26

684 52 114
                                    

oy 3k yorum olmus 🥹🥹🥹

<>

riki çok ağır bir baş ağrısıyla kalktığında dün olanları çok net hatırlıyordu. salak gibi jay'i sunghoon sanmıştı ve içindeki her şeyi ona söylemişti.

dün onları söylediği için asla pişman değildi çünkü jay'in de onun gibi düşünmesinden dolayı çok rahattı.

jay'in göğsüne yayılmış saçları dünkü deliliklerine rağmen yanında kalması şu an ödül gibiydi.

gerçi dün üniversite bahçesinde kavga ettikten sonra eve gelecek olması bile benim için bir hayaldi.

tenlerimiz birbirine temas ederken dün deltamı durdurduğum için rahatlamıştım ama daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum. hele jay'in de sabah mayışmış halde salgıladığı feromonlarını da düşünürsek zor bir kızgınlık geçirecektim.

"her zaman kızgınlığımda sana ihtiyaç duyardım ama şu an feromonların benimle birlikte çok teşekkür ederim" diye fısıldadığımda hareket etmişti.

bana arkasını döndüğü için yüzümü buruşturmuştum. mızıldanmak istesem de uyuduğu için kafamı saçlarını daldırmıştım.

hala bitişik yatıyorduk ama az önce kafası göğsümdeyken şu an kolumdaydı.

"riki..?"

"efendim bebeğim?" demem ile cevap veremeden hapşırmıştı.

"hasta mı oldun sen, neden?" dediğimde bana dönüp "insan bi' çok yaşa filan der riki" dediğinde "riki dedin bir şey mi oldu?" "bu kadar gergin olmaz mısın? dün feromonlarından dolayı arabanın üstünü açmak zorunda kaldım o sırada çok üşüdüm galiba" demişti.

"özür dilerim bebeğ-"

"sevgilim artık benden özür dilemeyi keser misin? asıl ben özür dilerim bunu senden saklayıp ikimizi de çok üzmemeliydim" demiş cevabımı beklemeden tuvalete gitmişti. arka arkaya hapşırmasıyla kahkaha atmış yanına gidip gülerek kafamı kapıya yaslamış yüzünü yıkamasını izlemiştim.

"bugün hastaneye gidecek misin?"

"evet gideceğim bebeğim hastaları iyileştirmektense feromonlarımla bayılsınlar istiyorum çünkü"

"çok komiksin riki"

"riki?"

"sevgilim"

"tamam oldu şimdi" diyip yüzünü kuruladıktan sonra dudaklarımı ona uzatmıştım.

"hastayım sevgilim olmaz" dediğinde omuz silkerek bakmaya devam etmiştim.

kıkırdayıp mührümü öptüğünde gözlerimin renk değiştirmesine engel olamamıştım.

"riki... kızgınlıkta olduğunu unutmuşum. gerçekten özür dileri-" konuşmasına izin vermeden dudağına yapıştığımda üstüne yüklendiğimde biraz geriye doğru gitmiş ardından da toparlayarak omzuma elini atmıştı.

bacaklarından tutarak onu havaya kaldırdığımda dudaklarımız ayrılmıştı. kollarını boynuma dolayarak "hastayım ama ben" demişti.

"tamam beraber hasta oluruz o zaman bebeğim" diyip dudağına tekrar yapıştığımda dudakları gerilmiş ama sonrasında karşılık vermişti.

onu taşıyıp yatağımıza onu bıraktığımda mührüme yaklaşmıştım. kurt dişlerim kaşınsa bile sadece öpücük kondurup üstündeki tişörtü çıkartmıştım.

jay de benim tişörtüme ellerini attığında telefon çalmıştı. üstünden kalkmadığım için telefona uzanamamışken "riki telefon çalıyor" diye söylenmişti.

"bu sefer acil bir işimiz yok. çalar çalar kapanır" dediğim sıra telefonun sesi kapanmıştı.

"işte demiştim" diyip tişörtümü çıkarıp tekrardan üstüne doğru eğilmiştim. dudaklarımızı birleştirdiğimde o da saçlarımı çekiştirmeye başlamıştı.

telefon tekrar çaldığında yine de ondan ayrılmadığımda jay altımdan çıkmıştı.

"eve gitmeliyim riki"

"neden ya" diye dudağımı büzdüğümde jay gelip kucağıma oturmuş ve dağılmış saçlarımı düzeltmişti.

"bak sen çıktıktan sonra arkandan geldim ama onlara da geri döneceğime söz verdim sevgilim"

"geri gel ama"

"hemen gelemem"

"benim kızgınlıkta olduğumu bahane et" diyip öpücük kondurmuştum.

"hatta sensiz yapamadığımı da söyle" tekrar bir öpücük kondurmuştum.

"tamam denerim. dinlen ama sen olur mu?"

"sen de dinlen bebeğim. kaç kere hapşırdın hasta olacaksın"

"sorun değil" dediğinde çantasını hazırladığımı görmem ile "otobüsle gitme istersen durağa kadar üşürsün arabayı al" demiştim.

biraz düşünüp haklı olduğumu kabullenmiş anahtarı da aldığında bana yaklaşıp öpücük kondurmuştu.

"seni seviyorum!"

"ben de seni"

"seni ne? JAY"

"SEVİYORUM"

<>

"of gerçekten bu deltanın kokusu çok kötü" diyen abimle göz devirmiştim.

"aramasaydın gelmezdim abi"

"sana gel dedim bu kokuyla değil"

"kızgınlıktaydı ne yapabilirdim? elde olmadan feromon salgılıyor sinmiş üstüme"

kurdum bu durumdan dolayı şu an çok mutluydu. riki'nin beni feromonuyla işaretlemişçesine üstüme kokusu sinmişti. tabii bu da herkesi etkiliyordu.

"seni merak ettiğimden gelmeni istemiştim oğlum da keşke söyleseydin" diyerek önüme tabak koyan annem ile "anne bu oğlun daha iki gün önce gelip bana patronluk tasladığı için gelmemem imkansızdı. erken çıkacağım zaten. sizi çok özledim biraz zaman geçirelim" dediğimde annem de onaylamıştı.

"ne oldu sen çıktıktan sonra?"

"gitmişti yakalayamadım sonra da abimle karşılaştık işte ardından eve gittim saatlerce bekledim. fark ettiğim bir şey oldu. çok sevsem de onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. nereye gidebilir bir fikrim yoktu. sonrasında jungwon benden geçen sene aldığım ders notlarının fotokopisini almak için geldi ve sunoo'dan öğrendim nerede olduğunu. sonra da abim arayınca riki'nin yanına beraber gittik işte"

abin "kabul ediyorum farklı bir aurası var ama onu hiç sevmedim" demişti.

"öyle deme oğlum cidden bizi bile düşünen bir çocuk. en son jay'in dediklerini duyunca üzülmüştür, ondan kötü duruyordur" dediğinde annemin dediklerine mi üzülmeliydim yoksa abime karşı savunmasına mı sevinmeliydim bilmiyordum.

"fazla kırılmıştı ama yine beni düşünüp bir sürü kez özür diledi. gerçekten içim o kadar acıdı ki" konuşurken boğazıma yumru oturmuştu.

annem "sen de hatanı kabullendin. bence onun için bu yeter oğlum" diyip ellerini saçlarıma atıp okşadığında buruk bir tebessüm etmiştim.

<>

ficin en uzun bolumu sakasiz

ᴅᴇʟᴛᴀ-ᴊᴀʏᴋɪ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin