OYUN!

21.4K 1.3K 924
                                    

Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam.
Öylesine aşikarsın, bellisin.

~Sezai Karakoç

(Murat Göğebakan - Vurgunum)♬

"KOSKOCA TİM BİR KIZLA BAŞ EDEMİYOR MU YANİ?"

Süleyman komutan timi odasına toplamış azarlıyordu. Bugün olanlar yüzünden epey canı sıkılmıştı çünkü üstleri karargahı kontrol amaçlı geldikleri bu lanet günde güya insanları korkudan titreten o tim civciv sürüsü gibi karşılamışlardı üstlerini.

"Şu halimize bak! Ulan ben bu kızı size görev diye verdim. Siz onunla ortak olup bana oyun mu oynuyorsunuz?" diye bağırdı bir kez daha. Tim, Albayın karşısına geçmiş ellerini arkasında birleştirmiş bir vaziyette Albayı dinliyorlardı.

"ASGAR!" diye bağırdı Süleyman komutan karşısında suspus kesilmiş askerlerin başına. "BU MU LAN SİKTİĞİMİN KOMUTANLIĞIN? BU MU!" diye esip gürledi. Komutanı görmese de ellerini yumruk yaptı arkasında Adar. Kaşları çatıldı ama yine de tek bir şey söylemedi.

"Çok merak ediyorum neden bunu yaptınız?" diyerek kendini dizginlemeye çalıştı Süleyman komutan. "SUSMAYIN ULAN!" diye bağırdı cevap alamayınca.

"Albayım tek başına merkeze inip tiyatroya gideceğini söyledi Belinay. Bugün hepimizin işi olduğu için ona eşlik edemezdik. Yanımızda kalması için onunla eğleneceğimizi söyledik. O da böyle bir şey isteyince mecbur kabul ettik." diye en yalanından bir açıklama yaptı Ezgi. Bu açıklamayı yapmasını ona Belinay söylemişti. O geceden asla bahsetmemesi gerektiğini yoksa hepsinin işinden olacağını da dile getirmişti.

"Sizin tek işiniz Belinay!" diyerek kelimelere vurgu yapa yapa konuştu Süleyman komutan. Gözleri tek tek timin üzerinde dolaştı.

"Sizin tek işiniz o kızın çevresine zarar vermesini engellemek! Ama sizin yaptığınıza da bir bakın. Eminim ki Orgeneral hakkınızda çok güzel şeyler düşünüyordur!" dedi Süleyman komutan söylediğinin aksini kast eder bir sesle.

Herkes başını sallarken Adar, Süleyman komutanın söylediği sözlerin başındaki cümleye odakladı kendisini. Düşündü.

Sizin tek işiniz o kızın çevresine zarar vermesini engellemek!

Bakışları sertleşirken saygıdan eğdiği başını dikti havaya. Korkusuzca baktı komutanının yüzüne. Ve kelimeler asice döküldü dudaklarından.

"Bizim görevimiz Belinay'ı korumak Albayım!"

Süleyman komutan güldü bu dediğine. Hatta yetmedi alaycı bir kahkaha attı. "O baş belası siz olmasanız da korur kendini." dedi gülmesine son verip. "Yılan gibidir o, her olaydan bir şekilde sıyrılır. Ama çevresini öyle bir yakıp yıkar ki asla toparlanamaz çevresindekiler." dedi hiç düşünmeden kelimeleri dudaklarından dışarıya atfederken.

"Zaten annesi de onun yüzünden sinir hastalığı denen illet ile uğraşıyor." diye söylendiği sırada Süleyman komutan sanki geçmişe gitmişçesine durakladı. Kelimeler fısıltı şeklinde çıktı dudaklarından.

"Bu yüzden ASGAR, senin görevin onu değil onun çevresindekileri korumak."

Adar'ın bakışları koyulaştı. Sadece düşünüyordu. Bir insan kanından olan bir insana nasıl bu kadar saf nefretle dolardı. Kim onu ziyarete gelen yeğenini bir time teslim edip insanları ondan korumaya çalışırdı ki? Bu kız ne yaşatmış olabilirdi ki bu kadar saf nefret doluydu içleri?

BERZAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin