1.Bölüm

115 13 6
                                    

Her anı arkasında bir iz bırakır. Benimde izlerim var. Sevdiğim kişinin yanımda olmasına rağmen onun beni fark etmemesi beni kahrediyor. Ama ben açılmadan onun açılmasını istiyorum ki bu imkansız bir şey. Bu arada ismim Aryana akılda zor kalma bir isim olsada isim isimdir.19 yaşındayım.

Üniversitede iç mimarlık okuyorum.
Aslında iç mimarlık seçmemin nedeni çok saçma olsada bence mantıklı. Yani bir insan hoşlandığı çocuk iç mimarlık okuyor diye o da seçse ne olurki diye düşündüm ve seçtim.Tabiki annem itiraz etse de sonunda pes ettiler.

Siz şimdi beni puanı yüksek olan, ailesi zengin olan ve her gün deliler gibi alışveriş yapan kızlardan zannediyorsunuz ama ben onlardan değilim.

Biraz daha sizi şaşırtacak bir haber vereyim ben liseyi bitirene kadar devlet okulunda okudum.Zengin bir ailenin kızıyım ancak ben hayatta kendini bir şey sanan o kızların arasında okumamm.Bunu defalarca aileme söylememe rağmen beni alaya aldılar.Tanıştırayım bendeki keçi inadı kesinlikle geri adım atmadım ve liseyi bitirene kadar devlet okulunda okudum.

Birazda sevdiğim çocuktan bahsedeyim öncelikle çoook yakışıklı kelimelerle anlatılamayacak kadar çok yakışıklı.Bakınca derinlere daldığım ela gözleri var.Keskin yüz hatlarıyla gözlerimi ondan alamıyorum.(Dağhanımda Dağhanım)
Onun yanında o kadar sade kalıyorum ki bazen kendi kendime sinirleniyorum.Bu arada Dağhan sevdiğim çocuğun adı.Dağhanla birbirimiz için yaratılmışız ancak o bunu anlamıyor.En sonunda anlıyacak bunu anlamazsa anlatırım

Annemin seslenişi ile yataktan fırladım.Kahvaltıyı hazırlamıştı ama ekmek yoktu.Evet,yani ekmek almaya gidecektim.Her sabah ekmek almaktan bıktım,ne olacaktı ki bir erkek kardeşim olup ekmek almaya her sabah gitseydi.Bu düşünceler içerisindeyken annemin sesiyle irkildim:
-Kızım ekmek almaya gitmiyor musun?
-Tamam anne gidiyorum.
Annemin cüzdanından parayı aldığım gibi dışarı çıkıp fırına gittim.Günlerdir evdeydim neredeyse 1 haftadır dışarı çıkmıyorum.Fırına girer girmez mis gibi ekmek kokusu iştahımı açtı.İki ekmek alıp fırından çıktım.Cebimdeki telefonum titredi alıp baktım en yakın arkadaşım mesaj atmış.Biz onunla her dakikada konuşuruz.Konuşmadığımız an yoktur.Ben telefona dalmış iken birine çarpmamla birlikte telefonum ve aynı şekilde onunda telefonu yere düştü.Kime çarptığıma bakmadan yere düşen telefonuma uzandım.Ne gariptirki çarptığım kişi ile telefon kılıflarımız aynıydı.Yere eğilerek hızlıca kendi telefonumu alıp uzaklaşırken arkamdan biri seslendi.Arkamı dönmemle ela gözlerle karşılaşmam bir oldu.Olamaz bu Dağhandı.Görmeyeli daha mı yakışıklı olmuş ya.Hayır Aryana kendini kaptırma.
"Dağhan?"
"Tanıyamadım.Adın neydi?Bu arada yürürken önüne baksan iyi olacak az kalsın telefonum kırılabilirdi."dedi
Olamaz bu da bana yapılmaz ki. İsmimi unutmuş bay yakışıklı.Şuan eve gidip ağlamak istiyorum.
"Adımı unutmuş birine adımı hatırlatmayacağım.Ayrıca düz yolda yürümeyi bilmiyorsan bu benim sorunum değil."
"İstersen adını söyleme Aryana ben sana nasıl olsa esmer güzeli diyeceğim.Ayrıca çarpan sendin."
"Seninle ucuz bir kavgaya girmeyeceğim.Ayrıca madem ismimi biliyorsun bana esmer güzeli diye hitap etme."Dedim ve arkamı dönerek hızla uzaklaştım.Eve vardığımda anneme gülümsemeye çalışıyordum.
"Selam anne sıcak ekmek almak için biraz bekledim "
"Tamam kızım ekmekleri ver de kahvaltıya otur."
Eee bu aç karınla bütün sofrayı yutabilirdim.Şaka şaka benim midem küçücük.
"Aryanacım biz iki gün sonra ormana kamp yapmaya gideceğiz.Sende bize katılmak ister misin?"dedi annem

"Aslında iyi olabilir.Ne zamandır da ormana gitmiyordum"
Aslında istemiyordum ama annemi kırmak istemiyordum.Annem benle vakit geçirmeye bayılırdı.
"Tamam çadırda kalacağız ona göre hazırlan."
Odama çekildim ve iki gün sonra ki sıkıcı kampın nasıl geçebileceğini düşünmeye başladım.Kendimi yatağa teslim edip güzel bir şarkı açtım.Müzik beni farklı dünyalarda gezdirirdi.Bütün duygularımla müziğe teslim oldum ve beni en derinlere götürmesini bekledim.

2 gün sonra
"Anne telefonum nerede?"
"Kızım şarja taktın ya ne çabuk unuttun."
Maalesef bu aralar anlam veremediğim kadar dalgın ve unutkandım.
"Aryana kızım çıkıyoruz."
"Geliyorum anne."
Ayakkabımı giyip evden çıktım ve karavana bindim.Cam kenarına oturup kulaklığımı taktım.Müziksiz yaşayamam.Yaklaşık 1 saat sonra ormana vardık. Bu ormanı sevmiyordum ancak garip bir şekilde beni kendine çekiyordu. Yerleştikten sonra babam bana seslendi ona dönerek dinledim.
"Aryana ben ve annen karavan da kalmaya karar verdik.Siz çadırda kalın.
"Baba burada bir tek benim olduğumun farkındasınız değil mi?"
"Bizde varız yalnız değilsin.
Arkadan gelen tanıdık sese doğru döndüm.Olamaz Dağhan,Burak ve İdil bu bir şaka olmalı.Bunların ne işi var burada.Allahım nede güzel bir gün.
"Sizin ne işiniz var burada."
"Ne oldu esmer güzeli.Bizi burada gördüğüne sevinmedin mi.Ayrıca bizi annen çağırdı.Ne güzel 4'lü takılırız."
Dağha'nın söyledikleri benim sinir krizi geçirmeme neden oldu.Eğer Dağhan biraz daha devam edecek olursa onu öldürebileceğimi biliyordum.Çadırıma kendimi atınca Dağha'nın arkamdan
"Dörtlü olsun güçlü olsun."dediğini duyunca çıldırdım.

İzimizdelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin