riki önlükleriyle gelmiş sandalyemin iki tarafına elini yasladığında lacivert olan önlüğü ona o kadar yakışmıştı ki elde olmadan incelemiştim.
dişlerimle dudağımı ısırdığımı fark etmemişken baş parmağını dudaklarıma getirmiş ardından da dudaklarıma kapanmıştı.
sert bir şekilde üst dudağımı emerken yavaş bir şekilde geriye giden sandalyemle ayrılmıştık.
tekrardan ellerini sandalyemin iki tarafına atmış dudaklarımızı birleştirmiştik.
araya dillerimizi eklediğimizde ellerimi boynuna atmam ile o da alışkanlık haline geldiği için ellerini belime atmıştı.
ellerini çekmesiyle sandalyem biraz daha geri gitmişti. riki bununla birlikte sahte bir sinirle derin bir nefes vermiş ardından beni kaldırmış ve kucağına almıştı.
bu sefer ondan biraz daha yukarıda olduğumdan kafasını kaldırmak için ellerimi çenesine atmış dudaklarımızı ben birleştirmiştim. nefessiz kalmamla ayrıldığımda riki gülümsemişti. ben de utandığım için saçlarıyla oynamaya başlamıştım.
"aslında bu ortamı bölmek istemezdim ama... bir şey mi oldu bebeğim? kötü görünüyorsun."
"hayır sadece hastaneden direkt eve geldim ve o zamandan beri ders çalışıyorum belki ondan yorgun görünüyorumdur?"
"hayır bebeğim fiziksel değil ruhsal olarak kötü görünüyorsun"
jay anlamasına şaşırdığında karşı çıkacaktı ki riki ondan önce davranmış "bak boşluğuna geldi ve şaşırdın. kesinlikle bir şey var" dediğinde jay karşı gelmesinin işe yaramayacağını fark etmiş riki'nin boynuna sarılıp "hayır gerçekten bir şey yok sevgilim. sadece çok yorgunumdum" dediğinde riki ise "uyuyalım mı istersen? sonra çalışırsın."
"çalışmaya başlamışken devam etmeliyim az çalıştım"
"ne demek az çalıştım? en son sabah yanımdaydın gece yarısında geldim jay"
"her sınav döneminde böyleyim riki. alışmadın mı zaten niye kızıyorsun?"
"evet artık okulda olmadığım için unutmuşum her şeyi" diyip kıkırdadığında ben de gülüşünü izlemiştim.
"yok sen de cidden bir şey var"
"yok diyorum riki... gülüşünü izleyemiyor muyum ya?"
"izleyebilirsin tabii de-neyse ben bize bir şeyler hazırlayayım o zaman. sen de bir şey yememişsindir. sen çalışmaya devam et sonra ben de seni izlerim" dediğinde gülerek onu onaylamıştım.
"çok mantıklı bir fikir gibi geldi"
"hem de nasıl" diyerek beni sandalyeye bıraktığında odadan çıkınca iç çekerek sandalyemi masama yaklaştırmıştım.
riki'yi gördükçe aklıma gelen duyduğum şeyin doğruluğunu ona mı sormalıydım? doğruysa ne yapacaktım? nasıl bir tepki verecektim? hiç bilmiyordum.
"sevgilim sandviç yapıyorum olur değil mi?"
"evet. kendini yorma yeter" dediğimde kapıdan kafasını çıkarmış öpücük atmıştı.
aklıma gelenle onu durdurmuş "su kaynatabilir misin kahve içeceğim" dediğimde olumsuz bir şekilde kafa sallamıştı.
"masanda birkaç kupa var. tezgahta da kupadan fazla kahve paketi var. bir tane daha içmene izin veremem keşke daha erken gelebilseydim" demişti.
"sevgilim çoktan fazlasıyla içtim zaten hadi son bir tane daha"
"bakma bana öyle kabul edeceğimi biliyorsun zaten. gidiyorum ben içeriye kahve de içmeyeceksin"
"of tamam" kollarımı masanın üstüne koymuş ardından kafamı da kollarıma yasladığımda haklı olduğunu kabul etmiştim çünkü gram uykum yoktu.
onun sesli bir şekilde bir şey hazırlamaya çalıştığı on beş dakika sonrasında üstüne rahat kıyafetlerinden giymiş ikimize de ikişer sandviçle gelmişti.
"hadi ye ve çalış" diyip kitabımın yanına koyduğu tabakla gülümsemiş ardından dudaklarımı ona doğru uzatmıştım.
yaklaşıp dudağıma birkaç öpücük daha kondurduğunda odasındaki diğer sandalyeyi de yanıma çekmişti.
"seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" dediğimde beni onaylamıştı.
"ben de seni seviyorum sevgilim" diyip yanağımı okşadığında kafamı eline doğru eğmiştim.
<>
evet kotu bir yerde bitirmemden dolayi askli bolum karsinizda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴅᴇʟᴛᴀ-ᴊᴀʏᴋɪ ✓
Fanfictionriki: bebeğim jay: ne var? riki: bebeğim olduğunu kabul ettin jay: ya delirtme beni orospu çocuğu