Aşk, dudaktan kalbe -20-

889 38 241
                                    

Selâm, can içlerim.

Yine biz geldik.

Umarım bölümü severek okursunuz.

Keyifli okumalar.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Medya; Geçmesin günümüz sevgilim yasla...

Aşk, ihtiras, şehvet, üçü bir araya gelebilir mi? Birleşebilir mi aşk ihtirasla? Şehvetin adına aşk diyebilir miyiz? Aşkı kalıplara sığdıramazsın ama kısaca tanımlamak gerekirse; aşk tutkuyla sevmenin adıdır. Aşk, sevdiğini gerektiğinde gözünden bile sakınmanın adıdır. Aşk, sevdiğin tökezlediğinde elini uzatıp düştüğü yerden kaldırmanın adıdır. Aşk, sevdiğine dokunmaya bile kıyamamanın adıdır. İhtirasın kollarında şehvetin tutsağı olmanın değil...

Fırat, anlık dürtüyle genç kızı öpmeye başlamış neye uğradığını anlayamayan Teslime ise ilk şaşkınlığı üzerinden atar atmaz Fırat'ı itekleyerek kendinden uzaklaştırmak istemiş lakin başarılı olmamıştı. Fırat'ın harareti yüksek ve ateşli öpüşleri dudaktan kalbe sirayet ederken Teslime, karşılık vermese de kendini salmıştı. Bir nefesliğine ayrıldı dudakları birbirinden ama hala aralarında mesafe sınırı yoktu. "Seni seviyorum!" Sesinin rengi öpüşleri kadar etkileyici ve şehvetliydi. İkinci kez eğildiğinde bu kez bir öncesine nazaran daha yumuşaktı dokunuşları.

Teslime, karşılık vermiyordu ama itiraz da etmiyordu. Üstelik Fırat'ın hevesli öpücükleri nefes aldırmadan peş peşe gelince konuşmaya bile fırsat bulamamıştı. Saliselerce adamın nefsi nefesine karışmış içinden geçenleri yüzüne karşı haykıramamıştı. Fırat, fazla ileri gittiğini biliyordu ama bunun yaşanması ve Teslime'nin inadının kırılması gerektiğini düşünüyordu. Belki de ancak bu yolla sevdiği kıza ulaşabilecekti. Tam birbirlerinden ayrılmışlardı ki, direnci kırılmış fakat özünü kaybetmemiş olan Teslime, sert bir tokat gibi kelimeleri adamın yüzüne karşı fırlatırken, "Sözünde durmadın, beni sana mecbur bıraktın!" dedi.

Uzanıp iki eliyle genç kızın yüzünü avuçlarken kara gözlerini kırpmadan bakmaya başladı. "Sevgilim, biliyorum rızanı almadım ama anlık bir içgüdüydü benimkisi. Bundan sonra senin istemediğin hiçbir şey olmayacak."

Fırat'ın duygusal çözünürlüğü yüksek sesine yüklediği "sevgilim" sözcüğü Teslime'nin içini titretmişti. Öyle ki, soluksuz kalan ciğerlerine enjekte edilen bir kuple nefes gibiydi. "Sevgilim" sözcüğünün gücü bu olsa gerekti yani sevginin. İçgüdülerini baskılayarak Fırat'ın hala avuçları arsına duran utangaç başını hafif bir açıyla yukarı kaldırdı lakin içten içe yanıp tutuştuğu adamın kara gözlerine değdi gözleri. Sevdiği ama henüz kendinden bile gizlediği duyguları anında gün yüzüne çıkmış adamın bakışlarındaki arzu ve istek bir kez daha içini titretmişti. Utanmasa boynuna atlayacak tıpkı onun yaptığı "sevgilim" diyecekti ama hem utanıyor hem de henüz karşısındaki adama tam anlamıyla güvenmiyordu çünkü anlık bir gaflete düştüğünü varsayıyordu. Hem senin rızan dışında bir şey yapmam demişti hem de hislerime yenildim kusura bakma gibi şeyler mırıldanmıştı. Bundan sonra aynı şeyleri rızan var mı diye sormadan yapmayacağı ne malumdu?

En iyisi kesin bir dille onu uyarmak ve istemediği dünü hatırlatan yakınlaşmaları dizginlemekti. "Söz mü, bundan sonra benden izin almadan bana dokunmak yok!"

Genç adam şehvetli dudaklarını sakince birbirine bastırırken çehresine minicik bir ciddiyet yükledi. "Söz, ama ayrılmadan önce bir kere sarılmama izin ver."

Bu naif istek karşısında Teslime'nin yanakları kızarırken Fırat, hiç çekinmeden arzuya tutsak kollarını genç kızın yüzünden çekip ince beline doladı ve geniş hacimli göğsüne bastırdı. Soluk alır gibi çıkmıştı ağız boşluğundan firar eden sözcükler. Öylesine içten öylesin ihtiraslı. "Sevgilim... Bir daha sana bu kadar yakın olabilir miyim, bilmiyorum. Onun için hep böyle kalalım istiyorum. Şu an senden ayrılmak istemiyorum."

Şiddetli Hazlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin