Sabah uyandığımda kulaklıklarımın hala kulağımda olduğunu fark ettim. Yatağın üzerine uzandığım halde yorganın altında kalktım. Jong Ok teyze beni nasıl kaldırdı şaşkındım. Yataktan kalktım ve odamdaki koltuğa doğru yürüdüm. Elimle yoklayarak kendimi koltuğa bıraktım. Bir anda oturmamla kendimi yerde buldum. Sanırım tek başıma değildim.
"Luhan çok özür dilerim bir yerine bir şey oldu mu." diyerek Sehun kolumdan tutup beni kaldırdı.
"Uyuyordum ve sen aniden kucağıma oturunca korktum. Üzgünüm." dedi tekrar.
"Burada mı uyudun?" diye şaşkın bir şekilde sordum.
"Şirkette aklına gelebilecek her türlü şekilde uyuyorum. Benim için sorun değil. Canın acıdı mı?"
Hala beni mi düşünüyordu. Gerçekten inanamıyordum.
Dün gece evine döndüğünü sanmıştım. Odama gelip benim koltuğumda uyumuştu? Sehun'u artık mutlu etmek istiyordum. Kendimi zamanla Min Seok gibi hissetmeye başlamıştım. Sehun da benim yerimdeydi. Bir şeyler bekliyordu ama öylece duruyordu. Benim Min Seok'u özlediğim gibi o da kendini çıkmazda hissediyordu.
Beynimin beni yönetmesinden o kadar yorulmuştum ki sanki tamamen kapatmıştım. Kalbimin konuşmasına izin verdim ve Sehun'un beline sarıldım. "Tamam" dedim. "Yapacağım Sehun. Deneyeceğim." ve sonra başımı onun göğsüne koydum. Bana sıkıca sarıldı.
Bu seferlik bu kadar yakın olmasına izin vermeliydim. Çünkü sanırım birilerinin bana değer verdiğini hissetmeye ihtiyacım vardı. O artık benim için farklı bir yere sahipti..
Bir kaç gün şirkette çalışması gerektiği için Sehun'u göremedim. Ama beni aramıştı ve "Bir kaç doktorla görüştüm. Detaylı araştırıyorum. En yakın zamanda bulduğum en iyi doktora gideceğiz Luhan." demişti. Tekrar göreceğime aslında inanmasam da onun heyecanı beni de heveslendiriyordu.
Umutlanmak istemiyordum. Çünkü çok korkuyordum. Sonuç hayal kırıklığı olursa ben üzülmeyecektim ama Sehun gerçekten çok büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaktı. Kendimi ona bırakmaya karar verdim.
Sooyoung abla arkadaşlığımızı çok seviyordu. Ona her şeyi anlatmıştım. Bu ailenin nesi vardı bilmiyorum. Sarılma sevdası sanırım genlerinden geliyordu. Bana öyle bir sarılmıştı ki ağlaması resmen içime işlemişti.
Çevremdeki herkes mutluydu. Bu arada söylemedim değil mi? Evime geldiklerinden beri Planet üyeleri ile telefonda konuşuyorum. Bir kaç kez daha görüştük. Sıradan eğlenceli günler geçirdik.
En son olanlardan sonra sanırım Sehun konuştuklarımızı anlattığı için buluşmak istediler. Grubun en akıllı başlısı Lay'den gelen arama ile Sehun'un evine gittim.
Onun odasında yatağına bağdaş kurmuş en köşeye oturmuştum. Sırayla hepsi bana sarılmıştı. Gerçekten koala gibi olmaları artık hoşuma gidiyordu. Lay tuvalete, Sehun ve Chanyeol atıştırmalık almak için mutfağa, Jong In de telefonla konuşmak için koridora gitmişti. O anda Baekhyun'la yalnız kaldık.
"Biricik fanım nasıl hissediyor?" diye sordu. Kısaca korkularımdan bahsettim ve aramızda kalmasını rica ettim.
"Luhan senden bir şey rica edebilir miyim?" diye sordu. Nedense ses tonu beni korkutmuştu.
"Hani bizim grubumuzda araştırmacı gazeteci modunu sürekli açık tutan bir üye var. Biliyorsun o bir piyano ustası. Chanyeol." dedi.
"Onu övmeyi bırak Baekhyun!" diye kızdım.
"Ben ondan hoşlanıyorum Luhan. Hatta sanırım aşığım. Hislerimi bildiği halde bana karşı kayıtsız kalıyor." diyerek sıraladı.
Ben de "Kusura bakma ama bu konularda iyi değilim. Sana akıl verebileceğimi sanmıyorum. Yardım edemediğim için üzgünüm." dedim.