Azgınlık

21.5K 431 283
                                    

İlk öncelikle siz okuyucular tarafından annemi ve daha sonrasından ailemi emniyete alıyorum. Onların güvenliği öndedir... Her neyse, yaşam belirtisi için bir bölümle tekrar karşınızdayım ve bugün de cumartesi zaten, bakar bildirim gelmiş koşarsınız.
Kitap hakkında birkaç şeyi unutmuş olabilirim, detaylara girmezseniz sevinirim.
-

Loş hissettiren bu ortamda Oğuzhan Hoca'nın elleri boynuma değerken, diğer yandan da beni sırıl sıklam öpüyordu. Olayın ciddiyetini veyahut mantığını bile sorgulamadan onun öpüşlerine karşılık verirken onun kucağında oturur pozisyondaydım.

Elleri boynumdan sonrasında belimi, kalçamı ve sırtımı gezinirken arada okşayıp sıkıyordu. Tam kalçama geldiği an inleyecektim ki...

-
Gözlerimi direkt açarak uykudan uyandım. Ruhsuz bir yüz ifadesiyle doğrulup arından yorganı üzerimden atarak ayağa kalktım. Oğuzhan hoca neredeyse tam şu sıralar acayip bir şekilde rüyalarıma giriyordu ve buna bir çözüm de bulamıyordum gerçi.

Banyo'ya adımlayıp aynanın karşısına geçtiğimde yüzüme bakındım. Göz torbalarım uyku düzenimden dolayı şişmiş, boyum da biraz uzamıştı. Her zamanki gibi günlük rutin olarak musluğu açıp su dolu avucumu yüzüme serptiğimde titredim.

Kapının arkasındaki küçük yüz havlusuyla elimi ve yüzümü kuruladığımda banyodan çıkıp çoraplarımı giyindim. Havaların soğumasıyla birlikte kış da yaklaşmıştı. Telefonumu elime aldığımda kilit ekranındaki birkaç bildirime göz gezdirip silmemle birlikte kapatıp cebime koydum.

Beni dıştan gören biri eminim ki sapık sanabilirdi. Aslında takıntılığın getirdiği durum eninde sonunda bu değil midir? Her neyse, kafamı bunlarla doldurup daha fazla mental sağlığımı bozmayacağım. Hedef 2023!!

Ayakkabılarımı ayağıma geçirip, dünden hazır olan çantamı da sırtıma alırken cebimde anahtarın olup olmadığını kontrol ettim. Ardından kapıyı kapatıp merdivenlerden birkaç basamak indiğimde kendimi apartmanın dışına attım.

Havanın esintisi yüzüme vururken derin bir nefes çekip telefonumu elime aldım. İnsta'dan gelen Eda'nın mesajlarını kontrol ederken yine saçmalıyordu.

-
Eda: Eren, amini sigtigimm. Nabıon?
Eda: Aloo! Paçoz psikopat orospu!
-
Mesajlardan dolayı yola sırıtarak devam ederken telefonuma bir bildirim daha gelmişti. Telefonu açıp gelen bildirime tekrar baktığımda bu defa Oğuzhan Hoca'dan olduğunu gördüm.

Gözlerimi kısarken dikkatimi yolda sadece ve sadece telefonuma vermiş bi' biçimde kilidi açtım ve wp'den yazdıklarına baktım.
-
Oguzhan Hocacim🥰: Eren, sence de bir şeyler hakkında konuşmamız gerektiğini düşünmüyor musun?

Siz: Hocam sizi ne kadar çok düşündüğümü hayal bile edemezsiniz😏

Oguzhan Hocacim🥰: Boş yapma Eren, artık yüz yüze konuşmalıyız. Tabii ki de okulda değil, bu sikik okulda kariyerimi tehlikeye atamam.

Siz: O kadar değerliyim yani?

Oguzhan Hocacim🥰: Boş laf yapma da okulun çıkış saatinde biraz bekle.

Siz: Emrinize amade.
>>

-
Oğuzhan hocayla konuşmam yüzünden bir yere yaslanıp yürümemi durdurmuştum. Bu nedenle vakit epey geçmiş, derse de başlamışlardı. İçimden hem kendime hem de Oğuzhan'a küfrederken seri adımlarla okulun yoluna ilerledim.

-
Okul bahçesine adımımı attığımda bekçi kulübesine yürürken göz gezdirdim sıkıntıdan. En sonunda adımlarımı yavaşlatıp kapının önüne girince yere doğru baktım.

Öğretmen -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin