GANGSTA PARADISE | YOONMIN

➡️27

Merhaba Herkese😘

Keyifli Okumalar Çiçeklerim.

Yıldız kutucuğunu doldurmayı unutmayın lütfen..👉👈
.
.
.
.
.
.
Herşey tamamdı, altı adam cidden mükemmel bir masa hazırlamıştı. Masaya bakan herkes memnundu ve Jae'nin gelmesini bekliyorlardı.

"Woaahh! Cidden Mina buna bayılacak." demişti Jungkook.

"Mina'ya çok önem veriyorsunuz hepiniz, bu çok güzel birşey çocuklar."

"Jimin biz sana anlatmadık ama Mina üç sene önce ailesini kaybetti. Burdaki herkes kadar kimsesiz ama dünyanın en iyi arkadaşlarına sahip." bunu söylerken Taehyung ve Jungkook'a bakarak gülümsemişti Yoongi, çünkü etrafındaki kişilerden dolayı şanslıydı. Herkes kadar kimsesizdi hepsi, Jimin'i dahi  senelerdir tanıyormuş gibi aralarına almışlardı. Bu yüzden arkadaşlarına hem saygı, hem minnet duyuyordu.

"Ooo! Çok üzüldüm. Destek olmanız harika birşey, yanımda birilerinin olmasına ihtiyacım olduğu o kadar zaman oldu ki. O anlarda sadece ben ve yere yansıyan gölgem olurduk."

Jimin'in kolay bir yaşam geçirmediğini herkes bildiğinden, bir anlığına sessizleşip birbirlerine bakmışlardı.

Çünkü bazen insanlar bu gibi durumlarda söyleyecek şey bulamıyordu. Yoongi, Jimin'e doğru yaklaşıp dudaklarına yumuşacık bir öpücük bırakmıştı.

"Artık tek değilsin Sevgilim!"

"Biliyorum." demiş ve başını yere eğerek gülümsemişti.

"Mina'nın en yakın arkadaşı sadece biz değiliz Yoongi. Ailesini kaybedince onu tek teselli edebilen sendin. Ve sadece sana oppa diyor."

Aşağıdan gelen gülme seslerinden dolayı memnundu Jae. Arkadaşlarının Mina'yı kardeşi gibi koruyup kollamasını seviyordu. Mina kendisi için değerliydi. Herkes için değerliydi. Jae unuttuğu aile kavramını yeni yeni yaşıyordu. Kapının zil sesini duyunca daldığı düşüncelerinden sıyrılmış ve aşağı inmişti.

Yoongi kapıyı açınca karşılarında gördükleri melek gibi gülümseyen çok güzel bir kızdı. İçeri girer girmez Yoongi'ye sarıldı.

Tatlı gülümsemesiyle herkesle selamlaşırken en sona Hoseok ve Jimin kalmıştı.

Gülümseyerek Hobbie'ye yaklaşmış, ilk kez görmesine rağmen aynı sıcaklığı ona da göstererek küçük kardeş edasında sarılıp öpmüştü.

Mina, yavaş yavaş Jimin'e yaklaşınca tam önünde dururak gülmesini belli etmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Mina'nın bu hareketi Jimin'e çok tatlı gelmişti. Gülmemek için yanaklarını sıktığından gamzeleri ortaya çıkmıştı. Mina ellerini önünde bağlamış ve hafifçe Jimin'e eğilerek;

"Jimin-shi o gece içtiğiniz alkol neydi?" diye fısıldamıştı.

"Yedi şişe Soju ve birkaç bardak viski." diye fısıldayarak karşılık vermişti.

"Oh! Anladım. Bu benim en güçlü silahım olacak Jimin... Sana minnettarım." fısıldayarak konuşmaları ayrı bir sevimlilikti. Mina dayanamamış kocaman gülümsemesiyle Jimin'e sarılmıştı.

"Peki benim müstakbel nişanlım nerede?"

Mina beline dolanan kollar sayesinde arkasına dönmüş Jae'yi görünce daha da meleksi haline bürünmüştü. İnsanın birbirini sevmesinin ışığı herkese yansır mıydı? Onlarınki öyleydi... Jae Mina'yı öptükten sonra;