12. Bölüm

1.9K 187 109
                                    

Sehun, ameliyat için gereksiz detayların olduğu araştırmalar yapmış ve bir yığın doktor bulmuştu. Nasıl bunca şeye vakit buluyordu bilmiyorum. İnanır mısınız aynı zamanda da şirkette grubuyla çalışıyor.

Yeni albüm için hazırlıklar neredeyse bitmek üzereydi ve geri dönüş yaptıktan sonra ilk solo konserlerini vereceklerdi. Bazen işiyle ilgili konuları büyük bir heyecanla anlatıyor ve benden de onu yüreklendirmemi bekliyordu. Planet söz konusu olduğunda sanırım Sehun'dan daha fazla heyecanlanıyordum.

Tüm bu yoğunluğunun arasında bulduğu doktorların hepsiyle görüşmüş ve şu ana kadar yaptıkları ameliyatları incelemiş. Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Benim için gerçekten çok uğraşıyordu.

Geçen günlerden birinde beni de emin olarak seçtiği doktorla görüştürmüştü. Ameliyat için bir gün belirlenmesi gerekiyordu. Sehun'un tamamen boş olduğu ve yanımdan ayrılmayacağı bir gün olsun istiyordum.

"Yanımda olmalısın Sehun. Bu konuyu siz halledin. Tüm gün benimle kalmalısın." dedim.

Memnuniyeti sesinden hissediliyordu. Doktorun nasıl oluyordu da bu kadar boş zamanı vardı. Bu kadar yakın zamanda olmasını beklemiyordum. Tam 19 gün sonraya ameliyat günü almıştık.

Ben uzun bir zaman dilimine ve hazır hissetmeye ihtiyaç duyuyordum. Doktordan çıkınca Sehun'la parka gittik.

"Buraya gözlerin açılana kadar gelmeyelim Luhan. Bu son olsun. Bir daha geldiğimizde manzarayı izleyeceğiz. Söz mü?" diye sordu.

"Buraya görme duyumu tamamen kaybetmeden bir kez daha gelmek istiyorum Sehun. Sana söz veremem. Üstelik burası benim gizli yerimdi. Aramıza girmeye nasıl cüret edersin." dedim.

Güldü ve bana sarıldı. Artık sarılma bile demiyordum. Bana sarılmasına izin veriyordum sadece. Akşam odamda Planet'in çıkacak şarkılarından birini dinliyordum. Sanırım en şanslı fan benim.

Sehun'a seslendim ve Jong Ok teyzeyle yaptığı dedikoduyu bırakarak odama geldi.

"Burada kalacaksın değil mi?" diye sordum.

 Yatağıma oturdu ve ben de yanına yaklaştım. Onun nasıl göründüğünü çok merak ediyordum. Eğer gözlerimi tamamen kaybedersem onu asla göremeyecektim. Bu nedenle onu şaşırtacak bir soru sordum.

"Yüzüne dokunabilir miyim?"

Tabi ki izin verdi. Önce kulaklarına, çenesine,  burnuna dokundum. Yanaklarına avuçlarımı koydum. Utandığı için mi sıcaktı yanakları. Aman tanrım milyonları deli eden Oh Se Hun yüzüne dokunduğum için heyecanlanıyor muydu? Alnına da dokunduğumda "Yanıyorsun!" diye bağırdım aniden.

"Sehun ateşin var. İyi misin sen?" diye sordum.

İnsanlara yük olmaktan bıkmıştım. Sehun yoğunluğunun arasında benimle uğraşıyordu ve vücudu iyice yorgun düşmüştü.

"Bayan Bae!" diye bağırdım. "Lütfen buraya gelin!"

Yavaş yavaş daha fazla hasta hissetmeye başladı. O gece Sehun'un başından ayrılmadım. Jong Ok teyze kalmak istedi ama ben gidip uyumasını söyledim. İstediklerimi bıraktı, bir şey olursa seslenmemi söyledi ve yatmaya gitti. El yordamıyla tasın içindeki suya bezi sokup ıslatıyor ve sıkıp başına koyuyordum. İlaç verdiğimiz için kısa sürede ateşi düşecekti. Yine de sürekli elimle kontrol ettim. Üzerindeki tişörtü çıkarmak zorunda kaldığımız için titriyordu.

Elini tuttum. O an onun elini ilk sıktığım anı hatırladım. Sehun için eskiden onlarca şey söylüyordum ama  o an sadece iyi ki tanıdım diyebiliyordum.

Dark and I ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin