BTS kalp SU [Park jimin]

Jimin'le güzel gün?

Kore'nin havası beni bozuyo ya. Valla, olmuyo yani.

"Su, noldu?"

Jimin'in sesiyle kendime geldim.

"Transa geçtin ya."

"Ha? Kim kime geçti?"

"Evet, sen kafayı üşüttün. Diyorum ki, bak geldik ha burası kurs yersi."

O pleys demeni yerim de sırası değil be Ji.

"Sana da koniçiva, ne?"

"Yok cidden, ilk hastaneye mi uğrasaydık?"

"Ne diyon be, sensin hasta!"

"Hasta mı dedim sana ben?"

"Sensin hanaşi suru!"

Gelirken japonca oyun oynadım, o bozdu beni.

"Ne hanaşi suru'su, ne diyosun kızım?"

"Diyorum ki, ne güzel burası hadi Korece öğrenelim."

... Ders sonu...

"Ulan o neydi be, onu oraya koy, bunu burdan çıkart, yok gomapsumnida cosanghabnida. Ay, beynim bu kadar derse sıçtı yani."

Bunlarda 15 tatil yok mu ya? Yani şu an baya özledim ben onu. Yok ya, Murat Sakaoğlumu bırakıp gitmicektim ben, onsuzluk bende kafa yapıyo. Ayh, açıp izliyim aşkımı. Jin'in sürdüğü arabada elimde telefon, vine izlemeye başladım. Sonra sen Jimin kafayı gel Muratımla aramıza sok.

"Bu kim? Nece konuşuyo, neden bu kadar gülüyosun, çok mu komik? Ben daha komiyim."

"Kafanı çek izleyemiyorum. Ay, may darling yha."

Gözlerini bana dikti.

"Sevgilin mi? Bi de vidyo çekip YouTube'ye mi atmış? Hah, ben de atarım!"

Tuhaf bakışlarımı gönderdim.

"Hikayenin sonunda ölen başrol kızın kitabı gibi bi ironisin biliyosun dimi?"

"Ya pardon da, ne bu şimdi? Kafasına paspas şeysi takmış, gay mi bu ne bu?"

"Sensin gay lan! Vine'cı bu."

"'Sensin gay?' Wow, tamam. Elin iki kuruşluk vine'cısı için."

"Ya öyle değil."

"Ne öyle değil?! Hem, ben daha Mert sendromunu atlatamadan iki günde yeni sevgili buluyosun, hem gelmiş bana sensin gay diyosun. Daha ne öyle değil?!"

"Of ne sevgilisi Jimin?! Lafın gelişi dedim! Ayrıca gay olduğunu da iddia etmiyorum!"

"Hah! Bu daha kötü! Ya-"

"Bi bağırışmayın be!"

Suga'nın peltek sesini duyunca Jimin sustu. Ben de. Başımı camdan dışarı çevirip telefonun ekranını kapattım. Yok sevgilinmiş de yok gaymiş de. Sana ne bi kere, sana ne? Hayır yani, hemen götünden anlamasan olmaz. Araba durunca yurdun önünde olduğumuzu gördüm.

"Sağol Seokjin, abi."

Sona eklediğim kelimeye karşın herkes bana döndü.

"Ve abilerim."

Jimin'e bakarak konusunca bana gözlerini kocaman açarak baktı. Jungguk'a döndüm.

"Ve yaşıtım."

Arabadan inip yurda doğru yürüdüm. Herkes şoktaydı sanırım. Ne yani, benden büyükler! Yurdun kapısından içeri dalıp odaya gittim. Zeynep en son mesaj atmıştı. "Ben Türkiye'ye dönücem, abim İsviçre'den dönmüş" diye. Yani tektim. Odaya girince kendimi yatağa attım. Aym kaming beybi, aym kaming...