Ben Sehun.. Sevdiklerini paylaşamayan ve sevgi arsızı Sehun. Erkeklerden hoşlandığımı, bir grubun dansçısının fanboyu olduğumda fark ettim. Sanırım kızlar hiç ilgimi çekmiyor. Bunu neden söyledim ben de bilmiyorum.
Beni tanımak istiyor musunuz emin değilim. Ama şimdi bunları dinlemezseniz ilerde pişman olacaksınız.
Ailem ilk taşındığında sık sık eve geldim. Şirkette sabahladığım o kadar çok gün var ki anlatamam. Bir gün ablam bana hararetle bir şeyler anlatmaya başladı. Anlattığı şey ablamın hayranlığıyla birleşince başka şeylerle ilgilenmeyi bıraktım ve tekrar anlatmasını istedim. Tabi ablamın susmak bilmeyen çenesini hesaba katmadığım için başımın nasıl ağrıyacağını unutmuşum.
"Sehun, inanılmaz biriyle tanıştım. Karşıdaki evde oturuyor. Sanırım odandan bakarsan onu görebilirsin, çünkü balkonda oturmayı çok seviyor."
Ne yani ablam sevdiği şeyleri bile bilecek kadar yakın mıydı? Ben bunları düşünürken o anlatmaya devam etti.
"Tadilat işlerimizle uğraşırken o evde yaşayan biri bize yaptığı yemekleri getirdi. Ben de daha sonra teşekkür etmek ve evdeki lanet gürültüden azıcık uzaklaşmak için oraya gittim. Aslında onu evin sahibi, annesi falan sanmıştım. Ama çalışanıymış. Bana öyle şeyler anlattı ki Sehun inanamazsın. Sehun hey beni dinliyor musun?"
O an gözüm karşı balkona takılmıştı. Ablamın anlattığı bu muydu? Woow saçlara bak dedim içimden. Yüzü net görünmüyordu ama rüzgarda saçları uçuşuyordu.
"İşte o Sehun, sana anlatmaya çalıştığım o. Tam bir rüzgar aşığı. Rüzgarda öylece durmayı çok seviyor. Sanırım huzurlu buluyor rüzgar sesini."
"Abla bir dakika kafamı karıştırdın. Konudan konuya atlayıp durma."
"Tamam ufaklık anlatıyorum."
"Yaaaa!"
"Tamam tamam kızma. Gittiğimde kadın bana bir sürü şey anlattı. Kendimi tutamadım ve tüm gün ağladım. Bir sene kadar önce ailesini kaybetmiş. Birlikte kaza geçirmişler. Sonra geçirdiği travmayla....." şeklinde anlatmaya başladı. Tabi gözüm hala balkondaki çocuktaydı.
Luhan'ı o zaman tanıdım. Ablam bana gülümsemesinden bahsetti. Eskiden hep gülen çok mutlu bir çocuk olduğu ama artık hayata küstüğü bla bla bla..
En başta ablamı paylaşmak istemiyordum. Ama ablam sanırım ona iyi geliyormuş. Bu nedenle kıskançlık yapmamaya karar verdim.
Ya ablamın çıkış şarkımızı ilk ona dinletmesine ne demeli. Bir dakika ablam ne dedi demişti tepkisiyle ilgili "Güzeldi, çok güzeldi"... Gamzeli sarışın demek ki şarkımızı beğenmiş. Onun beğenisine sunmamıştık gerçi. Tabi insanların beğenmesi hoşuma gidiyor.
Tüm kötü cümleleri sadece kıskançlık kırıntılarımın etkisiyle söylüyorum. Ablamın "Her gün sizin şarkınızı dinliyor, hem de defalarca." demesi bende sempati oluşturdu.