9.Bölüm

23 6 7
                                    

Gözlerimi açtığımda kendi mi hastanede buldum. Uyandığımda kolumdaki serum bitmek üzereydi.
"Kızım uyandın mı? Çok korkuttu kızım." dedi Fatma teyze.
"Annem ve babam neredeler?"
"Kızım sen iyi misin? Annen ve baban vefat ettiler. Hatırlamıyor musun?"
"Hatırlıyorum. Belki rüya görüyorum diye sordum."
"Ah be kızım. Ölen ile ölünmez ki." Doktor içeri girip elimdeki serumu çıkardı. Ben de  ayağa kalktım.
"Kızım gel bizde kal. Hem bu halde sizin eve gitme. Tamam mı yavrum?"
" Tamam Fatma teyze ben zaten yarın gideceğim."
Fatma teyze ile eve vardığımda Serra aklıma geldi.
"Fatma teyze Serra nerede?"
"Kızım o yurtdışındaki  bir arkadaşının yanına gitti galiba." Aklıma uçaktaki kız geldi acaba Serra mı? Ama Serra bana böyle bir şey demedim. Şimdi anlarız.
"Fatma teyze Serra ne zamana gelir?"
"Bugün gelmiş. Birazdan burada olur." Oha oha acaba Serra mı? Eğer oysa çok büyük hesap soracağım. Yolun geri kalanı sessiz geçti. Eve vardığımda koltuğa oturup sessizce bekledim. Dağhan'ı acaba bulmuşlar mı?
"Serra neredeydin sen?"
"Sen ne ara geldin? Ben bir arkadaşımın evine gittim." İyi burada oturan  bir arkadaşı ama  Fatma teyze yalan söylemez. Hemen anlayalım kim yalan söylüyor.
"Nerede oturuyor arkadaşın Serra?" Serra burada dediği zaman annesi de aynı anda yurtdışında dedi. Sonra Serra annesine göz kırparak bana döndü;
"Burada oturuyor arkadaşım.  Annem karıştırmış ." Fatma teyze kafasını salladı.  Burada bir şeyler dönüyor ama ne ?
"Kızım geç oldu hadi gel yat." Serra ile birlikte kalktık  herkes yatağa geçti. Bende çok geç olmadan uyudum.

1 gün sonra
"Aryana kanka kalksana lan. Senin yüzünden sofrayı ben hazırladım."
"Ya 5dk daha Dağhan. Sen çocuğumuza bakabilirsin. Ben 5dk daha uyuyacağim."
"Demek Dağhan ha. Bittin sen  kızım."
Serra yüzüme su sıçratarak beni uyandırdı. Uykumda söylediğim şeyi anlatınca çok utandım. Sonra kahvaltıya gittik karnımı  doyurunca sofradan kalktm.
"Fatma teyze her şey için çok teşekkür ederim. Ancak ben Fransa'ya kalıcı olarak yerleşeceğim. Serra sende istediğin zaman yanıma gelebilirsin."
"Tamam kızım. Yolun açık olsun ."
Onlar beni yolcu ettikten sonra hızlıca Dağhan'ın kaldığı hastaneye gittim. Belki Dağhan bulunmuş ise anne ve babamın acısı birazcık inebilir. Dağhan'ın bulunduğu odaya gittim.  Kahretsin kimse yoktu Dağhan'ı bulamamışlar.
"Kızım Dağhan için geldiysen onu polisler hiçbir yerde bulamıyorlar. Üzgünüm ama yaşadığından bile emin değiliz."
"Sağolun. "
Doktoru yanımda gönderdikten sonra sırtımı duvara yasladım. Hayatta sevdiklerim yokken nasıl yaşayabilirim. Ben şuan kendi halsizliğme  ve acizliğime  ağlıyorum. Hiç bir zaman ağlamaktan utanmadım.

Dağhan'ın anlatımıyla
Aryana köşede durmuş ağlıyordu. Benim için ağlıyordu. Yabaniler  tarafından kaçırıldım. Ben odada bir anda uyandım. Çok geç bir saatti. İçeri bir adam girdi. Beni bayılttı. Hiç bir şey yapamadım. Hareket edemiyordum. Beni karanlık bir odaya götürdüler. Yanıma geldi liderleri ve şöyle dedi;
"Diğerleri nerede?"
"Kimden bahsettiğini anlayamadım."
"Kes. Sen kimden bahsettiğimi biliyorsun. Ama yinede söyleyeyim. Aryana bana onu getir. Sonra İdil ve sonra Burak. Onları getir  senin canını bağışlayayım. Karar senin."
"Hayır. "
"Tamam sen bilirsin. Bunun yüzünü tanınmayacak hale getirin. Yüz nakli olmadan düzelmeyecek şekilde yapın. Birde kapatın şunu odaya lavabo hariç hiç bir şey için odadan çıkarmayın." Benle konuşan adam  çıkıp gitti. Sonra bazı adamlar yüzümü bıçakla soyup derimi yüzdüler sonra mumya gibi sardılar. Onlara arkadaşlarımın yerini söyleyemezdim. Söylersem 1 can gideceğine 4 can gider. Bunu göze alamam. Odada 1 saat geçirdikten sonra  lavaboya gitmek istediğimi söyledim. Beni lavaboya götürdüler ancak beni götüren adamda içeri girecekti ki
"Oha o kadarda değil. Gelme istersen."
"Aynı şey bendede var. Ne oldu utandın mı?"
"Mal mısın sen. Yoksa erkeklere karşı ilgin mi var? Siktir lan.
"Kes. İşini hızlı hallet. Yoksa içeri dalarım." dedi ve ben kapıyı kapattım. İşimi hallettikten sonra tam kapıyı açıp dışarı çıkıyordum ama aklıma filmlerde olan pencere sahnesi geldi. Pencere var mı diye baktım. Vardı ve çok büyüktü. Pencereden bir şekilde çıkıp atladım.  Şimdi ise Hastanedeyim. Aryana'nın yanına gidecektim. Telefonum çaldı.
"Alo Dağhan kurtuldun mu?"
" Evet Yasin hocam.  Şimdi Hastanedeyim. Aryana da burada. Onun yanına gidiceğim."
" Hayır Aryana daha sonra öğrense daha iyi olur. Şu an ölüm acısı çekiyor. Sen yanımıza gel. Yüzünü halledelim."
"Tamam." Telefonu kapatıp Aryana'ya baktım. Hala ağlıyordu. Ama gitmem gerekiyordu. Bende hızlıca hastaneden çıktım.

Aryana'nın anlatımıyla
Burada çok fazla kalamazdım. Uçağa yetişmem gerekiyordu.

6 saat sonra
Uçaktan inip eve gittim. Çok yorgun olmama rağmen kursa gidiyorum. Yürüyerek kursa yaklaşık 10 dakika da vardım.  Sınıfa girdiğim de Emre hemen yanıma geldi.
" Aryana ne oldu lan. Bir anda kayboldun ortadan. Şerefsiz yoksa sevgilin ile gezmeye mi gittin?"
"Emre annem ve babam öldü.  O yüzden yoktum."
"Ya çok pardon üzgünüm. Benim bu gerizekalı kafam. Sen beni takma."
"Tamam Emre sorun yok. Gerizekalı olduğunu biliyorum ayrıca."
Emre bana göz devirerek baktı.
"Emre bir şey diyeceğim. Bu Aras ile sevgilisi ayrıldı mı?" Kafamı dağıtmak iyi gelir diye düşündüm.
"Yok keşke ayrılsalar. O kızla ne hayallerim var. Ama seni yaşın küçük anlamazsın. Ha birde sen gidince yeni bir hoca geldi. Ama bütün kızlar aşık oldu hocaya. Şimdi onun dersi."
"Sen küçüksün. O kızla ne yaparsan yap. " Hoca içeri geldi. Ama bu o . Nasıl olur. Buraya nasıl gelir. 

İzimizdelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin