Yutkundum, Allah'ım affet beni bu beyaz yalan küçücük kimseyi üzmez
"E-evet, seviyorum ki"
Gururla Jimin'e baktı.
"Ne oldu?"
Jimin kaşlarını kaldırdıktan sonra cebinden buruşuk bi kağıt çıkardı. Mert'e uzattı. Mert kağıdı sessizce okurken ben şok ben iptal. Dehşetle bana baktı.
"One ya"
Etraftakiler fısır fısır aqarlarken Mert kağıdı yırttı. Noluyoq, boğazını temizledi.
"Oha. Bu..."
"19.00 Türkiye uçağı, beş dakika sonra havalanacaktır."
Saatleri gösteren televizyona Baktık. Evet beş dakikaya uçakta olmalıyım. Mert Jimine baktıktan sonra kağıdın yırtık parçaların yere attı.
"Su,"
Suratına bakıyodum ki gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Ben, gidiyorum. Gelicek misin?"
Aradan yırtık donlar kıralı Zeynep fırladı.
"Gitmiyo!"
"Niyemiş yaa"
Zeynep hızlıca yanıma gelip telefondan bi şeyler gösterdi.
"Ay dur bunu banyodan çıkınca çekmiştim, ay bu da değil, dur, heh bu!"
Mert bi kızla işi Amerika kıtasından Afrika kıtasına sürmüş maşşallah aç bi yamyamcasına kızı sömürüyodu. Üstelik bu eski bi resimdi çünkü saçları burda uzundu, yani biz çıkarken çekilmiş bi resim!
"Yuh yeseydin"
Mertin gözleri açıldı.
"Ne kim o?"
"Bu bildiğmiz kızdan başkası. Bak tarihine, 21 Mart 2014. Ayrıca bu da Jimin'le NamJoon'un mesajlaşmaları."
Bi resim daha gösterdi. Okudum bende yaniyyyy,
Nam Nam: bu ne efkar kaç gündür adamım.
Jiminnie: efkar mı? Yoo
Nam Nam: kekimi ye beni yeme JiMin-ah
Jiminnie: sen bi daha Zey'le takılma ya...
Nam Nam: aynen ya bozdu bu kız beni.
Jiminnie: yaa, sen Su 'nun telini biliyo musun?
Nam Nam: hee vardı, mal mısın neden bende numarası olsun?
Jiminnie: öf, kimsede yok
Nam Nam: napcan ki bulurum çok önemliyse
Jiminnie: söylüyim mi
Nam Nam: söyle
Jiminnie: ya ben şu Su da bi tuhaf oluyorum sanki
Nam Nam: voooov, biliyodum var ya
Bu ne aq hayır, yani bi de Korecenin altında İngilizce çeviri var. Yoksa...
"Sırf senin için Ji yi kekledim bak."
Ordan bi Nam Nam Joon'un sesi.
"Ne?"
Jimin anlamamıştı.
"Yaa geçen ki me-"
"NamJoon-aaaaaaaah!!!"
NamJoon bi gözünü kapatıp kafasını geriye çekti.
"Adamım, şimdi bu kızın gitmesini istemiyosan-"
Jung Kook?
"Hey, bu herif o!"
Kim o? Ney? Mert sen de ne doluymuşsun!!!
Jung Kook Mert'e yaklaşırken fark ettim ki Bangtan iz kamink yapmış. HoSeok'la Jin de araya giriş yapınca TaeTae fırağsız kaldı tağbi. Mert de konuştu.
"Siz? Siz o pis çekikler!"
Noluyo ya?
"Sen, seninle hesabımızı kapatmamıştık! Kızı elimden almıştın!!"
Hangi kızı?
"O Amerikalı beni beğenmişti, yapıcak bi şey yok."
Mert piç smayl yaptı.
"Oha Mert, aldatılmaktan soğanlı çorbaya dönmüşüm sen Sushi takılıyon, Allah'ım iyiki terk etmişim sen büyüksün. Bunu yakalamasam bırak insanı dişi zurafalarla bile aldatırdı beni."
"Yah! Agucjcuucufjsuyuyoooo!!"
Ne diyon Vey kardeş valla Korece bilsem anlicam da bilmiyom
"Agucugoo, guguhojoguua nee kajihanee guhabniaaaaağğ"
Jimiiiiin azını yedimin çocuğuuuuu, ne güzel de konuşursun sen Korece Çince falan. Japoncada konuşursun sen. Hadi sende SNK otakusu ol benim gibi de taqılaq. Ay düşünsenize, JiMinle patlamış mısır patlatmışız, sonra ben 23. Kez JiMin de 11. Kez Shingeki No Kyojin serisini baştan izliyoz. Sonra Durara'yı, sonra Bleach'i, sonra Darker Then Black, sonra Gintama'yı, sonra Wampire Night'ı- ay yok, ben Ayato'ya bi de Subaru ya yavşarım ayıkla pirincin taşını yani yok onu kendi başımayken 17. Defa bitiririm. Neysee, konu bu değil.
"Eveeet Vey bence sende İngliş konuş biz de anlayak."
Ay ben dedim de kendim Türkçe konuştum. Beni anlayan bi Zeynep diğerleri İtalyano, çünkü TaeTae Fığansız ya o yüzden diğerleri İtalyanoo.
Sonra durup bana bakan milletin gözler JiMin'e döndü. JiMin beni göstererek,
"Nee coaheee!!"
Diye bağırdı. Bu kelime?..
Hi hi hi °••° çoook mu hızlı gelişti ya? Of, bazen bazı şeyleri fazla hızlı geliştirdiğimi düşünmeye başladım. Dört tane bölüm peş peşe geldi, biraz sıkıcı galiba. Neyse, Saranghaee~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS kalp SU [Park jimin]
FanfictionSu, arkadaşı Zeynep ile üniversite için Kore'ye gider. Hayranı oldukları BTS ile farklı yollardan tanışıp farklı maceralara sürüklenirler. Fakat sürüklendikleri maceranın içinde abisi İsviçre'den dönen Zeynep Türkiye'ye geri dönmek zorunda kalır...