ᴅᴇʟᴛᴀ-ᴊᴀʏᴋɪ ✓

16

burayi cok boslamadan devam

<>

"sunghoon"

hızla sunghoon'u görmem ile yanına gitmiştim. elinde büyük ihtimalle uzun süre uyanık kalmak için yaptığı kahvesi vardı. 

şaşırarak "sen niye geldin jay" dediğinde kahkaha atmıştım.

"insanın işini halledelim o bize sen niye geldin desin. değerim bilinmiyor" diyerek trip atarcasına konuştuğumda "seni beklemiyordum o yüzden. sunoo'yu bekliyorum hala-hani şu partiyi düzenlediğim arkadaşım illaki görmüşsündür"

hem de nasıl gördüm bir bilsen.

neyse bunu jungwon kendisi söylemeliydi. o söylemezse ve başkasından duyarsa kırılabilirdi. şahsen en yakın arkadaşımın sevgilisi olduğunu başkasından duysam jungwon'un saçını başını yolardım.

"gördüm. hatta sizin eve geldiğinde gördüm. jungwon'un kızgınlığı bittiği için ona gitmiştim." dediğinde anladığını belirtmişti.

çantamdan onun dosyasını çıkartmış ona vermiştim.

"çok yorgun duruyordu. ben de seni de riki'yi de görürüm diye geldim"

riki'nin yanına geldiğimi söylememle şaşırmış bu sefer de o trip atarcasına "jungwon kızgınlıkta riki'yi ona bile anlatmışsın tabii ben kimim ki?" dediğinde kıkırdamıştım.

"inan o parti gününden beri okul ve riki'nin evine gidip geliyorum. ders kitabı almak için eve girdiğimde annemle babamı bile görmüyorum"

"onlarla konuştunuz mu?" dediğinde kafamı sallayıp onu onaylamıştım.

"izin aldık. daha doğrusu riki'yi sorguya çekme istekleri vardı ama baktılar zaten riki'yi tanıyorlar. onda kalmama bir şey demediler" demiştim.

"en azından aile onayından geçme sıkıntınız yok" diyip aklına takılan bir şey varmış gibi yüzü solduğunda "bence benim değil senin anlatacakların var" demem ile umutsuzca kafasını sallamıştı.

"var ve ne yapacağımı bilmiyorum. nöbetim bitince haber vereceğim sana. üçümüz konuşalım tamam mı?" dediğinde onun artık gitmesi gerektiğini bildiğim için "tamam tamam merak etme hadi git. kafana takma sorunun neyse çözmeye çalışırız" dediğimde "denerim" diyip gördüğü doktorun yanına gidip o belgeyi göstermişti.

onların konuşmasını bir süre izlemiş sonrasında da riki'yi aramaya başlamıştım.

galiba az önce birkaç kişiyle ilgilenmek zorunda kalmıştı ve minik bir ara vermişti ki elinde kahveyle oturuyordu.

bugün şu kahveden bir ben içememişim gibi duruyordu.

beni görmesiyle gözlerini şokla açıp yanıma gelmiş beni biraz daha sakin bir yere çekmişti.

buranın çalışanların dinlenme odası olduğunu fark etmem ile rahat bir şekilde kollarımı boynuna sararak ona sarılmıştım.

ayrıldığımızda açılan köprücük kemiğime ardından da boynuma doğru çıkarak öpücükler kondurduğunda kafasını omzuma yaslanarak konuşmuştu.

"bebeğim? senin ne işin var burada?"

"istersen gideyim riki?" diyip ona baktığımda gülerek kafasını sallayıp belime ellerini atmış beni daha da kendine çekmiş boynumdan ayrılmış ardından da dudaklarımızı birleştirmişti.

üst dudaklarımı ezerken ben de ensesindeki saçları çekiştirmiştim.

ayrıldığımızda "tüm enerjimi topladım şu an" diyip bana gülümsediğinde ben de sadece onu izlemeye başlamıştım.

"bir şey mi oldu sevgilim?" dediğinde onu reddedip "ben de eve gittiğimde çalışmak için enerji topluyorum" demiştim.

böyle bir şey diyeceğimi beklemiyordu ki şaşırarak baktığında kahkaha atmıştım.

"hadi riki işine dön artık azar yiyeceksin" dediğimde kafasını sallamış ama buna zıt olarak boynumdaki mühre öpücük kondurup alfamın daha da mutlu olmasını sağlamıştı.

"şimdi kendi evine mi geçeceksin? istersen arabamı al. ders kitaplarını evden bana getirmek zor olur" demişti.

"aslında hayır eve gitmeyeceğim neredeyse tüm kitaplarımı yavaş yavaş sana taşımışım gibi bir şey oldu" dediğimde "zaten öylesine sormuştum biliyorsun bu durumdan çok mutluyum" derken sırıtıyordu.

ona yaklaşıp saçlarını düzeltmiş ardından dudağına minik bir öpücük kondurup gülümseyerek geri dönmesini sağlamıştım.

"hadi artık git. biliyorum ayrılmak istemiyorsun-istemiyoruz ama azar yiyeceksin diyorum"

"bebeğim bu seferlik gidiyorum çünkü acil bugün çok dolu ama bebeğim arada benim delta olduğumu unutuyorsun gibi"

"hm öyle mi?-of riki aklımı başımdan alıyorsun git artık"