"you very selfish!"

421 24 15
                                    

"Because İ'm naughty."

"Hah. Yes. Really? Why did you hide yourself? Huh?"
'Hah. Evet. Gerçekten mi? Neden kendini sakladın? Ha?'

Ne bilim ben çoçuğum? Canım istedi saklandım sana ne?

"Because İ'm shy girl. Because, You said naughty to me!"
'Çünkü ben utangaçım. Çünkü, bana terbiyesiz dedin!'

"Oh."

Evet, farkındayım. Park JiMin'e bağardım. Ama o, beni işe yaramaz olarak görüyo!

"Aaah, yees. You very, very, multi porfect huh?"
'Aaah, eveet. Sen çok, çok, aşırı mükemmelsin ha?'

"No. İ did not such say anything."
'Hayır. Öyle bi şey demedim.'

"Hımm? Ok."
'Hımm? Tamam.'

Yanından geçip Zeynep'in yanına ilerledim. Olom ciddi olamıyom yeminle daha demin Park JiMin'e trip attım lan! Hahaaaaa!! Ablanız böyle işteee.
İki dakka sonra. Jimin:sen kimsin aq ne hakla trip atıyon biçıs. Ben:sağa hayırdır olom seni yerim.
Şaka şaka olmadı tabi ki böyle bişi olmasın da zaten kalp krizinden giderim bu sefer.
"Eee, napıyon?"
"İyi sen?"
"Daha daha napiyon? İyi ne güzel hep böyle ol inşallah."
Zeynep bi tepki vermedi. Neden mi? Sabahtan beri bizi dikizliyo ordan uzaktan, uzaktan. Tabi ben kafayı yedim ya JiMin'le konuşunca, normal buluyo. Zaten genelde de malım ben, anlata bildim mi?
"Qanaq ne konuştunuz, qanaq!!!"

"Ben ingilizcem bok gibi biliyodum yeminle dünyanın en iyi ingilizce konuşucusuymuşum."

"Sonuç olarak da?"

"Trip atıyom lan."

"Sus. Buraya geliyo."

Gözlerim kocaman açıldı. Daha demin dalgasına yaptığım dialog ya gerçek olursa? Kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Jimin sen de harbi kas varmış yavru.

"You, Why are you doing this? Do you like me? Huh? Or you army?"
'Sen, bunu neden yapıyosun? Benden hoşlanıyo musun? Yada ARMY misin?'

"N-no!"
'H-hayır!'

"Yes. You cried there for me."
'Evet orda benim için ağladın.'

"Hayır. Ay, no!"

"Ben sizi yalnız bırakiyim."

Zeynep tam giderken,

"Kanka beni yalnız bırakmaaa!"

"Üzgünüm ama bu sizin aranız da."
Zeynep gidince yalnız kaldık.

"İ don't believe you. Swear."
'Sana inanmıyorum. Yemin et.'

"Ne? Ay. What? Never!"
'Ne? Asla!'

" You cried there for meee."
'Orda benim için ağladııın.'

"No!"

"Swear."

Allahım nolur beni çarpma,

"İ swear!"

Allahım nolur çarma Allahım! Nolur Allahım sen beni affet Yarabbim! Sadece şu Jimine inat olsun diye! İstersen hemen gerçeyi söyliyim!

"Yalan! İ don't swear! There I cried for you! Yes!"
'Yemin etmiyorum! Orda senin için ağladım! Evet!'

Allah korkusu böyle bi şey işte.
JiMin'in suratın da bi gülümseme oluştu.

"Good, my ARMY. Do my hair."
'İyi, ARMY'm. Saçlarımı yap.'

Yüzüm kıpkırmızı bi halde kafamı salladım. Güldü ve gidip şu aynalı kuaför masasına oturdu. Nasıl yapıcağımı sorduktan sonra istediği şekle getirdim.

"You know the makeup?"
'Makyaj biliyo musun?'

Kafamı hafifçe salladım.
Gözlerini kapayıp başını koltuğun arkasına yasladı. Bunun anlamı: bana makyaj yap.
Tabii ki ARMY olduğumdan nasıl şeyler yapılıcağını biliyorum ama elimize verilen kağıtlara göre istifa etmiş makyöz ve kuaförü taklıt etmeye çalıştık. Bi şekil de tüm grubun saç baş işlemi bitti ve onları stilistlerine yolladık. Herşeyleri bitince prova yaptılar ve işte bitti. Sadece konseri vermek kaldı. Dur. Orda noluyo. YoonGi ve Zeynep. Dur lan! Zeynep kolunu Sugadan çekti ve kaşlarını çattı. Suga ona bi şeyler dedi. Sonra Zeynep kaşlarını kaldırdı. Kafasını evet şeklinde salladı. Suga ona gülümsedi. Noluyo da haberim yok lan? Dur, dur. Suga Zeynepin kolunu bi daha tuttu. Sonra Zeynep kolunu bi daha çekmeye çalıştı. Suga da piç smayl var. Zeynep sinirli. Müdahele etmeli miyim? Hayır, o daha demin beni Jiminle yalnız bıraktı. Hatta şöyle bi şey yapıcam. Onlara doğru yaklaştım. Beni görünce Zeynepin gözleri parladı. Ah canııım yazık onu kurtarcam sandı heralde. Yakınlarında ki minik buz dolabına gittim ve içinden bi şişe soğuk su çıkardım. Dolaba yaslanıp onları izlemeye başladım. O mimikleriyle neden bi şey yapmıyosun demeye çalışırken, ben diktiğim su şişesini dudaklarımdan çekip kaşlarımı kaldırıp 'beni ilgilendirmez.' bakışlarımı yolladım.

"Agucugucugugokukahucobso!"

"Cogocogugicucacucidaduga? Ha?!"

Baya kavga ediyolar yalnız. Hadi, hadi büyüklük ben de kalsın. Yanlarına gidip

"Noluyo lan burda!"

Dedim ama YoonGi beni anlamadı. Bu yüzden direk Zeynepi kolundan tuttum sonra Suga'nın elini Zeynepin kolundan çektim ve uzaklaştık.

"Ne bekliyon. İzliyon öyle?"

"Bu sizin aranızda. Ama yine de kıyamadım."
Suga'nin sesi,

"You verry selfish!"

Bu bölümünde sonuna geldik ^^
Bazı eksiklliker olabilir. Onlar için özür dileriiiiim!!! ^^ ^^

BTS kalp SU [Park jimin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin