Ama insanın ağlayamaması ne fena! Şöyle içimden gelse yaşlar, sel gibi inse gözlerimden... aksa aksa.. biliyorum, göğsüme döktükleri kurşunun ağırlığı, kaybolacak!
~Emine Işınsu
(Nurettin Rençber - Kara Gül)
Okuyucuların dikkatine! Öhöm öhöm. Bu bölüm biraz şey... Lütfen peçeteler hazırda bulunsun.
Bazen insan kendini çok çaresiz hisseder. Bir çıkış yolu arar ve bulamaz. Kalp sızısı mıdır yoksa mide sancısı mı bilinmez ama içini yakıp yıkan bir şeyler vardır. Çözümü ağlamaktan yana bulsa da ağlamaya bile zamanı yoktur. Tıpkı içinde bulunduğum durum gibi. Peki bunca duygusal şeyi koca bir silahlı çatışmanın ortasındayken düşündüğümü sizlere söylesem tepkiniz ne olurdu?
Evet, yine ben ve yine koca bir bela bataklığı. Belinay diye yazılıp bela diye okunan o kişi. Ben!
Güya kurtarmam gereken bir tim vardı ve ben arkamda bir kaç grup askerle dağa çıkmıştım. Sanki ne haddimeyse? Sanki ne yapabileceksem? Hiç! Ama tabi herkesin de bildiği üzere Belinay şımarık, Belinay daha çocuk zekalı, Belinay kendini beğenmiş, Belinay salak, Belinay aptal. Belinay da kim ki? Ne sanıyorsa zaten kendini?
Belinay'ım ben. Sadece Belinay. Sevdikleri için sonsuza kadar savaşacak olan Belinay. Size göre yanlış olsa da kendisi için doğru kararlar vermiş o kız. Size göre şımarıkça olan beni ayakta tutan şeylerdir belki de. Size aptalca gelen benim mutlu olma sebebimdir kim bilir. Düşüncelerinizin kötülüğü bir bıçak gibi dilinize vurduğunda haklı olmuyorsunuz ve ben de sizin bana yüklediğiniz imalardan herhangi biri olmuyorum. En azından kendime göre.
Buradaysam Adar için.
Buradaysam Tamer için.
Buradaysam Kübra için.
Buradaysam Ezgi için.
Buradaysam Fedakar için.
Buradaysam Memoli için.
Buradaysam Selim Onbaşı için.
Buradaysam Kadir için.
Buradaysam vatan için.
ŞIMARIK BİR KIZ ÇOCUĞU OLDUĞUM İÇİN DEĞİL!
"Belinay hanım cephanemiz bitiyor. Bu kadar fazla olduklarını düşünemedik." dedi Kaan telsizin öteki ucundan. Bu askeri formayı giyişimin ikinci seferiydi ve ben yine birilerini kurtarmanın peşindeydim. Sizin de deyiminizle kahramanlık peşinde.
"Destek ekip isteyin." diyerek haykırdım diğer tarafa. Elimden geldiğince kurşunlarımı isabet ettirmeye çalışıyordum. Kaan haklıydı. Çekirge sürüsü gibi gittikçe artıyorlardı. Pes etme gibi bir düşüncem olmasa da yolun sonu hiç iyiye gitmiyordu. Hisseder insan. Hissediyordum. Dibi göreceğim.
"Belinay hanım arkadan akın etmeye başladılar. Destek ekip yetişmez. Geri çekilmeliyiz." dedi Mavi. Gülümsedim. "Geri çekilmek ve bir Türk askeri öyle mi Mavi? Gitmek isteyenler gidebilir. Kalmak isteyenlerle son mermimize kadar savaşacağız." dediğimde telsizde garip bir sessizlik oluştu. Altı kişilik bir ekiptik. Plansız hareket edişimizden bir boku da becerememiştik.
"Kalıyoruz." dedi hepsi bir ağızdan. Öyle bir kalıyoruz demişlerdi ki altımdaki toprağın sallandığını hissetmiştim sanki. O gurur çok farklıydı. Bambaşkaydı. Öleceklerse bile alınları ak öleceklerdi.
"Ateşe devam asker." diyerek onların sesine karşın gururla konuştum. Daha sert açıldı mermiler. Hedefler isabetlerini şaşmadı. Tek bir kurşun israf olmadı o dakikadan sonra. Ama dedim ya ne yaparsak yapalım oluru yoktu. Olmayacaktı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERZAH
ChickLitBir kelebek uçuyor, yeşil kanatlarında siyahlar var. . . . Okulunda yaşanılan cinayet yüzünden okulu tatil edilen Belinay bu tatili bir fırsata çevirmek ister ve Albay olan dayısı ziyaret etmek için yola çıkar. Bu yolculuk onu hayallerine götürmekle...