Luhan ve Sehun önlerindeki kitabı kapadılar. Kapağında 'Dark and I' yazıyordu. Luhan'ın gözleri nemliydi.
"Beni sevdiğine hala inanamıyorum Luhan. Üstelik yazdığın kitapla aşkımızı ölümsüzleştirmiş oldun." dedi Sehun. Luhan sevgilisine dönerek en büyük sarılmasını verdi.
"Seni çok seviyorum Sehun. Bunu birlikte okumamalıydık. Sanırım ben fazla sulu gözlü birine dönüştüm." dedi.
Birbirlerine olan aşkları her zaman bu kadar güçlüydü. Luhan yaşadıklarını derleyip bir kitap haline getirmek istediğinde de en büyük desteği Sehun'dan gördü.
Hatta Sehun, "Bence benim hissettiklerimi de bilmeliler. Acaba sevgilim benim de bir şeyler yazmama izin verir mi?" diye sormuştu. Luhan, sonra durmadan yazmak istediği için pişman olsa da kabul etmişti.
Kitabı okuduktan sonra Sehun sordu.
"Luhan, kitabın adı Darkd and I olmamalıydı. Neden bu ismi seçtin?"
"Çünkü kitap en çok benim karanlığımla ilgiliydi Oh Sehun." diye cevap verdi Luhan.
"Bence kitap senin aydınlığınla ilgiliydi bebeğim."
"Aslında haklısın Sehun. Ama insanların bir umuda tutunarak kendilerini bulunduğu karanlıktan çekmelerini istedim. Algıda seçicilik diye bir şey var. Kitabıma mutlu bir isim koyamazdım. Emin ol kendini karanlıkta hisseden insanların dikkatini çekecek ve okuduklarında kendilerine bir umut ışığı arayacaklar." diye açıkladı Luhan.
"Wooow benim sevgilimin zekası da kusursuz. Tanrım, seni hak edecek ne yaptım ki ben." dedi ve bir kez daha sarıldı.
Sehun'un sarılmaları artık Luhan'ı kızdırmak şöyle dursun sarılmadığı zamanlar hemen kapris yapıyordu.
"Benim için bir kitap imzalamalısın Luhan." dedi Sehun. Luhan kaşlarını çattı.
"Benden kurtulmaya niyetin mi var sevgilim? Senin için her gün gülümseyeceğim. İmzalı bir kitaba ihtiyacın yok." dedi ve öptü Sehun'u.
Sehun imalı bir şekilde "Durumu kullanıp benden faydalanmaya çalışmıyorsun değil mi Luhan?" diye konuştu. Sehun onu ilk öptüğünde Luhan böyle söylemişti.
"Biz gerçekten çok uyumluyuz." dedi Sehun tekrar.
Luhan'a sarıldı ve tekrar konuşmaya başladı.
"Bebeğim bizim hikayemiz hiç bitmeyecek biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Oh Se Hun, biliyorum. Ama insanların kendilerine acıyarak hayatlarını geçirmesini istemiyorum ve yazdığım şey sonsuz olamaz bir yerde bitirmeliydim."
"Bölümlere ayırman çok güzel oldu. Ama bakınca huzursuz hissettim."
"Neden?"
"Baksana seni ne kadar zor ve geç kazanmışım. Boşa geçen onca zaman elimde somut bir şekilde dururken nasıl iyi olabilirim?"
"Ben yanındayım ve şu lanet kitaptan daha somutum bebeğim." dedi Luhan. Onu tutan kollarını daha da sıkılaştırdı Sehun.
"Hep yanımda ol Luhan. Senden önce asıl karanlıkta olan benmişim meğer. İyi ki varsın."
Sehun, Luhan'a öyle bir sarılmıştı ki Luhan resmen kolları arasında ezilmişti.
"Bebeğim gitmeyeceğim, lütfen bu kadar sıkma kollarında öleceğim yoksa" deyince
"Şşş öyle şeyler deme" diyerek kollarını gevşetti ve başını onun omzuna koydu Sehun.
"Sehun bir şey diyeceğim. Şu 3. bölümdeki 'bilseydim yarım saatlik uykumdan fedakarlık ederdim' kısmı sence de abartı olmadı mı?" diyerek ortamı bozdu Luhan.