BTS kalp SU [Park jimin]

İlk kitabın ilk bölümü;

" Ağh!"
Uçağın camına kafamı geçirince bağırdım. Kulaklığımın teki kucağım da benim gibi uyuklarken diğeri fazla mesayi yapıyodu. Telefon da İ need u çalıyodu.
"Benim de size ihtiyacım var ama maalesef işte her istediğimiz öyle kolay olmuyo."
Yan tarafdan bi gürleme gelince kafamı çevirdim. Zeynep horlaya horlaya uyuyodu. Maşallah abicim yaa. Bu arada ben Su Buran. Evet ben de soyadımdan nefret ediyorum. Yanımda hayvan gibi horlayan şahıs da Zeynep Akan. 19 yaşın da iki malız. Üniversite'yi Kore de kazandık hıh. Ama tabi afedersiniz kıçımızı yırttık yani. Bi zahmet kazanalım.
"Sayın yolcularımız, uçağımız inişe geçmektedir. Lütfen kemerlerinizi bağlayınız ve elektronik aletlerinizi devre dışı bırakınız. "
Tabi hanfendiciğim hemen. Jimiğğğn!!! Üzgünüm bebeğim ama ölmeyip sana gelmem için telefonu kapamalıyım. Elvedaağğ
"İ need u girl"
Jimin yapma böyle. Benim de sana ihtiyacım var ama ölmemi istemiyosan sus lütfen
"İ need u girl"

"Aa ama Jimin! Tamam şımartıyosun beni."

"Hanfendi? İyimisiniz? Telefonunuzu kapatır mısınız?"

"Yha Jimin'in bana ihtiyacı varmış da onu ikna etmeye çalışıyorm bi sene.(bi saniye)"

Kadın kaşlarını kaldırdı.
"Hanımefendi lütfen telefonunuzu kapatın."

"Yaa tamam kapiom şimdik."

Kadın yasabır çekercesine kafasını yukarı kaldırdı. Sonra indirip yollandı. Hade güzelim hadeeeğğ anca gidersiğn!!
"İ need u girl ve"
"Qız taam qız. Ne neden bu arada hala anlamadım. Yha bilirsin ben Korece bilmiyom İngilizce biliyom. Zeynep Korece biliyo ya hani. Sordum da söylemedi depresyon qarısı."
"Gaaaadhdhcjsnxsjdnsrk. Gaaachdjdbdhsjshrk."

"Sıç!"
Önde ki Koreli amca bana dönünce ben tabi kırmızı biber. Arkamda ki sarışın yakışıklı arkadan dürtünce daha bi kırmızı biber.
"Jimin. Biliyorum. Bana çok ihtiyacın var. Benim de sana çok ihtiyacım var ama her istediğimiz istediğimiz anda olamayabiliyor. Üzgünüm bebeyim ama..."

"Yine mi kendi kendine konuşuyon qız?"

"Sus Jimin'le konuşuyom. Nerde kalmıştık..."

"İ need u girl"

"Sus lan! Yeter haa. Ay nid yu ay nid yu. Benimde sana ay nid yu ama abartma yane."

Zeynep elimde ki telefonu çekti be kapattı.
"Jimiiiğğğn!! Özür dilerim bebeğiiiim!! Caniğ! Aşk düşmanığ!! Pisliiiiğğk!!!"

"Bi şey mi dedin?"

"Yoq qanqa ne diye bilirim senin gibi mütiş bi insana?"

"Bende öyle düşündüm zaten."

"Hhıı"
Kafasını koltuğa yaslayıp uyuklamaya başladı.

"Töbe bismillah töbe yarabbim töbee!!!"

Ani bi sarsıntıyla böğürdüm. Benim gibi bi kaç kişi daha bağırsa da bi kaç kişi hiç keyfini bozmadan toparlanıyodu.
"Kankaaaağğ!!! Uçak düşüyoooooğğ!!"

"Ne kim nerde töbe töbe bismillah Allahım sen bizi koru yarabbim tövbeeeeeğ!!"

Bi böğürmede ondan duyuldu. Arkada ki sarışın çocuk,
"Uçak düşmüyo. Yere indik ve şu an herkes uçaktan iniyo bilmem farkındamısınız."

"Haa, taam saol"

"Allah belanı vermesin altıma sıştım korkudan be davar! Kalk valizleri alcaz daha kalk!!"

"Taam kanka kızma yhaa"

Kemeri çözüp ayaklandım telefonu cebime soktum.
*******************

"Oh maşallah beeaaah"

Gözleri kocaman bi Zeynep konuştu,
"Olm biz burda mı kalcaz şimdi?"

"Öyleymiş kanka. Baksana Allahım! O yatak benim!"

"Yaaağğ pisliiiqqq!!"
Popoma sırt çantasını fırlatınca yüz ütsü yere yapıştım.
"Aaaağğğhhhh davar hayvaaaan!!!"
"Ahahahahahahahahahahahaaaağğğ maaaaal zaaaaa"

Çantasını alıp önüne geri fırlattım ve yatağa yayıldım.

"Yav bu ne biçim yatak beh. Ne güzel yaa bu maşşallah kim yapmış bunu?"

Gidip kendi yatağına yayıldı.

"Lan benim Türkiyede ki yatağımdan daha rahat haa"

"Hadi Bighit'in önüne gidek. Bişi fark ettim de, yarın okul vaaaaaaarrrr!!!!!"

"Ne zannettin salak. Neyse. Mal nasıl bulcaz Bighit'i?!"

"Ben internetten baktım zuuhahahaha."

"İyi gidek."

"Yong vonan gon colde obso gyalguge non byon hetji!!"

Telefonum böğürmeye başlayınca cebimden çıkarıp arayana baktım. Mert Ali. Bu niye arıyo beni?
"Ne var yaa yine? Bıkmadın mı kardeşim?!! Lan o kadar da sövdüm be gurursuz musun?!!"

Mert Ali benim eski sevgilim. Kendisi bela gibidir. Yapıştı bırakmıyo. Mavi gözlü sarı saçlı ama pek yakışıklı sayılmaz. Orta halli diyelim. Gösterişten iki kas yapmış salak. Hem aldatıyo hem arayıp duruyo.
"Kore ne güzel yermiş böyle. Hava limanı bile harika."

"Ne diyosun gerizekalı? Türkiye'yi Kore'mi zannetmeye başladın? Senin beyin iyice gitti salak."

"Sen benim Türkiye de olduğumu sanıyosun. Ama hey! Belalın Kore de!"
Wat dı fak?

Çok uğraştım. Umarım ilk hikayemi beğenirsiniz. ^^ ^^