Gökçe yeni bir sabaha şu üvey babası olacak pisliğin bağırmaları olmadan uyanmayı o kadar çok dilemiştiki fakat bu dileğide kabul olunmadı. Üvey babasının " öğlene kadar yan gelip yatıyorsun anca . Hiçbir işe yaramıyorsun bari kalk kahvaltı hazırla " diyişlerini artık hep ezberlemişti. Gökçe akşama kadar çalışıyor ama bir türlü yaranamıyordu bu adama.
Gökçenin sihirli sözcüğü " bu günler geçecek " di. Evet belkide geçerdi birgün. Keza geçmezse gökçe artık isyan bayrağını çekip annesinide alıp bu evden gidecekti. Sabırla kahvaltıyı kurdu ve iki lokma var yok yedi ve işe gitmek için otobüse bindi. Bu seferki çekimleri düğün fotoğrafı değil gökçenin hayalini süsleyecek bir çekimdi. Gökçe patronunun yanına gidince bu güzel haberi duydu.
Patronu Begüm " Gökçe çok güzel bir iş aldık. Biliyorsun ki Karahan Şirketleri reklam alanında bir şirket. Ve bu seferki çekimleri kozmetik ürünlerin tanıtımı. Mankenleri bizim çekmemizi istiyorlar. Sanırım biri önerdi yada işimizin ehli olduğumuzu duydular. "
Gökçe küçük dilini yutmuş gibi kalakaldı. E haklı sonuçta o bunun hayalini kurmuştu hep. İlk kez profesyonel anlamda bir çekime gidecekti. Begümün onu dürtmesiyle aklındaki düşüncelerden sıyrıldı ve Begüme " Begümm sen ciddi olamazsın değil mi ? "
Begüm " birazdan bir araba gelecek ve bizi alıcak. İstersen o zaman karar ver gerçek olup olmadığına "
Gökçe " ayy inanamıyorumm. Koskoca Karahan şirketinin kozmetik katolog çekimini biz gerçekleştireceğiz resmen "
Begüm " inansan iyi olur çünkü araba geldi bile. Hadi makineleri al ve gidelim artık "
Gökçe makineleri , araç ve gereçleri toplayıp Begümle beraber gri arabanın yanına gittiler. Şöfor kapıyı onlara açtı ve Begümle Gökçe arabaya büyük bir heyecanla bindiler. Araba nişantaşında biryerde durdu. Şirket adeta saray gibi büsbüyüktü. KARAHAN ŞİRKETLER GRUBU yazıyordu tabelasında.
Gökçe ve Begümü stüdyoya götürmek için siyah dize kadar kalem etek giyen ve üstündede beyaz bir gömlek olan bir bayan geldi.Bayan " merhaba beni takip edin lütfen " dedi.
Gökçe ve Begüm onu takip ettiler. Bir anda Gökçenin telefonu çaldı. Arayan Selim. Selim gökçenin yakın arkadaşı ve aynı zamandada onu seven çocuk. Ne zamandan beri konuşamıyorlardı. Dışarda olsa açardı telefonunu fakat böyle biryerde şimdiden insanların gözünden düşmemek için telefonunu kapatmaya çalıştı. Telefonla uğraşırken sert birşeye çarptığını ve üzerinin yandığını hissetti. Bu çarptığı kişi Yasindi. Evet çınarın sağ kolu ve aynı zamanda en yakın arkadaşı olan Yasin.
Gökçe ne yaptığını anlayamadı biranda . Daha sonra adamın bağırmasıyla kendine geldi.
Yasin " Sen ne yaptığını sanıyorsun , körmüsün ? " diye öfke püskürttü üzeri yanan kıza.
Gökçe kekelemeye başladı. Sanırım patron gibi birşeydi bu dedi içinden. " şeyy çokk-kk öö-zür didi-lerim "
Yasin kızın özrünün aksine sanki kendisi yanmış gibi konuşuyordu. Bu kadar yüksek sese karşı Çınar lüks odasından çıktı olanları anlamak için.
Çınar " noluyor burda. Yasin ne bu bağırışlar "
Yasin " görmüyormusun şu sakar işe yaramaz kız çarpınca kahvem döküldü "
Çınar bir kıza birde yasine baktı. Kızın üzeri yanıyordu fakat belli etmemeye çalıştı. Sonuçta alışkındı böyle canı yanmalara , hakaretlere uğramaya. Yasininki ona göre hiçbirşeydi.
Çınar " Tamam oğlum sakin ol bir. Kızın üzeri yanmış seninki değil " dedi. Çınar zengin , bencil birisi olabilirdi fakat çok adaletliydi.
Yasin sinirden gitti yanlarından. Çınar onu insanların içinde rezil etmiş gibi hissetti. Fakat doğrular bunlardı. Çınar gökçeleri karşılayan kadına bakarak " şu kızın üstüne mankenlerin kıyafetlerinden birini verin " dedi.
Bayan " buyrun gökçe hanım şöyle gidelim " dedi. Gökçee... Çınar bu ismi o bayandan duymuştu. Artık ismine kulak misafiri olmuştu. Çınar odasına geri döndü. Gökçe ve Begüm bayanın eşlik etmesiyle bir giyinme odasına girdiler. Gökçenin pantolonu ve üstü ıslanmıştı. Değiştirmesi gerekiyordu. Bayan gökçeye siyah dize kadar dar gelen , omzun aşağısında duran askılı bir elbise uzattı. Bu elbise mükemmeldi. Gökçe bu kıyafeti giyince tüm paçozluğundan kurtuldu. Adeta eski gökçe gitti yerine yeni gökçe geldi.
Daha fazla oyalanmamak için derhal çekimlere başladılar. Bu mankenler fıstık gibiydiler. Gökçede heyecan fazlaydı. Böyle bir hayallerini gerçekleştirmeye başlamak için uygun bir yerdi. Gökçeye o an bir cesurluk geldi. Saçlarını açtı ve cesurca fotoğrafları çekmeye başladı. O esnada içeriye Çınar geldi. Çekimleri izlemeye gelmişti. Sonuçta bu şirketin sahibiydi o . Her daim kontrol altında tutması gerekirdi. Gökçe adamın arkasında olduğunu bilse heyecandan çekim yapamazdı. Gökçe fotoğraf çekerken gerçke benliğini buluyordu.
Çınar gökçeyi izlemeye başladı. Az önce korkudan hiçbirşey söyleyemeyen kız şimdi saçlarını açmış siyah elbisesine eşlik eden mükemmel fiziğiyle cesurca fotoğraf çekiyordu. Gökçenin işi bittiğinde ise arkasına baktığında Çınarı gördü. Gökçeyi sebepsiz yere bir heyecan kapladı. Fakat adamın yüzüne bile bakmadan Begüme dışarda onu beklediği söyleyip saçlarını savura savura çıktı.
Saçları çok güzel kokuyordu. Zümrüt yeşili gözlerinde kaybolur insan. Yasin içeriye girerken yine gökçeyi gördü. Gözlerini kırpıştırdı ve kızın yanına gidip " pardon içerdeki kız sizin ikizinizmi ? " dedi.
Gökçe ne olduğunu anlamadı. Bu adam numaramı yapıyordu yoksa.
Gökçe " hayır ikizim falan yok o bendim zaten " dedi.
Yasin çok şaşırdı. Bu kız az önceki kız imkanı yok olamazdı.
Yasin " sen başka bir kıyafet giymiştin , böyle değildin "
Gökçe " üzerime malum kahve dökülünce yanınızdaki beyefendi üzerimi değiştirmemi söyledi "
Yasin bu kişinin çınar olduğunu adı kadar iyi biliyordu.
Yasin " hımm iyi bari şimdi birşeye benzemişsin " deyip içeriye girdi. Çınarın odasına doğru gitti ve içeriye girdi.
Yasin " kardeşim o kız ne hale gelmiş yaa öyle "
Çınar " ne kızı "
Yasin " hani kahve döken kız varya o. Dışarda gördüm ikizi filan sandım. Yalnız kız meteor gibi. " dedi.
Çınar " kızın üstüne kahve dökülünce üzerini değiştirmesini söyledim. Abartma. Onun gibi kızlar hep varlar. " dedi.
Evet çınar onun gibi güzel kız hep var. Fakat o güzelliğin içinde masumlukta varmı ! Her kız hem masum olup hemde güzel olabilir mi ??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KONDU
RomanceVarsayalım gecekonduda oturuyoruz. Hayallerimizi gerçekleştiremezmiyiz? Yada kimseyi sevemezmiyiz? Kelebek kadar ömrü kısa sürmesin aşkımızın , bir daldan başka bir dala konmasın birdaha. Sadece bizim dalımıza konsun. Aşkımız konsun adı Aşk kondu o...