5.Bölüm

36 8 3
                                    

Beni karakola götürdükleri zaman içimde büyük bir korku vardı. Ben bir şey yapmadım. Suçsuzum demek istiyorum ancak yararı olmaz bunu biliyorum.Ama yine de hakkımı  savunacağım.
" Kızım gel bakalım sana bir kaç soru soralım." Bu cümleden sonra  bir polisin beni sorguya çekmesi başladı.
"Evet başlayalım. Neden yaptın?" Şimdiden suçlu ilan edilmiş olmam çok kötü.
" Ben bir şey yapmadım. Ben zaten oradan geçerken gördüm. Yardım etmek için gitmiştim." Bir anda ağzımdan çıkmıştı. Neden İdil'i söylemek yerine böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum. Ama bana inanmadıkları çok belli.
"Demek geçerken gördün. Peki arabanın içinde bulduğun kişi tanıdığın mı?"
" Hayır tanıdığım değil. Geçerken gördüm." Offf çok büyük bir hata yaptım. Şuan bir polisi kandırmaya çalışıyorum.

Yaklaşık 1 haftadır hapishanede çürümek için  bekliyorum. Dağhan uyanmadan beni bırakmazlar diye düşünürken;
"Aryana Kandemir artık serbestsin. Çıkabilirsin."dedi bir polis.
Hızlıca hapishaneden çıkıp Dağhan'ın yattığı hastaneye gittim. Hastaneyi de hapishanede iken yoğun ısrar üzerine ve babam sayesinde  söylemişlerdi.
" Dağhan Demir hangi odada?" Sarışın bir kadın bana dönerek
"Bir dakika hemen bakıyorum. Hemen koridordan sağa dönün en baştaki  oda onun."
"Teşekkür ederim." dedikten sonra hızlıca odaya girdim. Doktorlar Dağhan'ın uyanmasını bekliyorlarmış.
" Dağhan şükürler olsun burdasın." Dağhan'ın annesi nerede acaba? Kesin yine bir yerde  sürtüyordur. Bu kadın ne biçim bir anne! Oğlu öldümü,yaşıyor mu? hiç umurunda değil.Dağhan uyanmadan beni bırakmaları da babam sayesinde.

"Dağhan hadi uyan."  Dağhan'ın elini tuttum. Uyanmasını bekledim. Ancak boş bir bekleyiş olacağını da biliyordum. O sırada doktor içeri girdi.
"Kızım sen de kimsin? Yoksa sevgilisi misin?"
"Yok ben bir arkadaşıyım."
"Tamam kızım. Sen de mi uyanmasını bekliyorsun? Biz bile ümidimizi kestik. En ufak belirti bile vermiyor."
" Bende mi derken?"
"Evet kızım bir grup daha geldi. Sarışın bir kız-A ben sana bunu söylememeliydim. Boş ver kızım. Buradan çıkman gerekiyor." Kafamı tamam anlamında sallayıp çıktım.
Eve doğru yürürken Dağhan'ı ziyaret eden sarışın kız acaba sevgilisi miydi?
Eve vardığımda annem bana sıkıca sarıldı. Ben de karşılık verdim. Polise anlattıkları mı  anlattım ama gerçekleri değil. Yemek yedikten sonra odama çekildim. Yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım. Bu şehirde Dağhan ve ailem haricinde  sevdiğim bir şey yoktu. Şimdi Dağhan da gitti ve sadece ailem kaldı... Bayağı düşündükten sonra bir karar verdim. Ama bu hayatımı değiştirecek bir karardı. Fransa'ya gidecektim. Zaten Fransa da eğitim almıştım. Bu yüzden Fransa da zorlanmayacağımı düşünüyorum. Annem ve babamın yanına gittim.
" Sizlere bir şey söyleyeceğim."annem cevap verdi
" Dinliyoruz kızım."
" Ben bir süre Fransa'ya gitmeye karar verdim. Ama siz olmadan. Tek başıma. Lütfen bu kararımı onaylayın. Çünkü biraz tek kalmaya ihtiyacım var." Babam beklemediğim bir cevap verdi.
" Tamam . Biz sana para yollarız."babamı öperek teşekkür ettim. Hemen odama çekilip en yakın güne bilet aldım. Şansıma yarına bilet vardı.  Dağhan'a veda edip gidecektim. Telefonumu alıp Serra'ya "Fransa'ya gideceğim." diye bir mesaj yolladım.  Telefonuma gelen mesaj ile irkildim. Mesajda şöyle diyordu
"İyi fikir Fransa'ya gitmek. Ancak insan kaderinden kaçamaz. Sen de kaçamazsın." bilmediğim birinden geliyordu mesaj. Acaba mesaj kimdendi?

İzimizdelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin