BİR KINA GECESİ FACİASI

2.6K 224 158
                                    

Şimdi özlediğim yerden uzanayım sana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şimdi özlediğim yerden uzanayım sana. Sustuğum şiirden sarılayım boynuna. Tam da şimdi. Unuttuğum şarkıdan öpeyim seni.

~Sabahattin Ali

(Oğuzhan Arslan - Evrenimi Renklesen)

(ÖZEL BÖLÜM 1)

"Uyuz, beni delirtmekten zevk mi alıyorsun?"

"Evet."

Derince bir iç çekip küfretmemek için burnumun direğini sıktım. Ama nafileydi. Öfkem bir türlü geçmiyordu. Ve ben burda sinir krizi geçirirken, o benimle dalga geçiyordu.

"Ya iki gün sonra düğünümüz var bizim. Görev de nerden çıktı? İzindeyiz üstelik!"

Elindeki çayı höpürtederek içen Adar, bıyık altından gülerek bana bakıyordu. Daha da sinirleniyordum. Yolacaktım o gece karası saçlarını. Yeni uzayan sakallarını. Bebek gibi cildini. Ölüp bittiğim gülümsemesine bir tane çakacağım şimdi. Hele yeşil gözleri. Böyle gelişi güzel bir yumruk iyi gelirdi sinirime.

"Ordan bakınca TSK'yı yöneten ben gibi mi duruyorum Cadı? Görev geliyorum demez. Gelir."

Göz devirdim. Hem de en alasından. "Peki madem. Git ve düğün tarihini iptal ettir. Gidelim Şırnak'a. Biletleri de al." dediğimde yüzüm ister istemez düşmüştü. Böyle saçma iş mi olurdu?

Adar çayının son yudumunu da içerek kalktı oturduğu yerden. Trabzon'daydık. Bizim evin terasındaydık. Bense memleketime geldiğime sevinemiyordum bile.

Adar bana yaklaşıp yüzümü iki avucu arasına aldı. Saçlarıma uzun ve derin bir öpücük kondurup geri çekildi. Yüzüme şefkatle bakıyordu.

"Üzülme güzelim. Evleniriz elbet bir gün."

Umursamazlığı daha da moralimi bozuyordu. Benden sıkılmış mıydı? Neden böyle davranıyordu anlam veremiyordum.

"Hadi hazırlan, yaylaya dedeni görmeye gideceğiz daha."

Başımı salladığım esnada balkondan çıkıp içeriye girdi. O hazırlanırken ben kara kara düşünüyordum. Yıllar sonra onu gördüğümden bu yana aylar geçmişti. Aylar derken de yani 28 ay falan. İki senecik. Çok değil!

Çok şeyler atlattık beraber. Özlemdi ilk yendiğimiz. Yılların özlemi... Görevlere gitmiştik. Hastanelik olmuştuk çoğu zaman. Adar yine vurulmuştu. Asla, düşman kadını dürbünle izlediği için bacağına sıkmamıştım. Yani asla yapmam öyle şeyler bilirsiniz beni. Mağarada yaşamıyoruz sonuçta.

Sonra, ailesine gitmiştik. Annesi oğullarının ölmediğine ikna olana kadar delirdiğini sanıyordu. Kadını ikna edene kadar başımıza gelmeyen kalmadı. Gün boyunca su kuyusunda beklediğimizi bile unutmadım. Zaten, öyle kolay kolay unutulacak bir an değildi.

BERZAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin